42
ikinci yarı başı için önerdiğimiz değişiklik 70.dakikaya sarkmasaydı skor avantajını sağlayıp rakibi karşılayacak olan biz olacaktık. sağolsun sayın hocamız oldukça geç kaldı.
takım 70'e kadar olması gereken düzene geçmediği için, çaresizce saldırdı ve normalden daha fazla yoruldu,yıprandı. hoş yaser'in de baros'un yanına girdiğini net olarak söyleyemeyiz. yani tam olması gereken değişikliği yine yapamadı skibbe. rakip baktı ki geride kurduğu altılı bloğu galatasaray delemiyor, hatta aynı çözümsüz girişimleri sürekli tekrar edip kendini yıpratıyor, ileri ikilisini kontraatağa çevirdi ve kapıda bekleyen endişemiz malesef gerçekleşti. sadece birkaç doğru hamleyle üretkenliğimiz artacaktı ve maçın seyri değişecekti. bence hocamız bu kritik maçta yeterlilik gösteremedi. kendisine duyduğum inancım iyi bir darbe aldı.
aydın yılmaz malesef beklentilerin karşılığını yine veremedi. tabii bu maçta kötü oynaması normaldir, bu taktik altında ve bu sinir harbinde deneyimi az olan, yüreği çırpınan bir oyuncudan soğukkanlı bir bitiricilik beklemek biraz fazla olur. o yüzden kendisine anlayış gösterilebilir.
ama, aynı anlayışı artık sabri için malesef gösteremeyeceğim, kimse de kusura bakmasın. vereceğiniz ofsaytları da şeref sayarım. senelerdir takımda olan, haftada 3-4 gün idman yapıp 1 maç oynayan bir kanat oyuncusunun orta yapma konusunda hala bu kadar düşük seviyede olması affedilir türden değil. golün asistini yapmış olması da düşüncemi değiştirmeyecek çünkü ezdiği topları saymayı her maçta 30.dakikadan itibaren bırakıyoruz. sakatlıklar nedeniyle alternatifsiz kaldığı periyodu da lakayıtlık ile geçirdiği her halinden belli. rahatlığı kötü oyunundan belli oluyor. sivas takımından 3 günde yediğimiz 3 gol de sabri beyin kanatından icra edilen ataklarla geldi. ayrıca rakip ile girdiği münakaşalardan gördüğü sarı kartı ben sindiremiyorum. ucuz kartlar bunlar.
ayhan akman, mehmet topal ve emre aşık bu akşam alkışı biraz daha fazla hak ettiler. arda turan'ı da en azından eleştirmiyorum. yaratıcılık yükü tek başına o'na kalınca performansı hep düşüyor ve yorgunluktan çok etkilendi ki buna hakkı var. baros, yaser ve aykut'u değerlendirebilecek herhangi bir olay olmadığı için yorumsuz bırakıyorum. meira ve hakan balta da idare ettiler.
uyguladığın sistem tıkır tıkır işler ama son vuruşlar yapılamaz o zaman anlarım. ama maça başladığın anlayış; 30.dakikada da, 45.dakikada da, 60.dakikada da hiçbir sonuç vermiyorken;
takım alabildiğine etkisiz kalıyorken ve rakibin tuzak futbol anlayışını rahat rahat icra ediyorken oyuna müdahale etmiyorsan, ne zaman edeceksin sayın hocam? dakikalarca kendiliğinden olmasını beklediğin müspet gelişme neydi şu maçı izlerken çok merak ediyorum.
etkili bir sağ bek ve zamanında müdahalelerle lincoln'süzlük sıkıntısı da belli çerçevelerde aşılabilirdi. bundan sonrası için, özellikle de bordeaux eşleşmeleri için olası senaryolar düşünülmeli ve tedbirler alınmalıdır. galatasaray klübünde görevli olup da aynı hataları arka arkaya tekrar etmek kimsenin lüksü değildir.
takım 70'e kadar olması gereken düzene geçmediği için, çaresizce saldırdı ve normalden daha fazla yoruldu,yıprandı. hoş yaser'in de baros'un yanına girdiğini net olarak söyleyemeyiz. yani tam olması gereken değişikliği yine yapamadı skibbe. rakip baktı ki geride kurduğu altılı bloğu galatasaray delemiyor, hatta aynı çözümsüz girişimleri sürekli tekrar edip kendini yıpratıyor, ileri ikilisini kontraatağa çevirdi ve kapıda bekleyen endişemiz malesef gerçekleşti. sadece birkaç doğru hamleyle üretkenliğimiz artacaktı ve maçın seyri değişecekti. bence hocamız bu kritik maçta yeterlilik gösteremedi. kendisine duyduğum inancım iyi bir darbe aldı.
aydın yılmaz malesef beklentilerin karşılığını yine veremedi. tabii bu maçta kötü oynaması normaldir, bu taktik altında ve bu sinir harbinde deneyimi az olan, yüreği çırpınan bir oyuncudan soğukkanlı bir bitiricilik beklemek biraz fazla olur. o yüzden kendisine anlayış gösterilebilir.
ama, aynı anlayışı artık sabri için malesef gösteremeyeceğim, kimse de kusura bakmasın. vereceğiniz ofsaytları da şeref sayarım. senelerdir takımda olan, haftada 3-4 gün idman yapıp 1 maç oynayan bir kanat oyuncusunun orta yapma konusunda hala bu kadar düşük seviyede olması affedilir türden değil. golün asistini yapmış olması da düşüncemi değiştirmeyecek çünkü ezdiği topları saymayı her maçta 30.dakikadan itibaren bırakıyoruz. sakatlıklar nedeniyle alternatifsiz kaldığı periyodu da lakayıtlık ile geçirdiği her halinden belli. rahatlığı kötü oyunundan belli oluyor. sivas takımından 3 günde yediğimiz 3 gol de sabri beyin kanatından icra edilen ataklarla geldi. ayrıca rakip ile girdiği münakaşalardan gördüğü sarı kartı ben sindiremiyorum. ucuz kartlar bunlar.
ayhan akman, mehmet topal ve emre aşık bu akşam alkışı biraz daha fazla hak ettiler. arda turan'ı da en azından eleştirmiyorum. yaratıcılık yükü tek başına o'na kalınca performansı hep düşüyor ve yorgunluktan çok etkilendi ki buna hakkı var. baros, yaser ve aykut'u değerlendirebilecek herhangi bir olay olmadığı için yorumsuz bırakıyorum. meira ve hakan balta da idare ettiler.
uyguladığın sistem tıkır tıkır işler ama son vuruşlar yapılamaz o zaman anlarım. ama maça başladığın anlayış; 30.dakikada da, 45.dakikada da, 60.dakikada da hiçbir sonuç vermiyorken;
takım alabildiğine etkisiz kalıyorken ve rakibin tuzak futbol anlayışını rahat rahat icra ediyorken oyuna müdahale etmiyorsan, ne zaman edeceksin sayın hocam? dakikalarca kendiliğinden olmasını beklediğin müspet gelişme neydi şu maçı izlerken çok merak ediyorum.
etkili bir sağ bek ve zamanında müdahalelerle lincoln'süzlük sıkıntısı da belli çerçevelerde aşılabilirdi. bundan sonrası için, özellikle de bordeaux eşleşmeleri için olası senaryolar düşünülmeli ve tedbirler alınmalıdır. galatasaray klübünde görevli olup da aynı hataları arka arkaya tekrar etmek kimsenin lüksü değildir.
