5
sezonun üçte biri doğuda boston'un, batıda san antonio'nun liderliği ile geçildi.
açıkçası boston'un bu denli iyi başlayacaklarını tahmin etmemiştim. malum yaş ortalaması ortada ancak rajon rondo denilen adam 15 asistin altına indiğinde neden bugün durdundu diyebilecek kıvama getirdi bizi. takımdaki diğer parçaların rolleri de gayet oturduğu için bu pozisyondalar. bakalım bu tempoyla nereye kadar gidebilecekler. sakatlıklar yavaş yavaş kendisini göstermeye başladı.
san antonio'da ginobili ve tony parker o kadar iyi performans gösteriyor ki tim duncan'ın yavaşlaması çok da sorun değil onlar için. en büyük şampiyonluk adayım lakers ise gasol'un müthiş katkısıyla çok iyi başladı ancak üst üste kaybettikleri maçlardan sonra batı 3.lüğüne gerilediler. bunda bynum sakatlığında gasol'un üzerine çok yük binmesinin de etkisi var elbet. son maçlarda da benchten fazla katkı alamadılar. dallas ise gayet formda. nowitzki'nin her zamanki muhteşem oyunu başrolde tabi ki ama bu sene daha da muhteşem oynuyor düşünün artık. orlando ise gayet vasat chiacago'nun da arkasında şu anki pozisyonu. kimsenin beğenmediği nelson'un eline bakılıyor çoğu maçta. miami ise çok kötü başlayıp, çok iyi götürüyor. hala ne oynadıklarını anlayamasam da 11 maçlık bir galibiyet serisi yakaladılar. bi lebron bi wade bi bosh nereye kadar göreceğiz.
bir de bu sene müthiş biçimde çıkış yapan oyuncular var:
washington'un guardı john wall performansıyla sorunlu adam gilbert arenas'ı takasta kullandırabilecek kadar iyi bir performans gösterdi. 17 sayı 9 asist ortalamaları ile oynuyor bu sezon. belki blake griffin önünde yılın çaylağı ödülünü alması biraz zor ama sonuna kadar zorlar.
bir diğeri kevin durant'tan sonra oklohoma'nın 2.süperstarı olan russell westbrook. 23 sayı 8.5 asist 5 ribaunt ortalamasıyla oynuyor bu guard. zaten oklohoma genç ve potansiyeli olan bir takım, ileride durant ve russel ile çok ses getirecekleri aşikar. bir de bu arada eskiden guard bulunamazken şimdi maaşallah her yerden guard fışkırıyor.
geçen sene draft olmasına rağmen sakatlığı yüzünden hiç oynayamayınca bu yıl çaylak sayılan ve yılın çaylağı ödülü için muhtemelen john wall ile yarışacak olan, haftanın en güzel hareketlerinin müdavimi olan blake griffin. 20 sayı 12 ribaunt ortalaması ile oynuyor. 2.08'lik clippers'ın forveti hayvani gücünün yanında, mükemmel de zıplıyor. ha bir de zenci değil beyaz.
kevin love'ı da yazmak gerekiyor. en son fi tarihinde moses malone'un yaptığı +30 sayı +30 ribaunt istatistiklerini bu sene kırdı. 20 sayı 15 ribaunt ortalamaları ile oynuyor. rondo gibi love da 15 ribaunt barajının altında kaldığında ne oldu acaba sorusunu sordurtuyor adama. en azından minnesota bir kevin daha bulabildi. bu da beyaz bu arada. hani beyazlar zıplayamazdı lan.
yine daha önceleri coşmuş bu sene bunu daha da ilerleten oyuncular mevcut. deron williams bence şu an chris paul'un bir adım önüne geçti. derrick rose muhteşem bir sezon geçiriyor. bu sene türkiye'ye gelmeyip uzuun bir süre sonra dinlenen dirk nowitzki bunun karşılığını alarak aşmış bir şekilde oynuyor. keza pau gasol da aynı şekilde. takımı bu aralar pek iyi durumda olmasa da sezona çok çok iyi başladı gasol.
bizimkilerden de bahsedip bitirelim. memo sakatlıktan çıkarak bugün ilk maçını oynadı. hido vasat. 9.5 sayı 4 ribaunt ile oynuyor. her ne kadar gerçek pozisyonu olmasa da 4 numaraları zerre savunamayınca ilk 5'teki yerini de kaybetti. ersan takımı gibi inişli çıkışlı 8.5 sayı 5.5 ribaunt ile oynuyor ve umarım şu takımını değiştirir artık. gelelim semih ve ömer'e. maalesef ikisinin de hücum özellikleri çok kısıtlı. şimdilik pozisyonları sadece smaçla bitirebiliyorlar. şansları takımlarındaki sakatlıklar. semih shaq-jermain-perkins'in sakatlıklarında hayal edemeyeceği dakikaları buldu. iki kere 10 sayı atabilse de savunmada daha sert olabilmeliydi. nazr mohammed karşısında bile zorlandı. yine de semih'in benim beklentilerimin üzerinde olduğunu kabul etmeliyim. bundan 2 sene önce bu adamın becerebildiği tek şey uzun boyu sayesinde ribaunt almak ve top sektirebilmekti. ömer'in ise noah'ın yokluğunda neler yapacağı önemli. o da semih gibi hücumda kısıtlı ve o da çok çabuk faul problemine giriyor. yine de ribaunt ve blok tehdidi olan biri bilindiği üzere. semih 14.4 dakika 4.4 sayı, 2.4 ribaunt, ömer ise 11.4 dakika 2.5 sayı, 2.8 ribaunt ortalamalarıyla oynamakta...
takas editi: orlando baktı işler boktan gidiyor, takımda kadro revizyonuna gidiyor. ilk büyük takas phoenix'le. hidayet, jason richardson ve e.clark'ı alıp, karşılığında phoenix'e vince carter, gortat ve pietrus'u verecekler. yetmiyor bir de rashard lewis'i verip karşılığında washington'dan gilbert arenas'ı almak üzereler. benim anlamadığım phoenix'te zaten nash sakatlandı, en büyük skor gücü olan j-rich'i ve her şeye rağmen hido'yu veriyorlar. bir kumar oynadılar ama tutacak mı göreceğiz. orlando da garip bir takım olacak. gilbert ve hidayet'in performansları soru işareti. arenas ve j-rich gibi topu seven adamlar beraber oynayacak. muhtemelen howard yine hido'nun eline bakabilir. kısmet bu işler
açıkçası boston'un bu denli iyi başlayacaklarını tahmin etmemiştim. malum yaş ortalaması ortada ancak rajon rondo denilen adam 15 asistin altına indiğinde neden bugün durdundu diyebilecek kıvama getirdi bizi. takımdaki diğer parçaların rolleri de gayet oturduğu için bu pozisyondalar. bakalım bu tempoyla nereye kadar gidebilecekler. sakatlıklar yavaş yavaş kendisini göstermeye başladı.
san antonio'da ginobili ve tony parker o kadar iyi performans gösteriyor ki tim duncan'ın yavaşlaması çok da sorun değil onlar için. en büyük şampiyonluk adayım lakers ise gasol'un müthiş katkısıyla çok iyi başladı ancak üst üste kaybettikleri maçlardan sonra batı 3.lüğüne gerilediler. bunda bynum sakatlığında gasol'un üzerine çok yük binmesinin de etkisi var elbet. son maçlarda da benchten fazla katkı alamadılar. dallas ise gayet formda. nowitzki'nin her zamanki muhteşem oyunu başrolde tabi ki ama bu sene daha da muhteşem oynuyor düşünün artık. orlando ise gayet vasat chiacago'nun da arkasında şu anki pozisyonu. kimsenin beğenmediği nelson'un eline bakılıyor çoğu maçta. miami ise çok kötü başlayıp, çok iyi götürüyor. hala ne oynadıklarını anlayamasam da 11 maçlık bir galibiyet serisi yakaladılar. bi lebron bi wade bi bosh nereye kadar göreceğiz.
bir de bu sene müthiş biçimde çıkış yapan oyuncular var:
washington'un guardı john wall performansıyla sorunlu adam gilbert arenas'ı takasta kullandırabilecek kadar iyi bir performans gösterdi. 17 sayı 9 asist ortalamaları ile oynuyor bu sezon. belki blake griffin önünde yılın çaylağı ödülünü alması biraz zor ama sonuna kadar zorlar.
bir diğeri kevin durant'tan sonra oklohoma'nın 2.süperstarı olan russell westbrook. 23 sayı 8.5 asist 5 ribaunt ortalamasıyla oynuyor bu guard. zaten oklohoma genç ve potansiyeli olan bir takım, ileride durant ve russel ile çok ses getirecekleri aşikar. bir de bu arada eskiden guard bulunamazken şimdi maaşallah her yerden guard fışkırıyor.
geçen sene draft olmasına rağmen sakatlığı yüzünden hiç oynayamayınca bu yıl çaylak sayılan ve yılın çaylağı ödülü için muhtemelen john wall ile yarışacak olan, haftanın en güzel hareketlerinin müdavimi olan blake griffin. 20 sayı 12 ribaunt ortalaması ile oynuyor. 2.08'lik clippers'ın forveti hayvani gücünün yanında, mükemmel de zıplıyor. ha bir de zenci değil beyaz.
kevin love'ı da yazmak gerekiyor. en son fi tarihinde moses malone'un yaptığı +30 sayı +30 ribaunt istatistiklerini bu sene kırdı. 20 sayı 15 ribaunt ortalamaları ile oynuyor. rondo gibi love da 15 ribaunt barajının altında kaldığında ne oldu acaba sorusunu sordurtuyor adama. en azından minnesota bir kevin daha bulabildi. bu da beyaz bu arada. hani beyazlar zıplayamazdı lan.
yine daha önceleri coşmuş bu sene bunu daha da ilerleten oyuncular mevcut. deron williams bence şu an chris paul'un bir adım önüne geçti. derrick rose muhteşem bir sezon geçiriyor. bu sene türkiye'ye gelmeyip uzuun bir süre sonra dinlenen dirk nowitzki bunun karşılığını alarak aşmış bir şekilde oynuyor. keza pau gasol da aynı şekilde. takımı bu aralar pek iyi durumda olmasa da sezona çok çok iyi başladı gasol.
bizimkilerden de bahsedip bitirelim. memo sakatlıktan çıkarak bugün ilk maçını oynadı. hido vasat. 9.5 sayı 4 ribaunt ile oynuyor. her ne kadar gerçek pozisyonu olmasa da 4 numaraları zerre savunamayınca ilk 5'teki yerini de kaybetti. ersan takımı gibi inişli çıkışlı 8.5 sayı 5.5 ribaunt ile oynuyor ve umarım şu takımını değiştirir artık. gelelim semih ve ömer'e. maalesef ikisinin de hücum özellikleri çok kısıtlı. şimdilik pozisyonları sadece smaçla bitirebiliyorlar. şansları takımlarındaki sakatlıklar. semih shaq-jermain-perkins'in sakatlıklarında hayal edemeyeceği dakikaları buldu. iki kere 10 sayı atabilse de savunmada daha sert olabilmeliydi. nazr mohammed karşısında bile zorlandı. yine de semih'in benim beklentilerimin üzerinde olduğunu kabul etmeliyim. bundan 2 sene önce bu adamın becerebildiği tek şey uzun boyu sayesinde ribaunt almak ve top sektirebilmekti. ömer'in ise noah'ın yokluğunda neler yapacağı önemli. o da semih gibi hücumda kısıtlı ve o da çok çabuk faul problemine giriyor. yine de ribaunt ve blok tehdidi olan biri bilindiği üzere. semih 14.4 dakika 4.4 sayı, 2.4 ribaunt, ömer ise 11.4 dakika 2.5 sayı, 2.8 ribaunt ortalamalarıyla oynamakta...
takas editi: orlando baktı işler boktan gidiyor, takımda kadro revizyonuna gidiyor. ilk büyük takas phoenix'le. hidayet, jason richardson ve e.clark'ı alıp, karşılığında phoenix'e vince carter, gortat ve pietrus'u verecekler. yetmiyor bir de rashard lewis'i verip karşılığında washington'dan gilbert arenas'ı almak üzereler. benim anlamadığım phoenix'te zaten nash sakatlandı, en büyük skor gücü olan j-rich'i ve her şeye rağmen hido'yu veriyorlar. bir kumar oynadılar ama tutacak mı göreceğiz. orlando da garip bir takım olacak. gilbert ve hidayet'in performansları soru işareti. arenas ve j-rich gibi topu seven adamlar beraber oynayacak. muhtemelen howard yine hido'nun eline bakabilir. kısmet bu işler