• 1407
    bakkalın, çakkalın, çakalın, tilkinin, eziğin, büzüğün ve bilimum yersiz, gereksiz kişi ve grupların ağzına sakız olmuştur. fakat altın çamura düşmekle eğerini kaybetmezmiş derler. ne kadar da doğru söz..

    ilk cümlemi sabah uğradığım süpermarkette kasada duran meymenetsiz suratlının yanındaki arkadaşı ile girdiği diyalog sonrası söyleme gereği duydum. neymiş efendim, galatasaray; kasımpaşa ve konyaspor ile birlikte ligden düşen 3 takımdan biri olacakmış. bu entry'i, galatasaray futbol takımı başlığına da yazabilirdim fakat burada asıl mesele olan galatasaray adıdır. erkek basketbol takımımız harikülade gidiyor, bayan basketbol takımımız play-off finaline kalacak ve şampiyonluğun en büyük adayı. fakat galatasaray köklerini futboldan almış bir kulüp. futbol branşındaki başarısızlık, diğer branşlardaki başarıyı maalesef gölgede bırakıyor.

    aslında yazacak hem çok şey var, hem de hiçbir şey yok. her 90 dakikaya umutla başlıyoruz. 27. hafta maçımıza çıkarken taraftar olarak geride kalan 26 haftanın üzerine sünger çekiyoruz ve o maça konsantre oluyoruz. gelin görün ki ummadığımız skorla karşılaşmaktan ziyade ummadığımız, futbol bile diyemeyeceğimiz bir oyunla karşılaşıyoruz.

    bu sezon öyle veya böyle bitecek. önümüzdeki sezon gaalatasaray'ın asıl mücadele alanı olan avrupa kupaları yok. yeniden yapılanmak için uygun bir sezon olarka görüyorum. düştüğümüz bu durumu dalgaya alanlar umrumda değil. hem de zerre umrumda değil. yok bank asya'ymış, yok şifresiz maçları trt'den izlermişiz. kendi çaplarında eğlendikleri için cevap verme gereği duymuyorum açıkçası. yok hayır, empati yapıyorum. şu an yaptım hem de bunu. fenerbahçe ligin dibine demir atmış olsa, kümede kalma mücadelesi veriyor olsa -örneklemimiz beşiktaş da olabilir- düşünüyorum, acaba ben bu gibi gereksiz, komik olmayan ve herhangi bir etki yaratmayan basit şakalarda bulunur muydum diye. hayır arkadaş, bulunmazdım ya. her takımın iyi ve kötü zamanları olabilir. yanlış yöneticiler gelir, kalitesiz futbolcular gelir, bütün oklar hep kötüyü gösterecek şekilde şekillenir. olağan bir durum olarak karşılıyorum. dedim ya sabah uğradığım marketteki o ezik insanın ağzından ''galatasaray, konya, kasımpaşa düşer'' lafını duymak evet, bana koydu ilk başta. ama gram kafaya taktıysam şerefsizim. istediği kadar konuşsun, istediği kadar eğlendirsin kendini. ne demişler, kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmuş. bazen bu özlü sözler cuk diye oturuyor ya, harbiden söyleyene helal olsun demek istiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın