• 95
    anı anına yazmak istediğim ama kelimeleri heyecandan toparlayamayacağımı düşündüğüm için anca yazabildim bu yazıyı. nasıl tarif etsem bilmiyorum. nefes nefese heyecanlı, kalp krizi geçirtçek cinsten bir karşılaşmayadı. insan hayatında 4 saniye veyarım saniyede ne yapabileceğini, ne büyük başarılara imza atabileceğini ya da neleri değiştirebileceğini gösterdi bu karşılaşma. ya da yarım saniyede yarım saniyenin geçmesi için dua ederken aslında geçen saniyelerin bir ülkeyi ne kadar heyecana sürükleyebileceğini gösterdi.

    12 dev adama ne söylesek az. oynamayan cenk akyol, oğuz savaş ve barış ersek dahil. sahada oynayan beş dev adamın dışında oynamayan 7 dev adamında bir galibiyetteki rolünü gördük. mücadele eden, canını dişine takan, koşan, motive eden, didinen, uğraşan ve bu maçı almak için son yarım saniyeye kadar mücadele eden herkesi ne kadar teşekkür etsek, minnettar olsak, onlarla ne kadar gurur duysak az. 2010 yılının belki de en önemli olayıydı ve seyrettiği en güzzel maçtı. herhalde en son 2008 avrupa şampiyonasında hırvatistan maçında bu kadar kalbim çarpmıştı ve bu kadar sevinmiştim.

    kaslında herkesin yeri ayrı. başta tanyeviç olmak üzere. böyle mücadele eden bir takım kurduğu ve bizi bu şampiyonda finale çıkardığı için. 12 dev adamın dediğim gibi hepsinin yeri ayrı. ama bu maçta kerem tunçeri ve semih erdene ayrı bir parantez açmak gerekir. son turnike ve son bloğun sahibini. bize son 4 saniyede o müthiş heyecanlı anları yaşatıp oyunun son 4 saniyesine damga vuran iki kişiyi. her zaman akılda kalacak olan o anları yaşatan başta bu iki oyuncu nazarında herkese yine kocaman alkışlar.

    sırbistana gelince oyunu hep önde götürdüler ve bence alacaklarından da emindiler. ama yine de mücadele etmekten vazgeçmediler. attıkları her üçlüğü basket yaptılar. çok iyi oyun kurdular ve çok güzel sayılar buldular. ama tek hataları herhalde karşılarındaki rakiplerini fazla hafife almak oldu. türklerin mücadele gücünü unuttular ve attıkları her basketle bizi mağlup edebileceklerini sandılar. ama çok şükür ki yanıldılar. bizi hafife almanın cezasını finale çıkamayarak ödediler. yalnızca özellile teodosic'in çabasını çok taktir ettim ve oyununun sonundaki o mühiş gerilime rağmen soğukkanlı duruşunu taktir ettim.

    son söze gelince beni amerika maçından daha da çok heyecanladıran turnuvanın en güzel maçıydı. ilk defa kıran kırana gittiğimiz ve sonunda güldüğümüz maç oldu. sesimin kısıldığı, mutluluktan gururdan gözlerimin dolduğu güzel kelimesinin çok ötesinde bir maçtı. aldığımız, kazandığımız bu başarının devamını umarım ilerleyen zamanlarda görürüz, göreceğimizden eminim de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın