adnan polat

gitmeye niyeti yoktu, umarım bu iş mahkeme kapılarına gidip sürüncemede kalmadan seçimle neticelenir. mahkemeye gitse bile kongre üyelerinin toplayacağı imza yeterli olacaktır. dolayısıyla polat'ın her halükarda erken seçim kararı alması lazımdı. yanında alenen kendisine meydan okuyan helvacı ve ekibini göz ardı ederek bir sene daha başkanlık koltuğunda kalacağını hesap etmesi basiretsizliğin şahikasıdır. ünder'le birlikte 8 teknik adam gördü değil mi bu polat. gelen futbolcular, gidenler... geç kalan transferler. stratejisizlik. yönetimin en çok gelecek vaadeden kaliteli üyelerinden üstünel'in üstünün çizilmesi, cemal özgörkey istifası... kısacası işler kötüydü yönetim kanadında. bunun yanında taraftarın da ümidi tükenmişti, taraftar polat'a olan güvenoyunu yitirmişti. arena'nın açılması esnasında yaşan kriz, krizin iyi yönetilemeyişi.. basında bir tek fenerle çekişiriz küstahlığı... teknik direktörün arkasındayız teraneleri. almanya'dan getirilen skibbe'ye sabredilmeden yardımcılarının kabaca olacak ama alenen siktir edilmesi... arena'nın açılışına taraftardan ziyade alakasız tiplerin, tuzu kuru elemanların davetiyeyle alınması. misimoviç'e yapılan terbiyesizlik. eski futbolcularla sağlanamayan uzlaşma... yerli, umursamaz, çeteci futbolculara pirim verilmesi... disiplinin d'sinin dahi olmayışı. galatasaray'ın federasyon, hakem heyeti nezdindeki çaresizliği, zaafiyeti... bunların hepsi ve daha fazlası!

polat inatla başkanlık yapmak istiyordu ama bu imkansızdı. olması gereken oldu. bundan sonra başkan olanlar da ayaklarını ona göre denk alırlar. ne kadar ekmek o kadar köfte!