1350
gazetecilerin sorduğu basmakalıp sorular yüzünden her seferinde mantıklı sebepler gösteriyormuş gibi gözüken galatasaray başkanı. oysa biri de çıkıp soruları tersten sorsa, bütün tutarsızlıkları açığa çıkacak.
örneğin neden bu kadar sık teknik direktör değiştirdiği sorulduğunda tek tek saydı isimleri. skibbe'yi sordular, "çok kibardı" dedi. türkiye'de başarılı olmanın şartlarını yerine getirmemiş, o yüzden olmamış. peki bunun üstüne biri de neden sormaz "siz bu adamı getirirken kriterleriniz belli değil miydi, neden araştırmadınız, önceden konuşmadınız" diye? sonra rijkaard'ı sordular. "aynı sebepten" dedi. bu daha da trajikomik. daha aylar önce kovduğun adamın kibarlığından şikayet ederken, bu sefer de dünyanın en insancıl, diplomat ruhlu adamını getiriyorsun. rijkaard'ı sadece ismi için getirdiğini tescilledi kendisi. ne altyapısı varmış bu işin, ne planlaması.
hepsi bir kenara, futbol takımı hakkında yaptığı yorumlarla da beni kanser etmeye devam ediyor. bu yıl uefa'dan facia şekilde elenmemizi "oyuncumuzun son dakikada ayağı kaydı, şans işte" diye yorumlamıştı kendisi. 3 yıldır süregelen sakatlıkları da aynı kategoride yorumlaması, "bir kulübün başkanı bu kadar mı determinist olur" diye dumurlardan dumurlara sürüklüyor insanı. abi sen başkansın bildiğin, istediğini gönderirsin, istediğini getirirsin. "ben sahaya çıkıp oynamıyorum ki" gibi bir yorum, senin yetkindeki bir insan için komiktir.
kendisini insan olarak severim, galatasaray'ın da ekonomik anlamda gerçekten önünü açmıştır. fakat "en iyi anlarım" dediği futboldan, gerçekten zerre anlamamaktadır. en azından her şeyin şans ile açıklanamayacağını öğrenmediği sürece, futbol takımının yönetimini daha da profesyonelleştirmek zorundadır.
örneğin neden bu kadar sık teknik direktör değiştirdiği sorulduğunda tek tek saydı isimleri. skibbe'yi sordular, "çok kibardı" dedi. türkiye'de başarılı olmanın şartlarını yerine getirmemiş, o yüzden olmamış. peki bunun üstüne biri de neden sormaz "siz bu adamı getirirken kriterleriniz belli değil miydi, neden araştırmadınız, önceden konuşmadınız" diye? sonra rijkaard'ı sordular. "aynı sebepten" dedi. bu daha da trajikomik. daha aylar önce kovduğun adamın kibarlığından şikayet ederken, bu sefer de dünyanın en insancıl, diplomat ruhlu adamını getiriyorsun. rijkaard'ı sadece ismi için getirdiğini tescilledi kendisi. ne altyapısı varmış bu işin, ne planlaması.
hepsi bir kenara, futbol takımı hakkında yaptığı yorumlarla da beni kanser etmeye devam ediyor. bu yıl uefa'dan facia şekilde elenmemizi "oyuncumuzun son dakikada ayağı kaydı, şans işte" diye yorumlamıştı kendisi. 3 yıldır süregelen sakatlıkları da aynı kategoride yorumlaması, "bir kulübün başkanı bu kadar mı determinist olur" diye dumurlardan dumurlara sürüklüyor insanı. abi sen başkansın bildiğin, istediğini gönderirsin, istediğini getirirsin. "ben sahaya çıkıp oynamıyorum ki" gibi bir yorum, senin yetkindeki bir insan için komiktir.
kendisini insan olarak severim, galatasaray'ın da ekonomik anlamda gerçekten önünü açmıştır. fakat "en iyi anlarım" dediği futboldan, gerçekten zerre anlamamaktadır. en azından her şeyin şans ile açıklanamayacağını öğrenmediği sürece, futbol takımının yönetimini daha da profesyonelleştirmek zorundadır.
