354
oktay mahmuti'nin yıllarca emek verdiği evinden gönderilişi yani 2006-2007 sezonunun sonu.
görevine son verilmeden yaklaşık 2 ay önce verdiği bir röportaj iki parça halinde. http://www.youtube.com/...&feature=related http://www.youtube.com/...&feature=related
bu röportajda oktay mahmutiaslında neden bu birlikteliğin bittiğini anlatıyor. şimdi en başa sarmak lazım. sezon daha başlamadan öncereal madrid ve tau ceramica oktay hoca'ya teklif yaparlar. hasılı kelam real madrid'in teklifi çok ciddidir. oktay hoca kulüpten izin ister fakat efes yönetimi buna izin vermez. çünkü tarihin en iyi bütçesi ve en iyi takımı kuruluyordur. bu bağlamda euroleague sayı kralı drew nicholasve uleb sayı kralı horace jenkins alınmıştır. geçen yılın en iyi oyuncusu ve oktay hoca'nın prensi antonio granger kadroda tutulmuştur. henry domercant ve charles smith yerine iki sayı kralı getiren efes pilsen pota altına ise müthiş atlet marcus haislip'i almıştır ve avrupanın en iyi pasör uzunu nikola prkacin daha ne olsun. bu kadroyu şimdi kuran olsa yine heyecanlanırım.
ama takımın pg posizyonu tam bir faciadır. ender arslan'ı kapı dışarı eden oktay mahmuti o bölgeyi saf pg olan cüneyt erden, genç can akın ve barış ermiş'e ek olarak 1-2 oynayabilen jenkins idare edebileceğini düşünmüştür.
sezon daha başlamadan bu kadar amerikalının büyük bir risk olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştı. 4 amerikalı tartışıla dursun efes pilsen'de 1 numaralı hucum silahlarına hep en büyük yardımı yapan bir nevi mj-pippen etkisi yaratan sırasıyla trajan langdon, marcus brown, henry domercant gibi yıldızlarla müthiş işler çıkartan antonio granger'ın talihsiz sakatlığı efes pilsen'in tüm planlarını yıkar. f4 hedefiyle çıkılan yolda ilk darbeyi alan efes pilsen'in euroleague grubu ise tam manasıyla kan dondurucudur. ölüm grubu denen şey efes pilsen'i bulmuştu. zamanın en iyi kadrosunu kuran tau ceramica * * * * * * dusan ivkovic'in takımı dinamo moskova * * * * geçen yılın finalisti olympiacos * * *
takımı kurarken savunma yapan uzunları, topu yere vurabilen gerekirse sorumluluk alabilecek kısalarla kuran oktay mahmuti'nin en büyük handikapı olan pg seçimi konusunda tamamen atıcı jenkins'i getirmesi ve zaten en iyi savunma yapan takımız hucumda tıkanırsak 2 tane sayı kralımız var bu takım sırtı yere gelmez söylemlerine maruz kalması erken görülebilecek herşeyin üstünü örttü. (bkz: sergen-tümer yanyana oynamaz) (bkz: jenkins-drew yanyana oynamaz)
jenkins balonunun patlaması çok uzun sürmedi ama haa şimdi oldu ha şimdi olacak diye diye çok zaman kaybetti efes pilsen. granger'ın bir türlü iyileşmemesi can akın, mustafa abi, cüneyt erden ve barış ermiş gibi kısa türk rotasyonu takımın istenen seviyeye gelmesini engelleyen diğer unsurlardı. gerçi sonraları jenkins'i gönderip aleksandar rasic'i getirdiler ama doğru insan yanlış zamandı.
herşeye tuz biber eken ise final serisinde fenerbahçe ülker'e 4-0 kaybetmek oldu. hemde hiçbir maçta rakibe dirayet gösteremeden.
herşey mükemmel giderken efes pilsen'in bütçeyi artırması, f4 için yıldız gerekir sanılması, granger'ın sakatlığı, pg sıkıntısı ve yanlış transferler birbirlerini çok seven iki ismin yolunun ayrılmasını kaçınılmaz kıldı. herşey çok çabuk gelişti ama kaçınılmaz sonda oktay mahmuti'nin söylediği "sevaplarımla günahlarımla gidiyorum. günahlarım benim olsun sevaplarım ise oyuncularımın" lafı bir yere not edilmeli.
şimdi oktay mahmuti bizim koçumuz ve galatasaray 2006 sezonunda f4 hamlesi yapan efes pilsen gibi. yıldız isimler bekleniyor ve hedefler biraz erken yükseldi. basında geçen isimler, bizlerin yani taraftarların heyecanı, el mevzusu takımın istikrarlı büyümek prensibini biraz esnetebilir.
geçen hafta oktay mahmuti'nin ceo olacak söylentileri çıktığında aklıma ilk olarak bu bütçe meselesi geldi. mahmuti'nin tepeye çıkma isteğinin arkası sadece planlama ile açıklanamaz. mahmuti belki de 3 yıl sonunda hedeflenen bütçenin bu sene uygulanacak olmasından rahatsız olmuş olabilir. beklentilerin bu kadar yükselmesi gerçek öngörülür planlamanın sapması manasına gelir. oktay hoca'da bundan çekinmiş olabilir.
benim şahsi görüşüm oktay mahmuti'nin düşük bütçeli takımlarla muazzam işler başarabilecek hatta ve hatta başarısız olamayacak bir koçtur. onun işi takım kimyasıdır. onunla beraber başarılı olan oyunculara baktığımız zaman hep egosu düşük takım için oynayan oyuncular olduğunu görürüz. bu yüzden gelecek sezon takım kurulurken umarım oktay hoca 2006'yı unutmaz. onun ne kadar büyük bir karakter olduğunu ve yarattığı takımlara da bu karakteri aşıladığını düşününce ondan tek dileğim bu bize gerekirse nba yıldızları gelmesin, avrupanın kalburüstü oyuncularını almayalım yeterki biz senin bildik karakterli oktay mahmuti takımı olalım...
görevine son verilmeden yaklaşık 2 ay önce verdiği bir röportaj iki parça halinde. http://www.youtube.com/...&feature=related http://www.youtube.com/...&feature=related
bu röportajda oktay mahmutiaslında neden bu birlikteliğin bittiğini anlatıyor. şimdi en başa sarmak lazım. sezon daha başlamadan öncereal madrid ve tau ceramica oktay hoca'ya teklif yaparlar. hasılı kelam real madrid'in teklifi çok ciddidir. oktay hoca kulüpten izin ister fakat efes yönetimi buna izin vermez. çünkü tarihin en iyi bütçesi ve en iyi takımı kuruluyordur. bu bağlamda euroleague sayı kralı drew nicholasve uleb sayı kralı horace jenkins alınmıştır. geçen yılın en iyi oyuncusu ve oktay hoca'nın prensi antonio granger kadroda tutulmuştur. henry domercant ve charles smith yerine iki sayı kralı getiren efes pilsen pota altına ise müthiş atlet marcus haislip'i almıştır ve avrupanın en iyi pasör uzunu nikola prkacin daha ne olsun. bu kadroyu şimdi kuran olsa yine heyecanlanırım.
ama takımın pg posizyonu tam bir faciadır. ender arslan'ı kapı dışarı eden oktay mahmuti o bölgeyi saf pg olan cüneyt erden, genç can akın ve barış ermiş'e ek olarak 1-2 oynayabilen jenkins idare edebileceğini düşünmüştür.
sezon daha başlamadan bu kadar amerikalının büyük bir risk olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştı. 4 amerikalı tartışıla dursun efes pilsen'de 1 numaralı hucum silahlarına hep en büyük yardımı yapan bir nevi mj-pippen etkisi yaratan sırasıyla trajan langdon, marcus brown, henry domercant gibi yıldızlarla müthiş işler çıkartan antonio granger'ın talihsiz sakatlığı efes pilsen'in tüm planlarını yıkar. f4 hedefiyle çıkılan yolda ilk darbeyi alan efes pilsen'in euroleague grubu ise tam manasıyla kan dondurucudur. ölüm grubu denen şey efes pilsen'i bulmuştu. zamanın en iyi kadrosunu kuran tau ceramica * * * * * * dusan ivkovic'in takımı dinamo moskova * * * * geçen yılın finalisti olympiacos * * *
takımı kurarken savunma yapan uzunları, topu yere vurabilen gerekirse sorumluluk alabilecek kısalarla kuran oktay mahmuti'nin en büyük handikapı olan pg seçimi konusunda tamamen atıcı jenkins'i getirmesi ve zaten en iyi savunma yapan takımız hucumda tıkanırsak 2 tane sayı kralımız var bu takım sırtı yere gelmez söylemlerine maruz kalması erken görülebilecek herşeyin üstünü örttü. (bkz: sergen-tümer yanyana oynamaz) (bkz: jenkins-drew yanyana oynamaz)
jenkins balonunun patlaması çok uzun sürmedi ama haa şimdi oldu ha şimdi olacak diye diye çok zaman kaybetti efes pilsen. granger'ın bir türlü iyileşmemesi can akın, mustafa abi, cüneyt erden ve barış ermiş gibi kısa türk rotasyonu takımın istenen seviyeye gelmesini engelleyen diğer unsurlardı. gerçi sonraları jenkins'i gönderip aleksandar rasic'i getirdiler ama doğru insan yanlış zamandı.
herşeye tuz biber eken ise final serisinde fenerbahçe ülker'e 4-0 kaybetmek oldu. hemde hiçbir maçta rakibe dirayet gösteremeden.
herşey mükemmel giderken efes pilsen'in bütçeyi artırması, f4 için yıldız gerekir sanılması, granger'ın sakatlığı, pg sıkıntısı ve yanlış transferler birbirlerini çok seven iki ismin yolunun ayrılmasını kaçınılmaz kıldı. herşey çok çabuk gelişti ama kaçınılmaz sonda oktay mahmuti'nin söylediği "sevaplarımla günahlarımla gidiyorum. günahlarım benim olsun sevaplarım ise oyuncularımın" lafı bir yere not edilmeli.
şimdi oktay mahmuti bizim koçumuz ve galatasaray 2006 sezonunda f4 hamlesi yapan efes pilsen gibi. yıldız isimler bekleniyor ve hedefler biraz erken yükseldi. basında geçen isimler, bizlerin yani taraftarların heyecanı, el mevzusu takımın istikrarlı büyümek prensibini biraz esnetebilir.
geçen hafta oktay mahmuti'nin ceo olacak söylentileri çıktığında aklıma ilk olarak bu bütçe meselesi geldi. mahmuti'nin tepeye çıkma isteğinin arkası sadece planlama ile açıklanamaz. mahmuti belki de 3 yıl sonunda hedeflenen bütçenin bu sene uygulanacak olmasından rahatsız olmuş olabilir. beklentilerin bu kadar yükselmesi gerçek öngörülür planlamanın sapması manasına gelir. oktay hoca'da bundan çekinmiş olabilir.
benim şahsi görüşüm oktay mahmuti'nin düşük bütçeli takımlarla muazzam işler başarabilecek hatta ve hatta başarısız olamayacak bir koçtur. onun işi takım kimyasıdır. onunla beraber başarılı olan oyunculara baktığımız zaman hep egosu düşük takım için oynayan oyuncular olduğunu görürüz. bu yüzden gelecek sezon takım kurulurken umarım oktay hoca 2006'yı unutmaz. onun ne kadar büyük bir karakter olduğunu ve yarattığı takımlara da bu karakteri aşıladığını düşününce ondan tek dileğim bu bize gerekirse nba yıldızları gelmesin, avrupanın kalburüstü oyuncularını almayalım yeterki biz senin bildik karakterli oktay mahmuti takımı olalım...