62
2012 / 2013 sezonundayım, fm 11 de galatasaray menajeriyim. şampiyonlar liginden bahtsız bir şekilde elendim, uefa kupasından yoluma devam ediyorum. neyse efem, yarı finalde tottenham ile eşleştim. ilk maçı deplasmanda 0-0lık beraberlikle sonuçlandırdım * elemanlar ali sami yen arenaya geldi.
bu arada sezonun devre arasında, bir buçuk sezon önce 4,5 milyon €'ya renklerime kattığımfredi * palermoya 10 milyon € + sonraki satıştan %30 pay uğruna sattım *. forvetlerim muhammed demir ve yaya sanogo *. bi de anteptenjulio cesar var ama yedek *
maça güzel başladık, top çeviriyoruz gol kaçırıyoruz falan. ah mah sesleri eşliğinde sanogonun attığı gol sayılmıyor, ofsayt olmayan pozisyona ofsayt diyor şerro hakem. ilk yarı 0-0 bitiyor. aklımdan da biraz böyle kalsın sonra tekrar yükleniriz diyorum ama yok olm sami yendeyiz skoru korumak bize yakışmaz diyor bir ses.
derken ikinci yarıya "allah yardımcınız olsun" gazıyla başlıyorum, goller ardı ardına kaçıyor. hemen muhammed ile julio cesarı değiştirip sol forvet yapıyorum julioyu. sanogo ilerde gezen forvet, bitiriciliği yok bari defansı dağıtsın diyorum. julio cesar da bir kontraatak sırasında bana nazire yaparcasınapaulo henriquenin pasında topu sol çaprazdan doksana takıyor, skor 1-0 oluyor.
oh be dedikten sonra taktiklere girip yorulan var mı diye bakıyorum, ledesma ölmüş resmen. koşamıyor. yedeklerde de ceyhun gülselam, musa çağıran, barış özbekvar. ceyhunu defansa alternatif olarak düşünüp oturtuyorum yerine, musa maçı kaldıramaz diyip "bak bakiyim ben tribünde miyim" diyorum, güvenmesem de barış özbeki oyuna alıp "tam saha pres yap koçum, nerde boş rakip var ona saldır" diyorum.
verdiğim bu taktik de işe yarıyor, vdv* yi kitliyorum resmen. derken 75. dakikaya doğru paulo henriquenin inanılmaz asisti sonrası barış özbek yine rakip ceza sahasının sağ çarprazından kaleye 35 dercelik bir açıdan mermi gibi bir şut çekiyor, 2-0 oluyor.
artık tur benim diyip oyunu rolantiye alıyorum, derken sol kanatta atila turan top kaybediyor, açılan ortaya petr crouch çıkıyor ve golü yazıyor. skor 2-1 oluyor.
daha da gol olmaz beyler biz kaçar derken, vdv'nin sağ çarprazdan ortasına gareth bale sol kanattan stoke city maçındaki gibi bir tsubasa vuruşu çekiyor. atarsa babalara geldik, rezil olduk, yandık bittik kül olduk, atamazsa tur bizim. derken o şut tam çatal denen noktadan direğe çarpıp auta çıkıyor ve hakem maçı bitiriyor.
eğer bale o golü yazsaydı bi daha da maçını izlemez lanet yağdırırdım kendisine sözlük, bu kadar sevdiğim bir adam bana bunu nasıl yapardı ?
(bkz: bu da böyle bir anımdır...)
bu arada sezonun devre arasında, bir buçuk sezon önce 4,5 milyon €'ya renklerime kattığımfredi * palermoya 10 milyon € + sonraki satıştan %30 pay uğruna sattım *. forvetlerim muhammed demir ve yaya sanogo *. bi de anteptenjulio cesar var ama yedek *
maça güzel başladık, top çeviriyoruz gol kaçırıyoruz falan. ah mah sesleri eşliğinde sanogonun attığı gol sayılmıyor, ofsayt olmayan pozisyona ofsayt diyor şerro hakem. ilk yarı 0-0 bitiyor. aklımdan da biraz böyle kalsın sonra tekrar yükleniriz diyorum ama yok olm sami yendeyiz skoru korumak bize yakışmaz diyor bir ses.
derken ikinci yarıya "allah yardımcınız olsun" gazıyla başlıyorum, goller ardı ardına kaçıyor. hemen muhammed ile julio cesarı değiştirip sol forvet yapıyorum julioyu. sanogo ilerde gezen forvet, bitiriciliği yok bari defansı dağıtsın diyorum. julio cesar da bir kontraatak sırasında bana nazire yaparcasınapaulo henriquenin pasında topu sol çaprazdan doksana takıyor, skor 1-0 oluyor.
oh be dedikten sonra taktiklere girip yorulan var mı diye bakıyorum, ledesma ölmüş resmen. koşamıyor. yedeklerde de ceyhun gülselam, musa çağıran, barış özbekvar. ceyhunu defansa alternatif olarak düşünüp oturtuyorum yerine, musa maçı kaldıramaz diyip "bak bakiyim ben tribünde miyim" diyorum, güvenmesem de barış özbeki oyuna alıp "tam saha pres yap koçum, nerde boş rakip var ona saldır" diyorum.
verdiğim bu taktik de işe yarıyor, vdv* yi kitliyorum resmen. derken 75. dakikaya doğru paulo henriquenin inanılmaz asisti sonrası barış özbek yine rakip ceza sahasının sağ çarprazından kaleye 35 dercelik bir açıdan mermi gibi bir şut çekiyor, 2-0 oluyor.
artık tur benim diyip oyunu rolantiye alıyorum, derken sol kanatta atila turan top kaybediyor, açılan ortaya petr crouch çıkıyor ve golü yazıyor. skor 2-1 oluyor.
daha da gol olmaz beyler biz kaçar derken, vdv'nin sağ çarprazdan ortasına gareth bale sol kanattan stoke city maçındaki gibi bir tsubasa vuruşu çekiyor. atarsa babalara geldik, rezil olduk, yandık bittik kül olduk, atamazsa tur bizim. derken o şut tam çatal denen noktadan direğe çarpıp auta çıkıyor ve hakem maçı bitiriyor.
eğer bale o golü yazsaydı bi daha da maçını izlemez lanet yağdırırdım kendisine sözlük, bu kadar sevdiğim bir adam bana bunu nasıl yapardı ?
(bkz: bu da böyle bir anımdır...)