3211
harry kewell galatasaraya ilk geldiğinde henüz küçük sayılırdım* ve hakkında da hiç bir bilgim yoktu. sadece daha önce büyük sakatlıklar geçirdiğini öğrendiğimde biraz endişelenmiştim ama linderoth tan sonra kimse de o kadar olamazdı zaten*. işte onunla ilk tam tanışmam o süper kupa maçında oldu. golsüz giden maçta oyuna sonradan girmişti ve daha nerdeyse oyuna girdiği dakikada onun kafasından golü bulmuştuk. ilk anda golü atanı söylemeseler de ben golü atanın o olduğunu hissetmiştim. işte o günden sonra kendisine çok hızlı şekilde kanım kaynadı. sakatlıklara rağmen her oynadığında takıma maksimum katkı yapması, en zor zamanlarda attığı goller, yaptığı asistler, her şeyden ayrı bordeux a attığı gol ve en önemlisi kişiliği... galatasaray a gelen her oyuncuyu sevmeye savunmaya çalışırım ama harry kewell sevmeye çalışacağınız kimselerden değil, o bunu zaten kolaylıkla başarıyor ve umarım burada kaldığı müddetçe ona olan sevgi hep artar, o da bu sevgiye hep layık olur
peki ben bu satırları neden yazdım? çünkü şu anki kötü konuma, başarısızlığa ve belirsizliğe rağmen bu ortamdaki herkes galatasarayı çok seviyor ve insanlar bir şeyi sevmek için onu biraz somutlaştırmak zorunda. işte galatasarayı şu haliyle düşündüğümde gülümsememi sağlayan ender insanlardan biri harry kewell ve bu benim ona biraz şükran duygumun yansıması biraz da zamansız içimi dökmemdir
peki ben bu satırları neden yazdım? çünkü şu anki kötü konuma, başarısızlığa ve belirsizliğe rağmen bu ortamdaki herkes galatasarayı çok seviyor ve insanlar bir şeyi sevmek için onu biraz somutlaştırmak zorunda. işte galatasarayı şu haliyle düşündüğümde gülümsememi sağlayan ender insanlardan biri harry kewell ve bu benim ona biraz şükran duygumun yansıması biraz da zamansız içimi dökmemdir