1026
"öncelikle yenilmemeyi düşünmeliyim." tamam, güzel. ancak bir fark var benim izlediğim galatasaray'da. galatasaray direkt olarak yenilmemeyi düşünüyor. yani öncelik değil, ana amaç.
o trabzon maçındaki anlayışla 3 tane 90 dakika oynansaydı, 1 gol ya atar ya atamazdı galatasaray. şimdi bana "ya ama pino atsaydı yeniyoduk hacı." demeyin. bu maçta öyle 3-4 pozisyonun olacak ki "biri girseydi yenerdik." deme lüksün olsun.
rakip defans-orta saha bloğu rahatlıkla oyun kuruyor, ama hiçbir rahatsız edici unsur yok. 3. bölgeye geldiklerinde bir şeyler yapılmaya başlanıyor, orada da kapılan toplar şişirilince pino-elano-misimovic üçgeninde kaybolup aynen geri dönüyor. bir tane organize atağımız var mıydı? yok.
ya oyuncu değişiklikleri? cana'nın çıkıp barış'ın girmesini dünden beri düşünüyorum. sonra gözümün önüne barış'ın yaptığı saçma top kayıpları geliyor. yok, çözemiyorum.
elano geliyor sonra. bütün maç saçmalayan elano. kenarda aydın'ı görüyor gözüm. ama özellikle 70'ten sonra boş alan vermeye başlayan trabzonspor savunmasındaki o boş alanları değerlendirebilecek tek isim aydın "ne hikmetse" girmiyor oyuna.
derken gol geliyor, maç bitiyor zaten o an.
ertesi gün ise sol frame'de gheorghe hagi (4)'ü görüyorum. yazmazsam olmaz diyorum. vay anasını, gheorghe hagi (4) ha!..
edit: bahsedilen maçı yazalım da kural ihlali olmasın.
(bkz: 7 kasım 2010 trabzonspor galatasaray maçı)
o trabzon maçındaki anlayışla 3 tane 90 dakika oynansaydı, 1 gol ya atar ya atamazdı galatasaray. şimdi bana "ya ama pino atsaydı yeniyoduk hacı." demeyin. bu maçta öyle 3-4 pozisyonun olacak ki "biri girseydi yenerdik." deme lüksün olsun.
rakip defans-orta saha bloğu rahatlıkla oyun kuruyor, ama hiçbir rahatsız edici unsur yok. 3. bölgeye geldiklerinde bir şeyler yapılmaya başlanıyor, orada da kapılan toplar şişirilince pino-elano-misimovic üçgeninde kaybolup aynen geri dönüyor. bir tane organize atağımız var mıydı? yok.
ya oyuncu değişiklikleri? cana'nın çıkıp barış'ın girmesini dünden beri düşünüyorum. sonra gözümün önüne barış'ın yaptığı saçma top kayıpları geliyor. yok, çözemiyorum.
elano geliyor sonra. bütün maç saçmalayan elano. kenarda aydın'ı görüyor gözüm. ama özellikle 70'ten sonra boş alan vermeye başlayan trabzonspor savunmasındaki o boş alanları değerlendirebilecek tek isim aydın "ne hikmetse" girmiyor oyuna.
derken gol geliyor, maç bitiyor zaten o an.
ertesi gün ise sol frame'de gheorghe hagi (4)'ü görüyorum. yazmazsam olmaz diyorum. vay anasını, gheorghe hagi (4) ha!..
edit: bahsedilen maçı yazalım da kural ihlali olmasın.
(bkz: 7 kasım 2010 trabzonspor galatasaray maçı)