6
gün olur devran döner;
kendi kendine dönmez hiç bir devran, itmeniz gerekir arkasından, görev bellemeniz kendinize, bir ucundan tutmaya niyetli olmanız, ve ardından gelecek neticeyi içselleştireceğinizi deklare etmeniz.
fenerbahçe spor klubü, spor klubü olduğunun bilinciyle adımlar atarken geleceğe doğru, iç ses şöyle derdi hep, ilerlesin ezeli rakip, vizyon olsun bize de, niyet edelim hep beraber ilerlemeye.
fakat, onlar yürürken biz ağırlaştık, bizden kaynaklı biraz da sorun, curchill'in haklı olduğu üzere, hakettiğimiz gibi yönetildiğimiz, ya da suyun akışına dair müdahale noktasındaki basiretsizliğimiz için.
halbuki 18. yüzyılda yazmış carl von clausewitz, başarının yolunun topyekün savaştan geçtiğinin. savaşların sadece ordular arasında yapılmadığını, geride duranların da katılımıyla beraber ortaya konacak mücadelenin gerçek bir savaş olacağını.
topuyla tüfeğiyle değil tabii, bayrağıyla atkısıyla içinde taşıdığı kırmızıya dair inançla, biraz öfkeli, ama alabildiğine vakur, arkanızda mücadele etmeye geldik vurgusuyla, yengiyle de yenilgiyle de beraber, ve ama yine inatçı.
suyun akışını değiştirmek için yarın bir fırsat, güne, bugüne, seneye dair de değil, belki önümüzdeki yılların da kaderini değiştirebilecek bir ümit, üstelik zayıf olarak nitelendirildikçe daha da hırslanmamızı sağlayan bir ümit.
ve biz, suyun öte yakasını fethetmeye giden kırmızı formalıların önünde, yanında, arkasında.
ağır ağır, adım adım galatasaray..
not: son idman öncesi bunları 'onlara' da dillendirmeye niyetli, bir kaç sempatizan, özelden ulaşabilir..
kendi kendine dönmez hiç bir devran, itmeniz gerekir arkasından, görev bellemeniz kendinize, bir ucundan tutmaya niyetli olmanız, ve ardından gelecek neticeyi içselleştireceğinizi deklare etmeniz.
fenerbahçe spor klubü, spor klubü olduğunun bilinciyle adımlar atarken geleceğe doğru, iç ses şöyle derdi hep, ilerlesin ezeli rakip, vizyon olsun bize de, niyet edelim hep beraber ilerlemeye.
fakat, onlar yürürken biz ağırlaştık, bizden kaynaklı biraz da sorun, curchill'in haklı olduğu üzere, hakettiğimiz gibi yönetildiğimiz, ya da suyun akışına dair müdahale noktasındaki basiretsizliğimiz için.
halbuki 18. yüzyılda yazmış carl von clausewitz, başarının yolunun topyekün savaştan geçtiğinin. savaşların sadece ordular arasında yapılmadığını, geride duranların da katılımıyla beraber ortaya konacak mücadelenin gerçek bir savaş olacağını.
topuyla tüfeğiyle değil tabii, bayrağıyla atkısıyla içinde taşıdığı kırmızıya dair inançla, biraz öfkeli, ama alabildiğine vakur, arkanızda mücadele etmeye geldik vurgusuyla, yengiyle de yenilgiyle de beraber, ve ama yine inatçı.
suyun akışını değiştirmek için yarın bir fırsat, güne, bugüne, seneye dair de değil, belki önümüzdeki yılların da kaderini değiştirebilecek bir ümit, üstelik zayıf olarak nitelendirildikçe daha da hırslanmamızı sağlayan bir ümit.
ve biz, suyun öte yakasını fethetmeye giden kırmızı formalıların önünde, yanında, arkasında.
ağır ağır, adım adım galatasaray..
not: son idman öncesi bunları 'onlara' da dillendirmeye niyetli, bir kaç sempatizan, özelden ulaşabilir..