• 1
    yine berabere bitti. 9-9. ama beni hem sevindiren hem utandıran bir buluşma oldu. nedenleri aşağıda.
    maça dönersek, bu sefer kadroyu haldunustunelinsactokasi yaptı. usta nasıl oluyor bu, her hafta kadroyu başka biri yapıyor ama takımlar illa ki denk oluyor. galatasaray sözlük bu işi biliyor demek ki.

    maçı anlatacağım elbette ama asıl bomba maç sonundaydı. ve beni hem sevindiren hem utandıran kısmı.
    detaylı anlatayım ki işin tadı çıksın. soyunma odasına girdim, nefes almakta zorlanıyorum, öyle yorulmuşum ki. hatta arkadaşlara "abicim beni yarın arayın, ne olur ne olmaz sağ olduğumdan emin olun" dedim. neyse, ben o halime rağmen herkesten önce çıktım soyunma odasından, tek başıma dışarı çıktım, çay-sigara yapmaya. tcoskun içerde yanımdaydı, normalde benle sigara içmeye gelirdi, gelmedi. başka kimse de gelmedi. ulan fısır konuşuyorlar falan derken biraz sayı arttı. bir de baktım doğum günü pastası getiriyorlar. 45 tane yanyana koysalar pastayı tamamen kapatacağı için az sayıda mum bile koymuşlar. mum üflettiler ya bana. ulan !
    haldunustunelinsactokasi, tcoskun, hagi, feanor, kalifiye jurnal, cracks, kekeme spiker, javed, hadomer, allejan, ceteris paribus, pejastojakovic, haldunustunelinsactokasijr kardeşlerime ne kadar teşekkür etsem az, sağolun, varolun.

    gereksiz bir bilgi ama maç şöyle geçti.
    ulan yine ilk golü bizim takım yedi, yelekleri giydik. gerçi maçın başında feanor ile ceteris paribus "hava soğuk, yelekleri biz giysek daha iyi" dediler ya. sanki yelek ne kadar sıcak tutarsa. bilmeyenlerle oynamak zor be.*

    madem bu noktaya geldik kadroları vereyim. yapacak bir şey yok, önce ihtiyarın takımı.

    yelekli takım:

    kekeme spiker*
    tcoskun(u: tarihte belki de bir ilk, 2 gol attı. kaval pası da iyiydi. hep benden oynasın hocam, öyle asılıyor ki maça)
    allejan*
    ceteris paribus(u: 3 aylık bebeği ve uykusuz geceleri var, en son 6 ay önce bizimle oynamış, ama maç eksikliğini farketmedik)
    feanor(u: büyük yetenek ama tipik türk topçusu, iki hafta şahane ertesi hafta yok. gece hayatı, içki, karı-kız her yol var. kumarı yok, allah için. ama her nedense benden olunca oynamıyor. neredeyse midesi elinde oynadı. hele maç devam ederken "senin bu futbolun boşa gitmesin, ben de biraz sıkayım" demiş olması bana yeter)
    javed(u: boynunda volkan demirel'deki nesneyle oynadı. hastaymış. sen onu benim külahıma anlat. bazılarının aksine kimden oynarsa oynasın aynı. civa gibi tutulmaz demiş miydim daha önce)
    captano*

    yeleksiz takım :

    pejastojakovic(u: bi de ben çağırdım adamı, pişman etti. bakmayın 9 gol yediğine. bi kaleci her pozisyonu çataldan kurtarır mı, ayıp be)
    hagi(u: her maçın başında sakatlanıyor, bitti sanıyorsun yok abi, atari gibi oynamaya devam ediyor. maçtan sonra da kondüsyonum hiç yok demez mi, yeme beni, benim bi kulağımın arkası kaldı)
    cracks(u: başımın belası. her topa bastığı, her ara topunu kestiği yetmiyormuş gibi bi de çizgiden top çıkardı. gerçi bi yatırdım kaldırdım, cezasını verdim)
    kalifiye jurnal(u: ben sanıyorum sol bek oynuyor, bir de bakıyorum bizim kalede kafaya çıkıyor, nasıl oluyor bu iş. gelecekti benim takıma galibiyet görecekti, kısmet değilmiş.)
    hadomer(u: inceci, kesin daha önce söylemişimdir. kalça, baldır, dirsekle şarj etmezseniz sizi paçavra eder. benim de işim pislik olduğuna göre)
    haldunustunelinsactokasijr(u: epeydir yoktu ortalıkta, ama santrfor arayan varsa her hafta çağırsın. abisi gibi artiz değil, canımızı yaktı, futbol anlamında)
    haldunustunelinsactokasi(u: fantastik hereketler peşindeki topçu. ulan ben onu santrfor sanıyordum, meğerse sol bek oyna demişler. adamın neredeyse bacağı kırılıyordu hala kornerlerde rövaşatalık top istiyor. ama hakkını vermek lazım, yaptığı presle 2 kere topu kaptırdım)

    maç başladı, uzun süre 0-0 gitti, golü yedik yelekleri giydik. sonra yine uzun süre 1-0 gitti. sonra 2-0 oldu. 2-1 yaptık, 3-1 oldu, 3-2 oldu, 4-2 oldu. sonra bir asıldık ki ne asılmak, 4-8 öne geçtik. tipik sözlük maçlarından bildiğim için "salmıyoruz, kolay gol yemiyoruz" dedim. amma velakin 8-8 oldu. 9-8 öne geçtik, nafile 9-9 oldu. sonrasında bir goller kaçtı ki, pes.

    müthiş zevkli bir maç oldu yine. bir de keşke o kadar yorulmasaydım.
  • 4
    sözlükte futbolu, taktikleri, sistemleri en iyi bilen, bir futbol takımının 5-10 hafta arası bir süreden sonra ne kadar yol alabileceğini en iyi kestiren ve bugüne dek farazi ya da götten sallama bir tabirine şahit olmadığım captano'nun futbol aşkı hakkındaki en güzel yazısı. o yazıdan bir alıntı daha doğrusu.
    captano medyumluk yapmıyor, böyle olacak - şöyle olacak demiyor sadece bildiğini ve gördüğünü söylüyor ve nasıl bu kadar net gördüğü de aşağıdaki yazıda nasıl bir aşkla bağlandığını anlayıp onu tasdik etmek için yeterli;

    --- alıntı ---
    senelerdir o kadar çok yerde, o kadar çok insanla top oynadım ki. o kadar çok arkadaşım oldu ki, bir çok şehirden, semtten.

    mahalle sokağının asfaltında, kaldırımla duvar pas yaparak da oynadım, yerler buz kaplıyken düşe kalka da. zımpara gibi toprak sahalarda da, mis gibi çim sahalarda da. yağmurdan, çamurdan tanınmayacak hale geldiğim de oldu, şıkır şıkır formalarla maçı bitirdiğim de. halı sahalara yıllarca ihtiyaç olunca para istenmeden çağrıldığım da oldu, abone olup sezonun parasını 3 haftada ödediğim de.
    tekme attığım da oldu, tekme, kafa yediğim de. saç çektiğim de oldu, kel diye dalga geçildiğim de. terleyince vücudumu kaşındıran orlon formayla da oynadım, modern zamanların clima cool formalarıyla da oynadım. kart da gördüm, kart gösterttim de. kampa girip maça çıktığım da oldu, belediye otobüsüyle maça yetiştiğim de. içkili maça çıktığım da oldu, cuma namazından çıkıp oynadığım da. çok kuvvetli ve sağlıklıyken de oynamak istedim, sakat sakat kendimi zorlayarak da.

    kazandığım da oldu kaybettiğim de.

    şimdilerde her cuma halı sahada top oynuyorum. iple çekiyorum cuma gününü. işten öğleden sonra çıkıyorum maç günleri. benim için o saatten sonra akşam oynayacağım maçın keyfini düşünmek her şeyden önemli.

    yıllarca idman yaptım ama hiç sevmedim. sadece daha zevk alarak futbol oynamamı sağlayacağı için katlandım. öyle çıkayım yürüyeyim, koşayım, spor salonunda çalışayım gibi şeyler bana uymaz, hiç sevmem. daha önce denedim, çok sıkıldım.
    bu yüzden futbol oynayamayacak kadar yaşlandığımda ne olacak çok merak ediyorum. hiç iyi olmayacağı kesin.

    her hafta 1 saat futbol oynamak > meditasyon işte. tartışmam. net. bazen havalar veya sakatlıklar sebebiyle bir süre top oynayamadığım oldu. psikolojik dengem bozuluyor vallahi. futbol oynayamayacak hale geldiğimde allah hanıma sabır versin.

    konuyu kendi üzerimden anlattığıma bakmayın. adını iyi bildiğiniz bir çok kişi bunlar geçerli. ister futbolcu olsun ister olmasın.
    mesela alp yalman. galatasaray başkanı iken şimdiki astori center’ın yeri onun iş yeriydi. içinde de küçük, toprak bir saha vardı, bilinen adıyla tatko sahası. orada prekazi’yi bile denediği söylenir, hem de alp yalman’ın oynadığı öğle arası maçında. hala bu yaşında gözünde gözlükleriyle arada sırada sahada görürsünüz.
    --- alıntı ---

    28 ocak 2011 galatasaray sözlük halı saha maçı içimizdeki futbol aşkının dışavurumlarından sadece biri;

    (bkz: hadomer) babanesi vefat etmiş, başı sağolsun. su sıralar uçakta olmalı. belki stresini atıyor, belki kafasını dağıtıyor ama dün akşam bizimleydi maçta.
    (bkz: pejastajakovic) hukuk okuyor her sınavında 500-600 sayfadan mesul ve belki de başını kaşıyacak vakti yok.
    (bkz: cracks) o da hukuk okuyor ve o da aynı dertten muzdarip tek kaçış yolu bu. topa vururken bile hissediyorum, her topa abanışında o vizelerin yükünü atıyor sırtından.
    (bkz: feanor) hasta hasta ve uykusuz geldi. maçtan önce soyunma odasında yarım saat kestirdi. yüzü en çok sahada gülüyor.
    (bkz: ceteris paribus) 3 aylık bir kızı var allah bağışlasın. hayatının son 6 ayı kimbilir nasıl bir hengamedeydi.
    (bkz: toka) dün işyerim kapandı ve bir süreliğine işsiz kalacağım. diğer yandan dedemin akciğer kanseri olduğunu yeni öğrendim. maçtan 1 gün önce.
    (bkz: belgarath) dün maç bittikten 15 dk. sonra telefonla arayıp maç sonucunu ve kadroları öğrenmek için telefon açtı.
    (bkz: javed) onunkileri anlatamam bile. umarım hayatta en güzel yerlere gelir.

    biz futbolseverler sözde değil, kalpten futbolu sevenler ve onu oynamak için diğer bahaneleri göz ardı edenleriz. belki biz futbolu en iyi bilenler değiliz bu sözlükte ama futbola gerektiği değeri en çok verenlerin arasındayızdır. eminim ki; şu sözlükte galatasaray'ı ve futbolu hayatının arasında bir yere sıkıştıran çok adam vardır ama nedense bizde hayatı futbolun ve galatasarayın arasına sıkıştırma gibi bir durum var. bizim de modelimiz böyle.

    sanırım biz futbolu çok seviyoruz. ve birbirimizi de...
  • 5
    altı ay mı desem yoksa yedi aymı? herneyse bi hayli zaman sonra sahalara döndüğüm maç oldu..
    daha fazla kesilirim diye düşünüyordum ama tahminimden daha iyi koştum..bunuda önümüzdeki şubatta 3. senesi dolacak olan sigarasızlığa bağlıyorum, ve tüm arkadaşlara işe yaramayacağını bildiğim halde şiddetle ve hararetle tavsiye ediyorum..bırakın abicim şunu yaa..
    (tabi maçın son 15 dakikası hariç; son 15 dakika, rakip sahada, hatta ceza alanı içinde pineklemekle geçti.)
    ama keyifli maç oldu..
    önce toka ve captano ya sonra herkese teşekkürler..
  • 6
    zevk açısından gene üst seviyede ama kalite olarak diğer maçlara nazaran biraz kalitesiz geçen maç.niyesine gelirsek çünkü halı saha maçı gibi oldu ilk defa son 10-15 dakikası,top bir o kalede bir bu kalede gidip geldi,biz alışık değiliz böyle maçlara.*şaka bir yana oynayan herkesin ayağına sağlık,sınavlarım bitse de gelsem diye dört gözle beklemiştim,beklediğime değdi doğrusu.benim naçizane maçın gidişatına etki eden oyuncular listem şöyle:

    captano:gerçek yaşı kaç ben bilmiyorum* ama sahanın en delikanlısıydı.defanstan daha ileride oynadı bugün ve bence asıl yerinin orası olması gerektiğini gösterdi.nasıl oynadığını merak edenler için (bkz: cambiasso)

    cracks:her kalecinin önünde olmasını isteyeceği bir adam.her topu kesiyor,şut attırmıyor,rakibi döndürmüyor,koşuyor,mücadele ediyor.gerçekten yapmadığı yok bizim yarı sahamızda.

    kekeme spiker:bir kaleci olarak onu izlemek büyük zevk.iyi ki geliyor maçlara,onu izleyerek kendimi geliştirmeye çalışıyorum.her maç başka bir şey öğreniyorum.takımını oyunun içinde tuttu bu maç,8-8 ken çok kritik bir top çıkardı döndü gol yedik.çıkarmasaydı yeseydi maçın seyri çok farklı olurdu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın