216
ne kadar büyük bir iş yaptığı ölümünün ardından her geçen gün biraz daha anlaşılan güzel insan. hayatı boyunca şu an en kaba tabirle "çapulcu" diye anılan kitleler yine tribündeydi. ama galatasaray'ı gerçekten seven insanlar da o saflardaydı, onlar kadar kalabalık ve güçlüydü* *. ama onun enerjisi ve sevdası birçok sorunun daha hafif atlatılmasına sebep oluyordu. varlığıyla bile bazı olayların önüne geçebilirdi, insanları korkuttuğu için değil sevdiği için. "ters birşey yaparsak götümüzden kan alır" değil "adam nelerle uğraşıyor, bizim dert ettiğimiz şeye bak" hissiyatı idi bu. misal şimdi ismini veremeyeceğim bir ilimizin ultraslan sorumlusu bu işleri bırakmak istediğini haber vermek için arayıp "abi bıktım artık çoluk çocukla uğraşmaktan" dediği zaman "sen genç yaşında 40 tane çocukla uğraşmaktan bıktım diyorsun, ben bu yaşımda 4000 çocukla uğraşıyorum" diyerek ikna ederdi. ya da burda ultraslan'a karşı yazılan en sert yazılarda bile adı geçmeyen uni'nin olimpiyatta tayfayla birlikte geçirdiği bir sezonun ardından dağılmanın kapısından dönmüştü de binbir çaba ve teşvikiyle hayata dönüp tekrar atağa kalkmıştı. sorunlar o zaman da vardı ama hem bitmek bilmeyen galatasaray sevgisinden aldığı enerji ve inönü zamanlarından beri tribünde olmanın getirdiği kabullenilmişlikle sorunların çözülmesini; farklı tellerin olduğu sazdan güçlü bir ses çıkmasını sağlayabilirdi...