resim
Hakan Şükür
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:53
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 815
    galatasaray kariyeri boyunca;

    (bkz: torsten gutschow)
    (bkz: arif erdem)
    (bkz: mustafa kocabey)
    (bkz: saffet sancaklı)
    (bkz: kubilay türkyılmaz)
    (bkz: benhur babaoğlu)
    (bkz: dean saunders)
    (bkz: adrian knup)
    (bkz: adrian ilie)
    (bkz: mehmet gönülaçar)
    (bkz: burak akdiş)
    (bkz: mandinga dos santos marcio)
    (bkz: saffet akyüz)
    (bkz: florin bratu)
    (bkz: berkant göktan)
    (bkz: hasan kabze)
    (bkz: ümit karan)
    (bkz: necati ateş)

    ile forvet mevkiinde forma kapma mücadelesi yapmıştır. bu isimleri belirlerken; yarım dönemden az forma giyen futbolcuları değerlendirmeye almadım.

    iz bırakanlara gelirsek;

    torsten gutschow, kalli döneminde takımın gol yollarında yaşadığı problem neticesinde yarım sezonluk kiralanmış; sezon bitimiyle de ülkesine dönmüştür.

    mustafa kocabey; ''papin mustafa'' lakaplı yetenekli genç oyuncu, kalli zamanında takıma dahil edilmiş *, sözleşme yenileme döneminde yönetimin teklif ettiği rakamı beğenmeyip başka kulüplerle görüştüğü anlaşılınca, kocaelispor'a takas yoluyla gönderilmiştir. yaşı yetmeyecek genç arkadaşlar için ekleme yapalım, o dönemlerde jean marc bosman adı henüz duyulmamıştı ve sözleşmesi biten futbolcuyu dahi transfer edebilmeniz için, kulübüne bonservis ödemeniz gerekiyordu.

    kubilay türkyılmaz; 2 senelik galatasaray performansı tatmin edici olmasına rağmen, müzmin sakatlığı sebebiyle birçok maçta takımından uzak kalması sebebi ile sözleşme bitiminde yollar ayrılmıştır.

    dean saunders; greame souness döneminde gelen diğer iki arkadaşının aksine * * oldukça başarılı bir sezon geçirmiş, sezon bitiminde ise fm oynayan genç jenerasyonun anlayabileceği üzere homesick hastalığına tutularak geldiği ingiltere'ye dönmüş ve futbol hayatını orada noktalamıştır. *

    forvette rekabet ettiği arkadaşlarından adrian ilie; sezon ortası yaşanan maddi darboğaz neticesinde 8 milyon mark karşılığı valencia cf'nin yolunu tutmuştur.

    mandinga dos santos marcio; fatih terim döneminde transfer edilmiş olup, lig maçlarında 4+1 yabancı kontenjanına takılmıştır. görev aldığı maçlarda aman aman bir oyun ortaya konmayınca sözleşme bitiminde yollar ayrılmıştır.

    hasan kabze; çanakkale dardanelspor'dan transfer edilmiş olup, oyuna sonradan girdiği maçlardaki golleri, ilk 11 başladığı karşılaşmalarda ise silik futbolu hatırlanır. bir nevi ''genç semih'' sendromu diyebiliriz. devamlı 11'de forma giyme isteğini yönetime sunmuş ve avrupa'dan gelen teklifi kabul edip galatasaray'a veda etmiştir.

    ümit karan; mario jardel'in gidişiyle transfer edilmiş olup, hakan şükür'ün galatasaray'a döndüğü vakitlerde devre arasında ankaraspor'a kiralanmıştır *. devre arasında gittiği ankarasporla sezonu 5 golle tamamlamıştır. sezon bitiminde eric gerets'in başa gelmesiyle silkinmiş ve galatasaray'daki en iyi performansını ortaya koymuştur.

    necati ateş; adanaspor'dan devre arası transfer edilmiş, yalnızca 1 sezon yüksek performans göstermiş, geri kalan yıllarda o sezonun ekmeğini yemiştir.

    arif erdem; hakan şükür ile birlikte aradaki ufak kesintileri saymazsak 15 sene boyunca forma giymiş, galatasaray'ın ve milli takımın değişmez ikilisi olmuşlardır.

    hakan şükür, ''türk spor camiası tarafından hep desteklendi'' demek, en hafifinden abesle iştigaldir. dış görünüşüyle taşak geçenleri mi ararsın, ''inek şaban'' yakıştırması yapanları mı ararsın, top oynamayı bilmediğini iddia edenleri mi ararsın... hep türkiye'deki yazılı ve görsel medya tarafından bu ve benzeri şekillerde eleştirilmiştir. hatta bunların bir de lideri vardır:

    (bkz: osman tanburacı)

    hakan şükür'ün, bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, arif erdem ile birlikte yaptığı şey, ''abilik''tir. hiçbir dönemde, hiç bir futbolcu ya da futbolcu grubuna karşı herhangi bir gruplaşma ya da dışlama olgusu içinde bulunmayıp, gerçek anlamda ''abi'' olarak genç arkadaşlarına örnek olmuşlardır. gerçi daha sonradan o abilik kavramı, çeteleşmeye evrimleşti ama bunun da faturasını geçmişte görev almış bu isimlere çıkartmak saçmalığın daniskasıdır.

    ayrıyeten ekliyeyim, kendisi avrupa'da ve milli takımda gollerini sıralarken, yani avrupa'da piyasası iyiyken galatasaray'a 7 milyon mark * kazandırarak inter'e transfer olmuştur. ilk yurtdışı macerası olan torino gidiş-dönüşünde ise satıldığı paraya geri alınmıştır.

    tekmeye kafa soktuğu için galatasaray kariyeri boyunca 2 kere burnu kırılmış, kayda değer hiç bir sakatlık yaşamadan 15 sene hizmet etmiştir. oynadığı son 2 sezon hariç, her dönemde takımının en çok gol atan oyuncusu olmuştur. son 2-3 yılına kadar takım kaptanlığı yapmamış, yapmak için herhangi bir talebi olmamıştır. yönetim tarafından görev verildiğinde ise kaçmayıp, elinden gelenin en iyisini yapmıştır. 9 numaralı forma, onunla özdeşleşmişken, yuvaya dönüşünde formasını ümit karan'ın sırtında bulmuş, kendisi hiç bir polemik konusu yaşamadan paşa paşa 10 numaralı formayı sırtına geçirmiştir. futbol hayatı boyunca sadece 1 kere kırmızı kart görmüştür. *

    fenerbahçe, kendisine ali şen ve aziz yıldırım dönemlerinde çuval dolusu para teklif etmiş, bir gün arkasını dönüp bakmamıştır. koyu fenerbahçeli olan babası sermet şükür, katıldığı bir tv programında, oğlunun o paraları reddetmesini ''hayretle izlediğini'' söylemiştir.

    ilk evliliğinde nikah şahitliğini fethullah gülen yapmıştır. bu tamamen kişiye özel bir şeydir, isterse papa ii. jean-paul'ü nikah şahidi yapar, isterse herhangi bir hahambaşını çağırır. kendisinin herhangi bir cemaat ya da topluluk içinde bulunması da kendisini bağlar. canı isterse mason locasına katılır, isterse darwinizm vakıflarına üye olur.

    bana göre tek yanlışı, futbolu bıraktıktan sonra duygusal yapısı sebebiyle yaşadığı kırgınlıkları başkalarıyla paylaşıp, ''kol kırılır, yen içinde kalır'' düsturuyla hareket etmemesiydi. ortam adilane olsa, yine de yanlış gördüğü şeyleri dillendirebilir ama basının oklarını bize doğrultmak için nasıl hazır kıta beklediği hepimizce malum.

    hiç bir transfer döneminde, para için kulübüyle bir sorun yaşamamış; dönemin yöneticilerinin söylediğine göre, en uzun görüşmesi 10 dakika sürmüştür. tribünlere pankart asacak kadar da galatasaraylıdır.

    http://img525.imageshack.us/i/29ev2zp0.th.jpg/

    bütün bunlara rağmen, hakan'ı içi boş şeylerle eleştirmek, grupçuydu, paragözdü diye yaftalamak, kimse kusura bakmasın ama at gözlüğü gerektirir. bizi ilgilendiren kısımlarıyla ilgilenelim, diğerlerine müdahele etmek bizim işimiz değil.

    çok uzun bir yazı oldu, hata varsa affola.

    edit: hakan'ın kırmızı gördüğü maç, 26 mart 2004 samsunspor galatasaray maçı. kutsal ruh ise bülent uzun'a ait.
    teşekkürler harry kewell the wizard of oz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın