12
"kimi zaman maçın ortasında olduğum yerde durup kalırdım; çünkü onun çılgınca bir hareket yapacağını bilirdim. böyle bir durumda sağa sola koşuşturmaktansa, olduğum yerde kalıp, seyretmeyi tercih ederim." (bkz: kenny anderson)
"onun benim için ancak hayalini kurabileceğim hareketler yaptığını gördüm. onun potanın bir tarafındaki dip çizgiden smaç yapacakmış gibi havalanıp, havada bir müddet asılı kaldıktan sonra altından geçip diğer tarafından ters turnike attığını gördüm. bunu kendim görmesem imkansız derdim." (bkz: shaquille o'neal)
"michael bana gözleri kapalı serbest atış atabileceğini söyledi maçı asla unutmam. onunla bunu asla yapamayacağı konusunda iddialaştım. o da yaptı! o gün düşündüğüm eve gidince çocuklarıma ne söyleyecektim." (bkz: dikembe mutombo)
"benim jordan hakkında anlatmaktan en hoşlandığım hikaye, pistons'da oynadığım sene chigaco ve detroit arasında oynanan maçtır. michael potaya doğru ilerliyordu, önünü kesmek için yukarı doğru sıçradım. dilini dışarı sarkıttı ve sağından geçeceğini sandım; ama o havadayken dilini ve yönünü diğer tarafa çevirdi, diğer yanımdan geçti ve topu sağ eliyle potaya bıraktı. ben de orada öylece durup seyrettim. sonra chuck daly'yle gözgöze geldik. rengi atmıştı. ona zar zor 'bir şey söylemene gerek yok, ben de gördüm' diyebildim, o kadar." (bkz: john salley)
"benim en favori maçım 1990-91 finallerinde yaşandı. michael topu sürerek geldi, sağa doğru bir feyk attı, sola doğru gitti sonra sıçradı ve havada bir an asılı kaldı. dilini dışarı sarkıttı ve bu sırada hala havada asılı duruyordu, bende içimden 'hayır, bunu yapamaz, bunu yapmamalı, bizim takıma bu olmaz beni üzerimden bunu yapamazsın' diye düşünüp duruyordum... ama yaptı. uçtu, topu bir elinden diğerine aldı ve içine bastı. michael bütün seyircilerin çıldırmasına yol açmış gibiydi. herkes saçını başını yoluyor, bu inanılmaz basketi gördüklerini inanamıyorlardı. eminim ertesi gün, ofise gittiklerinde bütün millet sadece bundan konuşmuştur." (bkz: magic johnson)
"oyun son çizgi civarındayken, topun bu adamın eline geçmesini istiyorsunuz ki iyi bir oyuncu nasıl olur göresiniz. işte michael'i özetlemek için kullanabileceğim kelimeler bunlar: o iyi bir oyuncu, en iyisi." (bkz: john paxson)
"ne zaman başımız sıkışsa michael turboları açıyor." (bkz: james edwards)
"o, oyuncuların oyuncusu. o, kendiniz oynamadığınızda seyrettiğiniz adam. bazen onunla maç yaparken bir hareket yapıyor ve siz kendi kendinize 'keşke ağır çekimde tekrar görebilseydim' diyorsunuz." (bkz: karl malone)
"onun benim için ancak hayalini kurabileceğim hareketler yaptığını gördüm. onun potanın bir tarafındaki dip çizgiden smaç yapacakmış gibi havalanıp, havada bir müddet asılı kaldıktan sonra altından geçip diğer tarafından ters turnike attığını gördüm. bunu kendim görmesem imkansız derdim." (bkz: shaquille o'neal)
"michael bana gözleri kapalı serbest atış atabileceğini söyledi maçı asla unutmam. onunla bunu asla yapamayacağı konusunda iddialaştım. o da yaptı! o gün düşündüğüm eve gidince çocuklarıma ne söyleyecektim." (bkz: dikembe mutombo)
"benim jordan hakkında anlatmaktan en hoşlandığım hikaye, pistons'da oynadığım sene chigaco ve detroit arasında oynanan maçtır. michael potaya doğru ilerliyordu, önünü kesmek için yukarı doğru sıçradım. dilini dışarı sarkıttı ve sağından geçeceğini sandım; ama o havadayken dilini ve yönünü diğer tarafa çevirdi, diğer yanımdan geçti ve topu sağ eliyle potaya bıraktı. ben de orada öylece durup seyrettim. sonra chuck daly'yle gözgöze geldik. rengi atmıştı. ona zar zor 'bir şey söylemene gerek yok, ben de gördüm' diyebildim, o kadar." (bkz: john salley)
"benim en favori maçım 1990-91 finallerinde yaşandı. michael topu sürerek geldi, sağa doğru bir feyk attı, sola doğru gitti sonra sıçradı ve havada bir an asılı kaldı. dilini dışarı sarkıttı ve bu sırada hala havada asılı duruyordu, bende içimden 'hayır, bunu yapamaz, bunu yapmamalı, bizim takıma bu olmaz beni üzerimden bunu yapamazsın' diye düşünüp duruyordum... ama yaptı. uçtu, topu bir elinden diğerine aldı ve içine bastı. michael bütün seyircilerin çıldırmasına yol açmış gibiydi. herkes saçını başını yoluyor, bu inanılmaz basketi gördüklerini inanamıyorlardı. eminim ertesi gün, ofise gittiklerinde bütün millet sadece bundan konuşmuştur." (bkz: magic johnson)
"oyun son çizgi civarındayken, topun bu adamın eline geçmesini istiyorsunuz ki iyi bir oyuncu nasıl olur göresiniz. işte michael'i özetlemek için kullanabileceğim kelimeler bunlar: o iyi bir oyuncu, en iyisi." (bkz: john paxson)
"ne zaman başımız sıkışsa michael turboları açıyor." (bkz: james edwards)
"o, oyuncuların oyuncusu. o, kendiniz oynamadığınızda seyrettiğiniz adam. bazen onunla maç yaparken bir hareket yapıyor ve siz kendi kendinize 'keşke ağır çekimde tekrar görebilseydim' diyorsunuz." (bkz: karl malone)