2615
çok anlaşılır bir yazı olmayacak. takımın durumunu, gidenleri kalanları biraz world of warcraft oyunundaki gruplara benzettim. bilmeyen anlamayacak ama tane tane açıklayacağım.
şimdi gruplarda bir tane önden giden olur. (lider) tüm yaratıklar buna saldırır, tüm zararı bu alır. (kaptan arda)
bir tane iyileştirici olur. bizzat kendisi çatışmaya dahil olmaz ama arkadan tüm savaşanların durumunu denetler gerekirse düzeltir. (hagi)
ve bunun dışında karşı tarafa zarar vermekle görevli elemanlar olur. (diğer futbolcular)
şimdi bazen öyle durumlar olur ki, lider çok güçlüdür, iyileştirici de iyidir. ama zarar vericiler o kadar zayıftır ki, onlar düşmanı öldüreni kadar, iyileştiricinin iyileştirme gücü, liderin canı zamanla biter. burada lideri her zaman arda gibi düşünmemek lazım. mesela 2010-2011 sezonunda 4-2 sonuçlanan ankaragücü-galatasaray maçı'nda lideri baroş olarak kabul edebilir. ne kadar uğraşırsa uğraşsın, diğerleri yeterli olmayınca tek başına indiremedi rakibi.
bazen de ne olur biliyor musunuz? zarar verme ile görevlilerden bir tanesi, diğerlerine oranla fazla güçlü olur, ya da diğerleri o birine göre fazla zayıf. bu durumda, o güçlü olan oyunda -agro- dediğimiz unsuru yaratır. yani düşman için fazla tehdit olarak görünür ve düşman lidere değil ona saldırır. aslında güçlü eleman ne güzel, ne iyi bir şeydir. ama dengesizlik olunca tüm düşman onun üzerine çöker. (elano) burada onu ayakta tutmanın tek yolu, çok çok güçlü bir iyileştiricidir. (kim olabilir? gerets?)
herkes güçlü olursa veya herkes zayıf olursa grup gene bir şekilde yolunu bulur. ancak güç dengesizlikleri sorun yaratır. sanırım bizim yönetimin, elano, keita gibi adamların, sarp, barış, ayhan gibi adamların yanında fazla -agro- ürettiğini düşündü. tabii neden zayıflatmak yerine güçlendirmedi onu bilemeyeceğim.
bazen iyileştirici oyundan kopar, grup desteksiz kalır. (kalli'nin kovulma dönemi), bu durumda lider ve savaşçılar eğer disiplinli durup birbirlerine destek verirlerse, kısa bir süre ilerleyebilir, hatta bulunan yeri tamamlayabilirler. ama aralarında birlik yoksa, düzen yoksa olmaz.
peki bir grup için en kötü şey nedir biliyor musunuz? lider'in düşmesi. savaş sırasında ölmesi veya oyundan kopması. çünkü bu defa tüm saldırılar savaşçılara (misimovic), hatta iyileştiriciye döner(rijkaard), onlar düşerse de kolay kolay toparlanılmaz bir daha.
şimdi gruplarda bir tane önden giden olur. (lider) tüm yaratıklar buna saldırır, tüm zararı bu alır. (kaptan arda)
bir tane iyileştirici olur. bizzat kendisi çatışmaya dahil olmaz ama arkadan tüm savaşanların durumunu denetler gerekirse düzeltir. (hagi)
ve bunun dışında karşı tarafa zarar vermekle görevli elemanlar olur. (diğer futbolcular)
şimdi bazen öyle durumlar olur ki, lider çok güçlüdür, iyileştirici de iyidir. ama zarar vericiler o kadar zayıftır ki, onlar düşmanı öldüreni kadar, iyileştiricinin iyileştirme gücü, liderin canı zamanla biter. burada lideri her zaman arda gibi düşünmemek lazım. mesela 2010-2011 sezonunda 4-2 sonuçlanan ankaragücü-galatasaray maçı'nda lideri baroş olarak kabul edebilir. ne kadar uğraşırsa uğraşsın, diğerleri yeterli olmayınca tek başına indiremedi rakibi.
bazen de ne olur biliyor musunuz? zarar verme ile görevlilerden bir tanesi, diğerlerine oranla fazla güçlü olur, ya da diğerleri o birine göre fazla zayıf. bu durumda, o güçlü olan oyunda -agro- dediğimiz unsuru yaratır. yani düşman için fazla tehdit olarak görünür ve düşman lidere değil ona saldırır. aslında güçlü eleman ne güzel, ne iyi bir şeydir. ama dengesizlik olunca tüm düşman onun üzerine çöker. (elano) burada onu ayakta tutmanın tek yolu, çok çok güçlü bir iyileştiricidir. (kim olabilir? gerets?)
herkes güçlü olursa veya herkes zayıf olursa grup gene bir şekilde yolunu bulur. ancak güç dengesizlikleri sorun yaratır. sanırım bizim yönetimin, elano, keita gibi adamların, sarp, barış, ayhan gibi adamların yanında fazla -agro- ürettiğini düşündü. tabii neden zayıflatmak yerine güçlendirmedi onu bilemeyeceğim.
bazen iyileştirici oyundan kopar, grup desteksiz kalır. (kalli'nin kovulma dönemi), bu durumda lider ve savaşçılar eğer disiplinli durup birbirlerine destek verirlerse, kısa bir süre ilerleyebilir, hatta bulunan yeri tamamlayabilirler. ama aralarında birlik yoksa, düzen yoksa olmaz.
peki bir grup için en kötü şey nedir biliyor musunuz? lider'in düşmesi. savaş sırasında ölmesi veya oyundan kopması. çünkü bu defa tüm saldırılar savaşçılara (misimovic), hatta iyileştiriciye döner(rijkaard), onlar düşerse de kolay kolay toparlanılmaz bir daha.
