286
söz konusu sezon başı fikstür çekildiğinde kadroları kuvvetli, iyi top oynayan ve büyük takımların şampiyon olabileceği değil, motivasyonu kuvvetli olanın kazanacağı bir sezon olacağı en başından belliydi. öyle bir fikstür çekildi ki; tüm büyük takımlar birbiri ile peşisıra ve ligin kaliteli ekipleri birbiriyle art arda oynuyordu. geçen senenin en başarılı takımları olan; sivasspor, fenerbahçe, trbzonspor, galatasaray ve beşiktaş birbirleri ile art arda maç yapacaktı.
fikstürü en baştan güzel ve kolay olan bir bursaspor vardı. bir de ibb. dikkat edin büyüklerin hemen ardından 6. olan bir takımdan bahsediyoruz. geçen sene şampiyonluk en çok ibb'nin hakkıydı öyleyse. onlar da iyi bir motivasyon ve güzel bir fikstür ile 6. oldular. bu da ibb'nin başarısı diyenlere hemen söyleyeyim altında kalan ilk üç takım; ibb'den 10 kat iyi oynayan kayseri, eskişehir ve antalyaspor'dur. buraya dikkatinizi iyi verin. kayserispor'un fikstürü 4 büyüklerden sonra sivasspor ile en zor fikstürdü.
ve incelemeniz için bir veri sunuyorum; 2009-2010 sezonunda, bursaspor'un şampiyon olduğu sezonda, ilk yarı itibariyle yeri en çok ve en uzak aralarla değişen takım ibb olmuştur. ilk 5'teki takımlar aynı potada gidip gelirken, ibb bu sezonun ilk yarısında sürekli yer değiştirmiş ve 6.lıktan 3.lüğe, 5. likten 11.liğe gidip gelmiştir. bunun sonucu ibb'nin kolay fikstür sayesinde orta sıralarda bitireceği garantidir zaten. altındaki takımlar peşpeşe ve üstündeki takımlar peş peşe birbiri ile zorlu maçlar çıkardıkça, fikstürde rahat olan ibb, bursa ve antalya sezon sonunda iyi bir yer edinmiş, fikstürü en berbat olan takımların bazıları büyüklüğü sayesinde potada kalmış, büyüklerden sonra fikstürü en berbat takım olan denizlispor da küme düşmüştür. bilmem size söylemeye gerek var mı ama söyleyeyim; ibb'nin aksine denizlispor 2009-2010 sezonun sadece 2 basamak sıra ile yer değiştirmiştir. bu da yazının en başından beri savunduğum fikstür avantajını açıklar nitelikte zaten.
şimdi galatasaray gibi bir takımın şampiyon olmasında en fazla 2-3 etken vardır ama bursaspor şampiyon oluyor ise etkenler çoğalır. peki sadece çoğalır mı? hayır, aynı zamanda şampiyonluğu belirleyen etkenler kuvvetlenir de. sen eskişehirspor'u yensen hemen ardından ankaragücü* ile yapıyorsun ardından trabzon sonra manisa ile içeride sonra fenerbahçe ile. her büyük maç arasında dinlenme vaktin var. zaten eskişehirspor ve ankaragücü sana doğal olarak yattığı için trabon maçına kadar kafan rahat. içeride manisa zorlu ekip baskı yok üstünde sonra o rahatlıkla fener maçına erkenden motive olacak kadar rahatsın.
rahatlık demişken; fikstürü ve kafası gayet rahat olan ibb'nin baskı altındaki bursasporu olimpiyat stadında rezil bir futbol oynamasına rağmen 2-0 yendiğini de hatırlatırım. anadoludan şampiyon çıksın, hayat bayram olsun geyiklerine bir de ertuğrul sağlam'ın çok iyi hoca olduğu geyiği ekleniyor ya ona yanarım. hani her avrupaya çıkışında şamar yiyen ertuğrul hoca, hani şu liverpool'un 8-0 yendiği beşiktaşın hocası olan.
alın akı, bilek hakkı, şerefli şampiyon diye şansal büyüka yorumları ile bizi mest eden futbol ilahlarına bir sorum olacak;
- fikstür avantajı,
- rakiplerin düşük motivasyonu,
- medya ve siyasi etkenler
bir şampiyonluğun belirlenmesinde ''çıkacaksın topunu oynayacaksın sen, etrafına bakmayacaksın'' argümanı ile aynı minvalde değerlendirilir mi? futbol sadece futbol mu? dış etkenler önemsiz mi? o zaman biz neden en iyi oynadığımız maçlarda bile kadıköyden galibiyet çıkaramadık?
futbol sadece futbol mu ey büyüklerim? çık topunu oyna kazan mı sadece?
fikstürü en baştan güzel ve kolay olan bir bursaspor vardı. bir de ibb. dikkat edin büyüklerin hemen ardından 6. olan bir takımdan bahsediyoruz. geçen sene şampiyonluk en çok ibb'nin hakkıydı öyleyse. onlar da iyi bir motivasyon ve güzel bir fikstür ile 6. oldular. bu da ibb'nin başarısı diyenlere hemen söyleyeyim altında kalan ilk üç takım; ibb'den 10 kat iyi oynayan kayseri, eskişehir ve antalyaspor'dur. buraya dikkatinizi iyi verin. kayserispor'un fikstürü 4 büyüklerden sonra sivasspor ile en zor fikstürdü.
ve incelemeniz için bir veri sunuyorum; 2009-2010 sezonunda, bursaspor'un şampiyon olduğu sezonda, ilk yarı itibariyle yeri en çok ve en uzak aralarla değişen takım ibb olmuştur. ilk 5'teki takımlar aynı potada gidip gelirken, ibb bu sezonun ilk yarısında sürekli yer değiştirmiş ve 6.lıktan 3.lüğe, 5. likten 11.liğe gidip gelmiştir. bunun sonucu ibb'nin kolay fikstür sayesinde orta sıralarda bitireceği garantidir zaten. altındaki takımlar peşpeşe ve üstündeki takımlar peş peşe birbiri ile zorlu maçlar çıkardıkça, fikstürde rahat olan ibb, bursa ve antalya sezon sonunda iyi bir yer edinmiş, fikstürü en berbat olan takımların bazıları büyüklüğü sayesinde potada kalmış, büyüklerden sonra fikstürü en berbat takım olan denizlispor da küme düşmüştür. bilmem size söylemeye gerek var mı ama söyleyeyim; ibb'nin aksine denizlispor 2009-2010 sezonun sadece 2 basamak sıra ile yer değiştirmiştir. bu da yazının en başından beri savunduğum fikstür avantajını açıklar nitelikte zaten.
şimdi galatasaray gibi bir takımın şampiyon olmasında en fazla 2-3 etken vardır ama bursaspor şampiyon oluyor ise etkenler çoğalır. peki sadece çoğalır mı? hayır, aynı zamanda şampiyonluğu belirleyen etkenler kuvvetlenir de. sen eskişehirspor'u yensen hemen ardından ankaragücü* ile yapıyorsun ardından trabzon sonra manisa ile içeride sonra fenerbahçe ile. her büyük maç arasında dinlenme vaktin var. zaten eskişehirspor ve ankaragücü sana doğal olarak yattığı için trabon maçına kadar kafan rahat. içeride manisa zorlu ekip baskı yok üstünde sonra o rahatlıkla fener maçına erkenden motive olacak kadar rahatsın.
rahatlık demişken; fikstürü ve kafası gayet rahat olan ibb'nin baskı altındaki bursasporu olimpiyat stadında rezil bir futbol oynamasına rağmen 2-0 yendiğini de hatırlatırım. anadoludan şampiyon çıksın, hayat bayram olsun geyiklerine bir de ertuğrul sağlam'ın çok iyi hoca olduğu geyiği ekleniyor ya ona yanarım. hani her avrupaya çıkışında şamar yiyen ertuğrul hoca, hani şu liverpool'un 8-0 yendiği beşiktaşın hocası olan.
alın akı, bilek hakkı, şerefli şampiyon diye şansal büyüka yorumları ile bizi mest eden futbol ilahlarına bir sorum olacak;
- fikstür avantajı,
- rakiplerin düşük motivasyonu,
- medya ve siyasi etkenler
bir şampiyonluğun belirlenmesinde ''çıkacaksın topunu oynayacaksın sen, etrafına bakmayacaksın'' argümanı ile aynı minvalde değerlendirilir mi? futbol sadece futbol mu? dış etkenler önemsiz mi? o zaman biz neden en iyi oynadığımız maçlarda bile kadıköyden galibiyet çıkaramadık?
futbol sadece futbol mu ey büyüklerim? çık topunu oyna kazan mı sadece?