2321
yönetimi boyunca yaptığı büyük öngörü hatalarından sonuncusunu yaptı. galatasaray üyelerinin kendisini ibra edeceğini, başkanlığa devam edeceği öngörüsü.
galatasaray tarihinde geleneksel olarak hiç gerçekleşmemiş ibra edilmeme olayının başına gelmeyeceği öngörüsü. halbuki geçen sene beşiktaş'ın başına gelmişti, buna dikkat etmesi gerekirdi. edit : beşiktaş genel kurulu çok tartışmalı geçmiş ve ibra edilmemişti diye hatırladım, yanlış hatırlamışım. adnan polat da buna güvenmiş olabilir.
bahsedilen, kulübün ekonomik olarak düze çıkmaya başladığı ve bu yüzden mali olarak ibra edilmesi gereğiydi.
galatasaray üyeleri, galatasaray'a yakışan şekilde mali olarak ibra ederken, idari olarak ibra etmediler. iki farklı kriteri ayırabildiklerini, bunun bir kan davası ve husumet değil akla yatkın olanın değerlendirilmesi olduğunu gösterdiler. memleketimizde pek görülen bir tavır değildir. genellikle toptancı bir zihniyetle, değerlendirme konusu ne olursa ayrım yapılmaz, akıl yürütülmez ve her şeye ama her şeye ya evet ya da hayır denir. 2000 kişilik bir grubun iki kriteri farklı oylaması galatasaray genel kurulunun zeka seviyesinin üst düzeyde olduğunu gösterir.
salondaki ortam ise elbette tam türk işi. tezahüratlar, ıslıklar falan. ama unutmamak lazım ki, bu da bir propoganda şeklidir. zira bütün galatasaraylıların endişesi bu kadar başarısız ve yakışıksız bir tavır sergileyen adnan polat'ın başkanlığa devam etmesiydi. bütün yapılanlar bunu engelleme yönündeydi, olacak o kadar diyebiliyorum sadece. çok şükür, parti kongrelerinde olduğu gibi sandalyeler havada uçuşmadı, olmazdı da zaten.
adnan polat'ın neler yaptığını hepimiz biliyoruz. ıssız adadan yeni kurtulan biri bile sözlüğü okusa her şeyi öğrenir zaten. ama benim dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. adnan polat, galatasaraylılara rağmen başkanlığa devam etmek istedi.
tribüne gelen, kahveden, evden maçları izleyen, maçları hiç izlemeyen, sanal alemde sürekli bir şey yazan ve okuyan, kulüp üyesi, medyadaki galatasaraylılar olarak tanımlanacak bütün unsurların büyük çoğunluğunun hatta kendi yönetim kurulunun, muhalefetine rağmen başkan kalmaya çalıştı adnan polat. olacak işi değildi, olamadı da.
başkanlığı sırasında negatif anlamda hep ilkler yaşanmıştı polat'ın. ilk ceza alan galatasaray başkanı ve ibra edilmeyen ilk başkan. bence bu ayıp ona yetmeli, diğerlerini yazmaya gerek bile görmüyorum.
bir adnan sezgin, adnan polat'ı bitirdi, yazık.
edit2: sildim bir daha ekledim. entry girme saati hesaplarını öğrenemedim gitti.
galatasaray tarihinde geleneksel olarak hiç gerçekleşmemiş ibra edilmeme olayının başına gelmeyeceği öngörüsü. halbuki geçen sene beşiktaş'ın başına gelmişti, buna dikkat etmesi gerekirdi. edit : beşiktaş genel kurulu çok tartışmalı geçmiş ve ibra edilmemişti diye hatırladım, yanlış hatırlamışım. adnan polat da buna güvenmiş olabilir.
bahsedilen, kulübün ekonomik olarak düze çıkmaya başladığı ve bu yüzden mali olarak ibra edilmesi gereğiydi.
galatasaray üyeleri, galatasaray'a yakışan şekilde mali olarak ibra ederken, idari olarak ibra etmediler. iki farklı kriteri ayırabildiklerini, bunun bir kan davası ve husumet değil akla yatkın olanın değerlendirilmesi olduğunu gösterdiler. memleketimizde pek görülen bir tavır değildir. genellikle toptancı bir zihniyetle, değerlendirme konusu ne olursa ayrım yapılmaz, akıl yürütülmez ve her şeye ama her şeye ya evet ya da hayır denir. 2000 kişilik bir grubun iki kriteri farklı oylaması galatasaray genel kurulunun zeka seviyesinin üst düzeyde olduğunu gösterir.
salondaki ortam ise elbette tam türk işi. tezahüratlar, ıslıklar falan. ama unutmamak lazım ki, bu da bir propoganda şeklidir. zira bütün galatasaraylıların endişesi bu kadar başarısız ve yakışıksız bir tavır sergileyen adnan polat'ın başkanlığa devam etmesiydi. bütün yapılanlar bunu engelleme yönündeydi, olacak o kadar diyebiliyorum sadece. çok şükür, parti kongrelerinde olduğu gibi sandalyeler havada uçuşmadı, olmazdı da zaten.
adnan polat'ın neler yaptığını hepimiz biliyoruz. ıssız adadan yeni kurtulan biri bile sözlüğü okusa her şeyi öğrenir zaten. ama benim dikkat çekmek istediğim başka bir konu var. adnan polat, galatasaraylılara rağmen başkanlığa devam etmek istedi.
tribüne gelen, kahveden, evden maçları izleyen, maçları hiç izlemeyen, sanal alemde sürekli bir şey yazan ve okuyan, kulüp üyesi, medyadaki galatasaraylılar olarak tanımlanacak bütün unsurların büyük çoğunluğunun hatta kendi yönetim kurulunun, muhalefetine rağmen başkan kalmaya çalıştı adnan polat. olacak işi değildi, olamadı da.
başkanlığı sırasında negatif anlamda hep ilkler yaşanmıştı polat'ın. ilk ceza alan galatasaray başkanı ve ibra edilmeyen ilk başkan. bence bu ayıp ona yetmeli, diğerlerini yazmaya gerek bile görmüyorum.
bir adnan sezgin, adnan polat'ı bitirdi, yazık.
edit2: sildim bir daha ekledim. entry girme saati hesaplarını öğrenemedim gitti.
