4
sözlükte futbolu, taktikleri, sistemleri en iyi bilen, bir futbol takımının 5-10 hafta arası bir süreden sonra ne kadar yol alabileceğini en iyi kestiren ve bugüne dek farazi ya da götten sallama bir tabirine şahit olmadığım captano'nun futbol aşkı hakkındaki en güzel yazısı. o yazıdan bir alıntı daha doğrusu.
captano medyumluk yapmıyor, böyle olacak - şöyle olacak demiyor sadece bildiğini ve gördüğünü söylüyor ve nasıl bu kadar net gördüğü de aşağıdaki yazıda nasıl bir aşkla bağlandığını anlayıp onu tasdik etmek için yeterli;
--- alıntı ---
senelerdir o kadar çok yerde, o kadar çok insanla top oynadım ki. o kadar çok arkadaşım oldu ki, bir çok şehirden, semtten.
mahalle sokağının asfaltında, kaldırımla duvar pas yaparak da oynadım, yerler buz kaplıyken düşe kalka da. zımpara gibi toprak sahalarda da, mis gibi çim sahalarda da. yağmurdan, çamurdan tanınmayacak hale geldiğim de oldu, şıkır şıkır formalarla maçı bitirdiğim de. halı sahalara yıllarca ihtiyaç olunca para istenmeden çağrıldığım da oldu, abone olup sezonun parasını 3 haftada ödediğim de.
tekme attığım da oldu, tekme, kafa yediğim de. saç çektiğim de oldu, kel diye dalga geçildiğim de. terleyince vücudumu kaşındıran orlon formayla da oynadım, modern zamanların clima cool formalarıyla da oynadım. kart da gördüm, kart gösterttim de. kampa girip maça çıktığım da oldu, belediye otobüsüyle maça yetiştiğim de. içkili maça çıktığım da oldu, cuma namazından çıkıp oynadığım da. çok kuvvetli ve sağlıklıyken de oynamak istedim, sakat sakat kendimi zorlayarak da.
kazandığım da oldu kaybettiğim de.
şimdilerde her cuma halı sahada top oynuyorum. iple çekiyorum cuma gününü. işten öğleden sonra çıkıyorum maç günleri. benim için o saatten sonra akşam oynayacağım maçın keyfini düşünmek her şeyden önemli.
yıllarca idman yaptım ama hiç sevmedim. sadece daha zevk alarak futbol oynamamı sağlayacağı için katlandım. öyle çıkayım yürüyeyim, koşayım, spor salonunda çalışayım gibi şeyler bana uymaz, hiç sevmem. daha önce denedim, çok sıkıldım.
bu yüzden futbol oynayamayacak kadar yaşlandığımda ne olacak çok merak ediyorum. hiç iyi olmayacağı kesin.
her hafta 1 saat futbol oynamak > meditasyon işte. tartışmam. net. bazen havalar veya sakatlıklar sebebiyle bir süre top oynayamadığım oldu. psikolojik dengem bozuluyor vallahi. futbol oynayamayacak hale geldiğimde allah hanıma sabır versin.
konuyu kendi üzerimden anlattığıma bakmayın. adını iyi bildiğiniz bir çok kişi bunlar geçerli. ister futbolcu olsun ister olmasın.
mesela alp yalman. galatasaray başkanı iken şimdiki astori center’ın yeri onun iş yeriydi. içinde de küçük, toprak bir saha vardı, bilinen adıyla tatko sahası. orada prekazi’yi bile denediği söylenir, hem de alp yalman’ın oynadığı öğle arası maçında. hala bu yaşında gözünde gözlükleriyle arada sırada sahada görürsünüz.
--- alıntı ---
28 ocak 2011 galatasaray sözlük halı saha maçı içimizdeki futbol aşkının dışavurumlarından sadece biri;
(bkz: hadomer) babanesi vefat etmiş, başı sağolsun. su sıralar uçakta olmalı. belki stresini atıyor, belki kafasını dağıtıyor ama dün akşam bizimleydi maçta.
(bkz: pejastajakovic) hukuk okuyor her sınavında 500-600 sayfadan mesul ve belki de başını kaşıyacak vakti yok.
(bkz: cracks) o da hukuk okuyor ve o da aynı dertten muzdarip tek kaçış yolu bu. topa vururken bile hissediyorum, her topa abanışında o vizelerin yükünü atıyor sırtından.
(bkz: feanor) hasta hasta ve uykusuz geldi. maçtan önce soyunma odasında yarım saat kestirdi. yüzü en çok sahada gülüyor.
(bkz: ceteris paribus) 3 aylık bir kızı var allah bağışlasın. hayatının son 6 ayı kimbilir nasıl bir hengamedeydi.
(bkz: toka) dün işyerim kapandı ve bir süreliğine işsiz kalacağım. diğer yandan dedemin akciğer kanseri olduğunu yeni öğrendim. maçtan 1 gün önce.
(bkz: belgarath) dün maç bittikten 15 dk. sonra telefonla arayıp maç sonucunu ve kadroları öğrenmek için telefon açtı.
(bkz: javed) onunkileri anlatamam bile. umarım hayatta en güzel yerlere gelir.
biz futbolseverler sözde değil, kalpten futbolu sevenler ve onu oynamak için diğer bahaneleri göz ardı edenleriz. belki biz futbolu en iyi bilenler değiliz bu sözlükte ama futbola gerektiği değeri en çok verenlerin arasındayızdır. eminim ki; şu sözlükte galatasaray'ı ve futbolu hayatının arasında bir yere sıkıştıran çok adam vardır ama nedense bizde hayatı futbolun ve galatasarayın arasına sıkıştırma gibi bir durum var. bizim de modelimiz böyle.
sanırım biz futbolu çok seviyoruz. ve birbirimizi de...
captano medyumluk yapmıyor, böyle olacak - şöyle olacak demiyor sadece bildiğini ve gördüğünü söylüyor ve nasıl bu kadar net gördüğü de aşağıdaki yazıda nasıl bir aşkla bağlandığını anlayıp onu tasdik etmek için yeterli;
--- alıntı ---
senelerdir o kadar çok yerde, o kadar çok insanla top oynadım ki. o kadar çok arkadaşım oldu ki, bir çok şehirden, semtten.
mahalle sokağının asfaltında, kaldırımla duvar pas yaparak da oynadım, yerler buz kaplıyken düşe kalka da. zımpara gibi toprak sahalarda da, mis gibi çim sahalarda da. yağmurdan, çamurdan tanınmayacak hale geldiğim de oldu, şıkır şıkır formalarla maçı bitirdiğim de. halı sahalara yıllarca ihtiyaç olunca para istenmeden çağrıldığım da oldu, abone olup sezonun parasını 3 haftada ödediğim de.
tekme attığım da oldu, tekme, kafa yediğim de. saç çektiğim de oldu, kel diye dalga geçildiğim de. terleyince vücudumu kaşındıran orlon formayla da oynadım, modern zamanların clima cool formalarıyla da oynadım. kart da gördüm, kart gösterttim de. kampa girip maça çıktığım da oldu, belediye otobüsüyle maça yetiştiğim de. içkili maça çıktığım da oldu, cuma namazından çıkıp oynadığım da. çok kuvvetli ve sağlıklıyken de oynamak istedim, sakat sakat kendimi zorlayarak da.
kazandığım da oldu kaybettiğim de.
şimdilerde her cuma halı sahada top oynuyorum. iple çekiyorum cuma gününü. işten öğleden sonra çıkıyorum maç günleri. benim için o saatten sonra akşam oynayacağım maçın keyfini düşünmek her şeyden önemli.
yıllarca idman yaptım ama hiç sevmedim. sadece daha zevk alarak futbol oynamamı sağlayacağı için katlandım. öyle çıkayım yürüyeyim, koşayım, spor salonunda çalışayım gibi şeyler bana uymaz, hiç sevmem. daha önce denedim, çok sıkıldım.
bu yüzden futbol oynayamayacak kadar yaşlandığımda ne olacak çok merak ediyorum. hiç iyi olmayacağı kesin.
her hafta 1 saat futbol oynamak > meditasyon işte. tartışmam. net. bazen havalar veya sakatlıklar sebebiyle bir süre top oynayamadığım oldu. psikolojik dengem bozuluyor vallahi. futbol oynayamayacak hale geldiğimde allah hanıma sabır versin.
konuyu kendi üzerimden anlattığıma bakmayın. adını iyi bildiğiniz bir çok kişi bunlar geçerli. ister futbolcu olsun ister olmasın.
mesela alp yalman. galatasaray başkanı iken şimdiki astori center’ın yeri onun iş yeriydi. içinde de küçük, toprak bir saha vardı, bilinen adıyla tatko sahası. orada prekazi’yi bile denediği söylenir, hem de alp yalman’ın oynadığı öğle arası maçında. hala bu yaşında gözünde gözlükleriyle arada sırada sahada görürsünüz.
--- alıntı ---
28 ocak 2011 galatasaray sözlük halı saha maçı içimizdeki futbol aşkının dışavurumlarından sadece biri;
(bkz: hadomer) babanesi vefat etmiş, başı sağolsun. su sıralar uçakta olmalı. belki stresini atıyor, belki kafasını dağıtıyor ama dün akşam bizimleydi maçta.
(bkz: pejastajakovic) hukuk okuyor her sınavında 500-600 sayfadan mesul ve belki de başını kaşıyacak vakti yok.
(bkz: cracks) o da hukuk okuyor ve o da aynı dertten muzdarip tek kaçış yolu bu. topa vururken bile hissediyorum, her topa abanışında o vizelerin yükünü atıyor sırtından.
(bkz: feanor) hasta hasta ve uykusuz geldi. maçtan önce soyunma odasında yarım saat kestirdi. yüzü en çok sahada gülüyor.
(bkz: ceteris paribus) 3 aylık bir kızı var allah bağışlasın. hayatının son 6 ayı kimbilir nasıl bir hengamedeydi.
(bkz: toka) dün işyerim kapandı ve bir süreliğine işsiz kalacağım. diğer yandan dedemin akciğer kanseri olduğunu yeni öğrendim. maçtan 1 gün önce.
(bkz: belgarath) dün maç bittikten 15 dk. sonra telefonla arayıp maç sonucunu ve kadroları öğrenmek için telefon açtı.
(bkz: javed) onunkileri anlatamam bile. umarım hayatta en güzel yerlere gelir.
biz futbolseverler sözde değil, kalpten futbolu sevenler ve onu oynamak için diğer bahaneleri göz ardı edenleriz. belki biz futbolu en iyi bilenler değiliz bu sözlükte ama futbola gerektiği değeri en çok verenlerin arasındayızdır. eminim ki; şu sözlükte galatasaray'ı ve futbolu hayatının arasında bir yere sıkıştıran çok adam vardır ama nedense bizde hayatı futbolun ve galatasarayın arasına sıkıştırma gibi bir durum var. bizim de modelimiz böyle.
sanırım biz futbolu çok seviyoruz. ve birbirimizi de...