8
bu yasanın içeriğini tam olarak okumadım, en yakın zamanda okuyup görüşlerimi bildireceğim. o vakte kadar şu şekilde birincil yorum getirebiliriz:
yasanın çıkması asla tek başına yeterli olmayacaktır. amaç suçu cezalandırmak değil, suçu engellemek olmalı. eğer emniyet müdürlüğü, deplasman maçına giden taraftarların can güvenliğini sağlayamıyorsa, şiddet sonrası bıçaklanan taraftarların kulübüne seyircisiz maç cezası vermek kadar saçma bir uygulama olamaz. bu bakımdan önce tarafların mağduriyetleri sınıflandırılmalı. hatta yasadan önce sosyolojik açıdan incelenmeli tribün şiddeti.
yine konuya paralel olarak kulüp başkanlarının, eski teknik direktörlerin, eski futbolcuların, gazetecilerin fikirlerine başvurulduğu gibi taraftarların da görüşleri alınmalıdır. aslında ilk olarak taraftarların görüşlerine başvurulmalıdır. özellikle daha önce şiddet olaylarına karışmış ve şu anda cezasını çekmekte olan taraftarlar, meclis araştırma komisyonu tarafından dinlenmelidir. tesisten takım otobüsüne binip, 10 araçlık polis eskortuyla rakip stada giden bir futbolcunun sporda şiddet hakkında söyleyeceği şeylere ben gülerim arkadaş. ne kadar şiddet görmüş olabilir ki? türkiye'de futbolcular, en kötü ihtimalle kendi taraftarları tarafından şiddet görür, rakip taraftarlardan saha dışında şiddet görmez. sahada kafasına 3 tane su şişesi yiyen futbolcu ile kafasında bira şişeleri patlayan taraftar arasında dağlar kadar fark var. şiddet engellenmek isteniyor ama şiddete maruz kalan ve şiddet uygulayan kişiler hariç herkes konuşuyor. yasanın, mevcut sorunları çözemeyeceği baştan belli zaten.
yasanın çıkması asla tek başına yeterli olmayacaktır. amaç suçu cezalandırmak değil, suçu engellemek olmalı. eğer emniyet müdürlüğü, deplasman maçına giden taraftarların can güvenliğini sağlayamıyorsa, şiddet sonrası bıçaklanan taraftarların kulübüne seyircisiz maç cezası vermek kadar saçma bir uygulama olamaz. bu bakımdan önce tarafların mağduriyetleri sınıflandırılmalı. hatta yasadan önce sosyolojik açıdan incelenmeli tribün şiddeti.
yine konuya paralel olarak kulüp başkanlarının, eski teknik direktörlerin, eski futbolcuların, gazetecilerin fikirlerine başvurulduğu gibi taraftarların da görüşleri alınmalıdır. aslında ilk olarak taraftarların görüşlerine başvurulmalıdır. özellikle daha önce şiddet olaylarına karışmış ve şu anda cezasını çekmekte olan taraftarlar, meclis araştırma komisyonu tarafından dinlenmelidir. tesisten takım otobüsüne binip, 10 araçlık polis eskortuyla rakip stada giden bir futbolcunun sporda şiddet hakkında söyleyeceği şeylere ben gülerim arkadaş. ne kadar şiddet görmüş olabilir ki? türkiye'de futbolcular, en kötü ihtimalle kendi taraftarları tarafından şiddet görür, rakip taraftarlardan saha dışında şiddet görmez. sahada kafasına 3 tane su şişesi yiyen futbolcu ile kafasında bira şişeleri patlayan taraftar arasında dağlar kadar fark var. şiddet engellenmek isteniyor ama şiddete maruz kalan ve şiddet uygulayan kişiler hariç herkes konuşuyor. yasanın, mevcut sorunları çözemeyeceği baştan belli zaten.