14
trajikomik bir varsayım. komik olan kısmı düzelmekle kastedilen şey eğer futbol takımının şampiyonluğuysa, sadece bahsekonu bir sezonda şampiyon olmak isteniyorsa kim getiriliyorsa getirilir şampiyon olunur, en kötü ertesi sezon olur. bunun bu kadar mesele yapılması saçma hatta komedi kıvamında neredeyse. trajik olan kısım ise daha taraftarı bunalımın dibine bu kadar kolay vurmuşken sahadaki adamlardan bir şeyler yapılması isteniyor, üstelik yedi sülalelerine küfür yerken. siz hiç kollarınızı birileri dürterken yazı yazmayı denediniz mi? ama biz hem dürtüyoruz hem de el yazısı yazmasını istiyoruz insanlardan. bulmak istersen bahane çok tabi, adnan polat tarihin en kötü başkanı, hagi teknik direktör değil zaten, adnan sezgin şikecinin önde gideni, rijkaard'ın aklı bir karış havadaydı, hakan balta'dan balta bile olmaz. devamı da şöyle olur yakında; "bu tugay futbolcuyken de yana geriye oynayıp takımı yavaşlatıyordu, hocalığı da aynen öyle, bir ileri iki geri gidiyoruz, kurtuluşumuz fatih terim, oktay mahmuti de artık bize yetersiz kalmaya başladı, hala şampiyon olamadık, messina olsa acayip olmuştuk", gökhan edman'a zaten sarmış vaziyetteyiz. hep bir memnuniyetsizlik, hep bir şımarıklık, hep bir tahammülsüzlük. ama en son ne zaman takım yenildiğinde homurdanmadan, ıslıklamadan, yuhalamadan futbolcuları soyunma odasına gönderdik desek, söyleyecek bir şey çıkmaz. lafa gelince "dortmund nereden nereye geldi, porto nasıl bir takım ya, bu lyon da çok istikrarlı, barca şöyle takım" vs.
şu başlığın bırakın açılmasını, bir taraftar tarafından dile getirilmesi bile bana utanç veriyor. biz, her işler kötü gittiğinde ihaleyi ona buna bırakırsak daha çok bunalıma gireriz.
şu başlığın bırakın açılmasını, bir taraftar tarafından dile getirilmesi bile bana utanç veriyor. biz, her işler kötü gittiğinde ihaleyi ona buna bırakırsak daha çok bunalıma gireriz.