resim
Hakan Şükür
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:53
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 801
    istemeyenlerin elle tutulur beyanatları, hakan şükür'ün beyanatlarıyla yaptıklarıyla aynı olduğundan ve aynı kafadaki insanların sudan olduğunu söylediğinden kendi kendini imha etmiş beyanatlardır. *

    galatasaray kulübünü belediyeye çevirip kadrolaşmaya kucak açmasına sebep olan kişilere selam olsun, el etek öpenler başta hakan şükür olmak üzere nasıl bir mideyle hagi'nin gözünün içine bakabilecek asıl merak konusu budur.

    (bkz: hagi bakisi)
  • 802
    yıllar önce turgay şeren, star tv'de ki telegol programında,

    --- alıntı ---

    galatasaray hiç bir zaman eski futbolcularına karşı vefalı değildi. metin ölene kadar onu bile eleştirip yerden yere vuranlar vardı.

    --- alıntı ---

    demişti.

    galatasaray forması ile 392 maça çıkmış bu süre içerisinde takımı ile

    8 türkiye ligi şampiyonluğu
    5 türkiye kupası
    1 avrupa kupası

    kazanmasına büyük pay sahibi olmuş, son 3 yılında neredeyse bedavaya oynamış ve hala saçma sapan siyasi bağnazlıklar ile veya basında bir dönem yazılmış fakat hiç bir şekilde ispatlanmamış haberlerle inanılarak bugün kendi taraftarı tarafından yerden yere vuruluyor. bir tarafta beşiktaş'a bakıyorum, oktay derelioğlu gibi bir adama bile jübile yaparak, klüp içinde görevlendirerek ona sahip çıkmış bir beşitaş'a

    birde aykut kocaman ve rıdvan dilmen gibi hayatlarını sakatlıkla boğuşma ile geçirmiş futbolculara hatta kendisini satarak galatasaray'da oynamış selçuk yula'ya bile sahip çıkmış olan fenerbahçe'ye bakıyorum da turgay şeren hakikatten haklıymış. şimdi düşünmüyor değilim acabba emre belözoğlu'nun fenerbahçe'ye gitme sebeplerinden biride bu mu diye?
  • 808
    hakan şükür mü galatasaray'a vefasızlık yaptı yoksa galatasaray mı hakan şükür'e? bu sorunun cevabı zaten herşeyi ortaya döker;

    hakan şükür'e en zor zamanında bu kulüp sahip çıkmadı mı?
    istediği kadar oynamadı mı?
    gönderileceği dönemde 1 sene sonra bırakıcam demedi mii?
    sonra çıkıp 1 sene sonra zorla gönderdiler demedi mi?
    gruplaşma+jeepler+kavgalar'ı ben mi yaptım?
    yanındaki tüm forvet oyuncuları iyi futbolcular gönderilirken hakan hep kalmadı mı?
    gol atamadıktan sonra sırf şirin gözüksün diye sayfalarca "hakan yaptığı presle defansı bunalttı" yazıları çıkmadı mı?
    türk oyuncuları yabancılara karşı kışkırtmadı mı?
    daha yazım da yazmıyorum futbolculuk dönemini, gelelim yakın zamana;

    adnan polat'a karşı olmadı mı?
    oyunu adnan öztürk'e vermedi mi?
    daha 1-2 ay evvel geleneksel hakan şükürün galatasaraya bok atma şenliklerini izlemedik mi?
    yorumcuyken bile ben çıkıp oynarım 2-3 hafta idman yapsam demedi mi?
    kulüp içi sırları fenerli basına malzeme vermedi mi?

    alın size hakan'ın sporcu kişiliği dikkat ettiyseniz siyasi görüşü ile ilgili1 madde bile yazmadım.
  • 809
    diyarbakır'da miting alanında "evet" şapkasıyla oradaki birkaç yüz galatasaraylıyı sempati duyduğu siyasi görüşü desteklemeye çağırma misyonunu yüklenmiş bir insanın galatasaray kulübünde idari bir görevdeyken personeli, topçuları, taraftarı kendi tarafına çekmeye çalışmayacağının veya kendi görüşüne sahip olmayanları dışlamayacağının garantisini bana kimse veremez.

    not1: siyasi görüşü değildir önemli olan. siyasi görüşünü işine yansıtıp yansıtmamasıdır, çevresine empoze edip etmemesidir mevzu bahis olan. başka birisi "hayır" şapkasıyla meydanlarda şov yapsa aynı satırlar onun için de geçerli olurdu.
    not2: bu entry siyasi bulunup silinirse gıkım çıkmaz. ama değil. hatta anti-siyasi.

    edit: imla
  • 812
    aman derim yapmayın derim. galatasaray'ımızdan bahsediyoruz ya canımız ciğerimizden. bu kadar basit olmamalı. saygımın sonsuz olduğu adamlar politikalar yüzünden böyle harcanmamalı , yöneticiler böyle adam harcamamalı. prekazi , hagi , bülent , hakan... hakları ödenmez ama burası galatasaray buraya gelip takım yönetmek başka bir iş. adam bulamıyorlarsa biz tugayla devam ederiz katlanırız en azından o bu göreve kriz anında karga tulumba getirilmedi.
  • 815
    galatasaray kariyeri boyunca;

    (bkz: torsten gutschow)
    (bkz: arif erdem)
    (bkz: mustafa kocabey)
    (bkz: saffet sancaklı)
    (bkz: kubilay türkyılmaz)
    (bkz: benhur babaoğlu)
    (bkz: dean saunders)
    (bkz: adrian knup)
    (bkz: adrian ilie)
    (bkz: mehmet gönülaçar)
    (bkz: burak akdiş)
    (bkz: mandinga dos santos marcio)
    (bkz: saffet akyüz)
    (bkz: florin bratu)
    (bkz: berkant göktan)
    (bkz: hasan kabze)
    (bkz: ümit karan)
    (bkz: necati ateş)

    ile forvet mevkiinde forma kapma mücadelesi yapmıştır. bu isimleri belirlerken; yarım dönemden az forma giyen futbolcuları değerlendirmeye almadım.

    iz bırakanlara gelirsek;

    torsten gutschow, kalli döneminde takımın gol yollarında yaşadığı problem neticesinde yarım sezonluk kiralanmış; sezon bitimiyle de ülkesine dönmüştür.

    mustafa kocabey; ''papin mustafa'' lakaplı yetenekli genç oyuncu, kalli zamanında takıma dahil edilmiş *, sözleşme yenileme döneminde yönetimin teklif ettiği rakamı beğenmeyip başka kulüplerle görüştüğü anlaşılınca, kocaelispor'a takas yoluyla gönderilmiştir. yaşı yetmeyecek genç arkadaşlar için ekleme yapalım, o dönemlerde jean marc bosman adı henüz duyulmamıştı ve sözleşmesi biten futbolcuyu dahi transfer edebilmeniz için, kulübüne bonservis ödemeniz gerekiyordu.

    kubilay türkyılmaz; 2 senelik galatasaray performansı tatmin edici olmasına rağmen, müzmin sakatlığı sebebiyle birçok maçta takımından uzak kalması sebebi ile sözleşme bitiminde yollar ayrılmıştır.

    dean saunders; greame souness döneminde gelen diğer iki arkadaşının aksine * * oldukça başarılı bir sezon geçirmiş, sezon bitiminde ise fm oynayan genç jenerasyonun anlayabileceği üzere homesick hastalığına tutularak geldiği ingiltere'ye dönmüş ve futbol hayatını orada noktalamıştır. *

    forvette rekabet ettiği arkadaşlarından adrian ilie; sezon ortası yaşanan maddi darboğaz neticesinde 8 milyon mark karşılığı valencia cf'nin yolunu tutmuştur.

    mandinga dos santos marcio; fatih terim döneminde transfer edilmiş olup, lig maçlarında 4+1 yabancı kontenjanına takılmıştır. görev aldığı maçlarda aman aman bir oyun ortaya konmayınca sözleşme bitiminde yollar ayrılmıştır.

    hasan kabze; çanakkale dardanelspor'dan transfer edilmiş olup, oyuna sonradan girdiği maçlardaki golleri, ilk 11 başladığı karşılaşmalarda ise silik futbolu hatırlanır. bir nevi ''genç semih'' sendromu diyebiliriz. devamlı 11'de forma giyme isteğini yönetime sunmuş ve avrupa'dan gelen teklifi kabul edip galatasaray'a veda etmiştir.

    ümit karan; mario jardel'in gidişiyle transfer edilmiş olup, hakan şükür'ün galatasaray'a döndüğü vakitlerde devre arasında ankaraspor'a kiralanmıştır *. devre arasında gittiği ankarasporla sezonu 5 golle tamamlamıştır. sezon bitiminde eric gerets'in başa gelmesiyle silkinmiş ve galatasaray'daki en iyi performansını ortaya koymuştur.

    necati ateş; adanaspor'dan devre arası transfer edilmiş, yalnızca 1 sezon yüksek performans göstermiş, geri kalan yıllarda o sezonun ekmeğini yemiştir.

    arif erdem; hakan şükür ile birlikte aradaki ufak kesintileri saymazsak 15 sene boyunca forma giymiş, galatasaray'ın ve milli takımın değişmez ikilisi olmuşlardır.

    hakan şükür, ''türk spor camiası tarafından hep desteklendi'' demek, en hafifinden abesle iştigaldir. dış görünüşüyle taşak geçenleri mi ararsın, ''inek şaban'' yakıştırması yapanları mı ararsın, top oynamayı bilmediğini iddia edenleri mi ararsın... hep türkiye'deki yazılı ve görsel medya tarafından bu ve benzeri şekillerde eleştirilmiştir. hatta bunların bir de lideri vardır:

    (bkz: osman tanburacı)

    hakan şükür'ün, bülent korkmaz, tugay kerimoğlu, arif erdem ile birlikte yaptığı şey, ''abilik''tir. hiçbir dönemde, hiç bir futbolcu ya da futbolcu grubuna karşı herhangi bir gruplaşma ya da dışlama olgusu içinde bulunmayıp, gerçek anlamda ''abi'' olarak genç arkadaşlarına örnek olmuşlardır. gerçi daha sonradan o abilik kavramı, çeteleşmeye evrimleşti ama bunun da faturasını geçmişte görev almış bu isimlere çıkartmak saçmalığın daniskasıdır.

    ayrıyeten ekliyeyim, kendisi avrupa'da ve milli takımda gollerini sıralarken, yani avrupa'da piyasası iyiyken galatasaray'a 7 milyon mark * kazandırarak inter'e transfer olmuştur. ilk yurtdışı macerası olan torino gidiş-dönüşünde ise satıldığı paraya geri alınmıştır.

    tekmeye kafa soktuğu için galatasaray kariyeri boyunca 2 kere burnu kırılmış, kayda değer hiç bir sakatlık yaşamadan 15 sene hizmet etmiştir. oynadığı son 2 sezon hariç, her dönemde takımının en çok gol atan oyuncusu olmuştur. son 2-3 yılına kadar takım kaptanlığı yapmamış, yapmak için herhangi bir talebi olmamıştır. yönetim tarafından görev verildiğinde ise kaçmayıp, elinden gelenin en iyisini yapmıştır. 9 numaralı forma, onunla özdeşleşmişken, yuvaya dönüşünde formasını ümit karan'ın sırtında bulmuş, kendisi hiç bir polemik konusu yaşamadan paşa paşa 10 numaralı formayı sırtına geçirmiştir. futbol hayatı boyunca sadece 1 kere kırmızı kart görmüştür. *

    fenerbahçe, kendisine ali şen ve aziz yıldırım dönemlerinde çuval dolusu para teklif etmiş, bir gün arkasını dönüp bakmamıştır. koyu fenerbahçeli olan babası sermet şükür, katıldığı bir tv programında, oğlunun o paraları reddetmesini ''hayretle izlediğini'' söylemiştir.

    ilk evliliğinde nikah şahitliğini fethullah gülen yapmıştır. bu tamamen kişiye özel bir şeydir, isterse papa ii. jean-paul'ü nikah şahidi yapar, isterse herhangi bir hahambaşını çağırır. kendisinin herhangi bir cemaat ya da topluluk içinde bulunması da kendisini bağlar. canı isterse mason locasına katılır, isterse darwinizm vakıflarına üye olur.

    bana göre tek yanlışı, futbolu bıraktıktan sonra duygusal yapısı sebebiyle yaşadığı kırgınlıkları başkalarıyla paylaşıp, ''kol kırılır, yen içinde kalır'' düsturuyla hareket etmemesiydi. ortam adilane olsa, yine de yanlış gördüğü şeyleri dillendirebilir ama basının oklarını bize doğrultmak için nasıl hazır kıta beklediği hepimizce malum.

    hiç bir transfer döneminde, para için kulübüyle bir sorun yaşamamış; dönemin yöneticilerinin söylediğine göre, en uzun görüşmesi 10 dakika sürmüştür. tribünlere pankart asacak kadar da galatasaraylıdır.

    http://img525.imageshack.us/i/29ev2zp0.th.jpg/

    bütün bunlara rağmen, hakan'ı içi boş şeylerle eleştirmek, grupçuydu, paragözdü diye yaftalamak, kimse kusura bakmasın ama at gözlüğü gerektirir. bizi ilgilendiren kısımlarıyla ilgilenelim, diğerlerine müdahele etmek bizim işimiz değil.

    çok uzun bir yazı oldu, hata varsa affola.

    edit: hakan'ın kırmızı gördüğü maç, 26 mart 2004 samsunspor galatasaray maçı. kutsal ruh ise bülent uzun'a ait.
    teşekkürler harry kewell the wizard of oz.
  • 817
    hakan şükür, adnan polat'ı ve yönetimi ağır eleştirdi, taraftarın "konuştukça batıyorsun kabimizden çıkıyorsun" pankartına "onları yönetim astırdı" diyerek seyirciyi satılmış durumuna soktu, hagi ile sorunu malum zaten. şimdi çıkıp bu yönetime girerse, adnan polat'ın ekibinde, hagi'nin yanında çalışıp, o seyircinin önüne nasıl çıkacak.
  • 818
    ''rijkaard'ın istediği her futbolcuyu aldık. gönül rahatlığıyla söylebilirim ki(u: listesindeki bilmem kaçıncı futbolcular-hatta listede olmayan- alınmış hala gönül rahatlığıyla söylebiliyor) şimdi sıra rijkaard'da ve rijkaard ile ne olursa olsun sezon sonuna* kadar gideceğiz'' açıklamalarını yapmış bir adnan polat'ın gayet de birlikte çalışabileceği eski futbolcumuz.
  • 819
    gelirse galatasaray'ın golcü kısırlığına ilaç gibi gelecek futbolcumuz.* şakası bir yana kendisine sportif direktörlük teklifi götürülmesi, galatasaray yönetiminin ne kadar çaresiz kaldığının göstergesi. son çare olarak bu yöneticiler ezelden beri kavgalı oldukları hakan şükür'e gidiyorlar. hem sportif direktör olunca ne değişecek allah aşkına bunu biri bana anlatsın. sportif direktörlük takımlara ne kazandırmış, şampiyon mu olmuşlar, uefa avrupa ligi'nde final mi oynatmış, ne yapmış. geçen sezon aykut kocaman, christoph daum'un başına dikildi, bir şey fark etti mi? başarı mı geldi, hayır. mesela hakan şükür rijkaard'ı kontrol etmek için bu göreve gelse anlaşabilirler mi? ya da başka bir teknik direktörle. ayrıca yönetim o kadar basiretsizdir ki adnan öztürk'e oyunu veren eski kaptanımızı göreve çağırıyorlar. yani hedef bir taşla iki kuş vurmak. hem hakan şükür'le barışıp, hem de takımı düzeltmek. gülünecek şey. hikmet karaman tercihi bile daha mantıklı geliyor. maalesef adnan polat yönetiminin şu an ne yaptığı belli değil. gözlerinin önünde tugay var bari onu yapın sportif direktör'de hiç değilse ilkeli davranmış olursunuz.
  • 820
    sportif direktör hakan şükür yeni teknik direktör gheorghe hagi'nin kuyusunu kazacak. sezon sonunda gönderilen hagi'nin yerine ali cengiz oyunlarıyla hakan şükür gelecek çok geçmeden alınan kötü sonuçlar falan derken 2012 başında hakan şükür'ün de görevine son verilecek.

    tüm bunlar nereden baksanız 1-1.5 yıl sürer ama çocuklarımız için ileride hakan şükürsüz günler için bu sıkıntıyı şimdi yaşamaya değer. yoksa her sıkıntıda bu isim yine bir yerlerden* galatasaraya sallamaya devam edecek.
  • 822
    ben de gelmesini istemiyorum çünkü başarılı olacağını düşünmüyorum. eğer gelirse umarım beni yanıltır. bununla beraber sözlükteki ben çok modernim, cumhuriyet okurum, erke donergeci yaparım, takımıma da bir fetullahçıyı yakıştırmam tavrından dolayı iki sene boyunca yaptığı ayıpları silmeye razıyım. kardeşim size ne adamın inancından, dünya görüşünden. belediye başkanı seçmiyorsun, sportif direktör alıyorsun. adamın getirisi ve götürüsünü tartışacağına en saçma ve sığ haliyle elitistliğe soyunuyorsun. arkadaşlar anlayın siz böyle yapınca vay be ne adammış demiyor kimse. tuttuğum takımın dünya görüşüme uygun olması gibi bir kıstasım olsa gider livorno'yu tutardım.

    ben yıllardır beşiktaş'ta oturuyorum ve arkadaşlarımın çoğu 132 desibel ulaaaan diyen adamlar. onlarla çarşı'nın a'sı üzerine konuşurken hep verdiğim bir örnek vardır. 28 şubat'ın en yoğun hissedildiği zamanlarda bu güruh durduk yere türkiye laiktir, laik kalacak diye bağırmıştı. sırf bu durum bile - söylemin gerçekleştiği şartları göz önüne alarak bu tespiti yapıyorum - çarşı'nın anarşizmden çok konformizme yakın olduğunu gösterir benim için. aynı örnekten yola çıkarak hakan şükür'ün bu konuda etiketlenmesini ahlaksızca buluyorum. adam tükenmeyen egosu yüzünden iki yıldır bir sürü saçma sapan açıklama yapmış, bağnaz milliyetçi bir yaklaşımla yabancı futbolcuları sürekli suçlamış ama tüm bu yaptıkları üzerinden değil yaşam tarzı üzerinden eleştiriliyor.

    olaya bu düz mantıkla bakınca sanıyorum ki benim de metin kurt hariç camiamızda yer etmiş hiçbir kişiye saygı duymamam gerekiyor. tekrar ediyorum hakan şükür'ün bu göreve gelmesinde bence bir çok sakınca var ama bunların hiçbirinin okyanus ötesiyle bir alakası yok. ben çevremdeki insanların da galatasarayımdaki futbolcuların da benim gibi olmasını beklemiyorum; inanın böyle düşününce her şey çok daha güzel.
App Store'dan indirin Google Play'den alın