425
evet gönül dostları, yazımıza çok eskilerden bir şarkıyla başlıyoruz; bu sene baskette tarih yazalım...
öncelikle bir adamın hakkını verelim. geçen seneden sadece 3 oyuncuyla yola çıkmasına*ve rakipleriyle arasında kocaman bir bütçe farkı bulunmasına rağmen; önce kuvvetli bir takımı eleyip avrupa kupalarına kaldık, gruptan lider çıktık. yetmiyor uzuuun bir süre sonra da ocak ayına lider giriyoruz ve bunu avrupanın en iyi takımlarından birini 56 sayıda tutarak gerçekleştiriyoruz. bunu yapan takım eylül sonunda toplanmış bir takım. 3-3.5 ayda bu takımı bu duruma getiren oktay mahmuti'ye sevgilerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz. artık o oktay reyiz.
uzun yıllardır takip ederim basketbol takımımızı. taa lloyd daniels döneminin bitiminden, orhunlar, selimler, şemsettinler, tolbertlar, dixonlar, boddickerlar, fitchler, dee brownlar'a kadar. en son erman kunter döneminde handlongten'lı kadroyla büyük iş yapıp normal sezonu 3.bitirmiştik. ancak ocağa kadar olan şu zaman dilimindeki gibi takım olamamıştık. gördüğüm en iyi savunma yapan galatasaray takımı. top dolaşımımız mükemmel. takımın neredeyse hepsi pasör. ancak bu arada ocağa kadar ibaresini kullandım çünkü vakitsiz ötmeyelim diye. sene daha çok uzun. defolarımız var*sadece bir tespitten fazlası değil bu söylediklerim.
takıma geldiğimizde sene başında uzun bir şekilde yazmıştım (bkz: #490947) üstüne ekleyebileceğim çok da fazla bir şey yok. schumpert'ın bu sene türk statüsünde oynayamaması, bizi olası bir uzun transferinden etti. bir de taylor rochestie meselesi var elbet. daha önce de yazdım. darius washington kalitesinde değil ama kendisine ortaokul takımı oyuncusu muamelesi yapmaya da gerek yok. almanya şampiyonunun en önemli oyuncusuydu ve eurochallange'ın en değerli oyuncusu seçildi. ancak muhtemelen daha önce hiç yaşamadığı bir atmosferde eli ayağına dolaştı. şöyle bir durum var rochestie için; kimse galatasaray'ın bu dönemde bu duruma gelebileceğini tahmin edemezdi. oktay mahmuti'nin de ettiğini zannetmiyorum. ben bu senenin geçiş yılı olacağını seneye de bir hamle daha yapıp şampiyonluğa oynayacağımızı düşünüyordum. taylor da bu yapıda takıma kazandırıldı. ancak gelinen şu noktada yetersiz kaldığı da oldukça açık. yükseğe çıkardığımız çıtanın bir nevi altında kalıyor rochestie. ancak elinizde kaliteli yerliler olursa, tutku diye biri çıkar sizi lider yapar. yoksa oyun kurucunuz istenilen katkıyı vermeyecek siz hem avrupada hem ligde lider olacaksınız. çok beklerdik.
yazıya gaz bir biçimde başladım. evet taraftar gaza gelmeli. son yıllarda gördüğüm en iyi taraftardı 29 aralık 2010 galatasaray fenerbahçe basketbol maçındaki taraftar. diğer maçlarda tribünlerdeki taraftar sayımız artacaktır illaki. ancak basketbolcular ne kadar az gaza gelirse o kadar iyi. haftaya alınacak bir beşiktaş mağlubiyeti, fener galibiyetini sadece bir derbi galibiyetine indirger. her şeye rağmen oktay hoca'ya güvenimiz sonsuz.
yalan yok hem f.ülker hem de efes pilsen şampiyonluk yarışında bizden bir tık öndeler. rochestie'yi gönderir miyiz, mahmuti ne düşünüyor bilmiyorum ama kıyaslandığı ukic'e verilen para rochestie'ye verilenin 3-4 katı. rancik koçun istediği tarzda olmayabilir ama bir derbide iliklerine kadar bizim hissettiklerimizi hisseden, kendini yerlere atan başka oyuncu bu zamanda bulunabilir mi acaba. bunları yazıyorum ki, oktay hoca'nın ve takımın yaptıklarının önemi anlaşılsın.
son olarak adettendir; nasıl koyduk ama...
öncelikle bir adamın hakkını verelim. geçen seneden sadece 3 oyuncuyla yola çıkmasına*ve rakipleriyle arasında kocaman bir bütçe farkı bulunmasına rağmen; önce kuvvetli bir takımı eleyip avrupa kupalarına kaldık, gruptan lider çıktık. yetmiyor uzuuun bir süre sonra da ocak ayına lider giriyoruz ve bunu avrupanın en iyi takımlarından birini 56 sayıda tutarak gerçekleştiriyoruz. bunu yapan takım eylül sonunda toplanmış bir takım. 3-3.5 ayda bu takımı bu duruma getiren oktay mahmuti'ye sevgilerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz. artık o oktay reyiz.
uzun yıllardır takip ederim basketbol takımımızı. taa lloyd daniels döneminin bitiminden, orhunlar, selimler, şemsettinler, tolbertlar, dixonlar, boddickerlar, fitchler, dee brownlar'a kadar. en son erman kunter döneminde handlongten'lı kadroyla büyük iş yapıp normal sezonu 3.bitirmiştik. ancak ocağa kadar olan şu zaman dilimindeki gibi takım olamamıştık. gördüğüm en iyi savunma yapan galatasaray takımı. top dolaşımımız mükemmel. takımın neredeyse hepsi pasör. ancak bu arada ocağa kadar ibaresini kullandım çünkü vakitsiz ötmeyelim diye. sene daha çok uzun. defolarımız var*sadece bir tespitten fazlası değil bu söylediklerim.
takıma geldiğimizde sene başında uzun bir şekilde yazmıştım (bkz: #490947) üstüne ekleyebileceğim çok da fazla bir şey yok. schumpert'ın bu sene türk statüsünde oynayamaması, bizi olası bir uzun transferinden etti. bir de taylor rochestie meselesi var elbet. daha önce de yazdım. darius washington kalitesinde değil ama kendisine ortaokul takımı oyuncusu muamelesi yapmaya da gerek yok. almanya şampiyonunun en önemli oyuncusuydu ve eurochallange'ın en değerli oyuncusu seçildi. ancak muhtemelen daha önce hiç yaşamadığı bir atmosferde eli ayağına dolaştı. şöyle bir durum var rochestie için; kimse galatasaray'ın bu dönemde bu duruma gelebileceğini tahmin edemezdi. oktay mahmuti'nin de ettiğini zannetmiyorum. ben bu senenin geçiş yılı olacağını seneye de bir hamle daha yapıp şampiyonluğa oynayacağımızı düşünüyordum. taylor da bu yapıda takıma kazandırıldı. ancak gelinen şu noktada yetersiz kaldığı da oldukça açık. yükseğe çıkardığımız çıtanın bir nevi altında kalıyor rochestie. ancak elinizde kaliteli yerliler olursa, tutku diye biri çıkar sizi lider yapar. yoksa oyun kurucunuz istenilen katkıyı vermeyecek siz hem avrupada hem ligde lider olacaksınız. çok beklerdik.
yazıya gaz bir biçimde başladım. evet taraftar gaza gelmeli. son yıllarda gördüğüm en iyi taraftardı 29 aralık 2010 galatasaray fenerbahçe basketbol maçındaki taraftar. diğer maçlarda tribünlerdeki taraftar sayımız artacaktır illaki. ancak basketbolcular ne kadar az gaza gelirse o kadar iyi. haftaya alınacak bir beşiktaş mağlubiyeti, fener galibiyetini sadece bir derbi galibiyetine indirger. her şeye rağmen oktay hoca'ya güvenimiz sonsuz.
yalan yok hem f.ülker hem de efes pilsen şampiyonluk yarışında bizden bir tık öndeler. rochestie'yi gönderir miyiz, mahmuti ne düşünüyor bilmiyorum ama kıyaslandığı ukic'e verilen para rochestie'ye verilenin 3-4 katı. rancik koçun istediği tarzda olmayabilir ama bir derbide iliklerine kadar bizim hissettiklerimizi hisseden, kendini yerlere atan başka oyuncu bu zamanda bulunabilir mi acaba. bunları yazıyorum ki, oktay hoca'nın ve takımın yaptıklarının önemi anlaşılsın.
son olarak adettendir; nasıl koyduk ama...