125
-----dikkat çemkirme var-----
sözlük içinde pek de bir işe yaramayan, yetkileri ve sözlükte yapabilecekleri belli kişilerin oluşturduğu zamazingonun adıdır moderasyon. sözlüğe yazar olalı 1 yıldan biraz daha fazla oldu, bu sürenin ilk zamanlarından sonra sürekli olarak eleştirildi moderasyon ve sözlüğü yönetenler. 1 kişi eleştirir, dikkat çekmeye çalışıyor diye düşünülür; 2 kişi eleştirir, bir öncekine uymuş diye düşünülür; 3 kişi eleştirir acaba sorusu akla gelir; ama kendilerini savunanlar azınlık halinde kalmışsa, bazı şeyler gerçekten yanlış gidiyor ve önlem almak gerekir demektir.
moderatör dediğimiz yazarlar entry silme, entry taşıma, başlık silme ve taşıma, başlık düzenleme ve buna benzer görevleri idame ettiriyorlar. yani sözlük içinde yaptıkları şey, sonu gelmez bir kısır döngünün parçası olmak. yazar gelir, sözlük kurallarına aykırı bir entry girer, muhbir görevinde olan ve entry ihbar etmekten başka bir görevi olmayan yazar söz konusu entryyi ihbar eder, moderatör ihbar edilen entryyi inceler ve ihbar gerekçesi doğruysa siler. bahsi geçen entry yazarın çöp kutusuna gider, yazar bu entryyi keyfine göre düzenleyip canlandırır ya da tamamen siler. daha sonra yeniden sözlük kurallarına aykırı bir entry girer ve bu döngü tekrarlanır.
sözlük yazarını pilot, çaylak ya da okur yapma yetkisi birinci nesil aslan olan hagi ve gs'de mevcut. sözlükte yazarlığı elinden alınan üye sayısı, kendilerinin bu konuda ne kadar esnek sınırlar içerisinde hareket ettiklerinin bir göstergesi. bu esnek sınırlar, yazarlarda öylesine bir rahatlama sağlıyor ki, önüne gelen sayıp sövme ve hakaret etme yetkisini kendisinde kolaylıkla bulabiliyor. millet olarak ilginciz, iyi şeyleri değil de kötü şeyleri meziyet bilip örnek alırız. biri sigara içer, öbürü geri kalmayayım diye ertesi gün cebine pakedi koyar. sözlükteki olay da, yeni ortama giren insanın "geri kalmayayım" psikolojisi gibi. biri küfür ettiğinde, domino taşı gibi bütün sözlüğü sarıyor olay. ve sözlüğün sevgili yetkilileri, ısrarla bu konuya çözüm bulmuyorlar.
radikal kararlar alınmadıkça sorunların çözülemeyeceğini savunanlardanım. bir sorunun kökenine, onu oluşturan sebeplere inmediğiniz sürece kalıcı çözüm üretemezsiniz. moderatörlere entry silme yetkisi veriliyor, güzel; ama silinen entry yazara hiçbir şey kazandırmıyor. basit bir çözüm olarak sözlükte şöyle bir kural olsa:
sözlükte 15 entrysi silinen üyenin yazarlık süreci 2 ay süreyle çaylaklığa düşürülecektir maddesi, o çok meşhur sözlük anayasasında mevcut olsa mesela. belirli sebeplerden 15 entrysi silinen yazar çaylaklığa düşürülse, moderatörlerin elindeki entry silme yetkisi gerçekten bir işe yarar. şu anki haliyle, moderatörler aynı evin önünü milyon kere temizleyen çöpçülerden farklı değiller.
sözlüğü kurup bir köşeye çekilmek, burdaki kaliteden çok şey götürdü, kalite düşmeye de devam ediyor. ben artık "sözlük iyi yola girecek, bazı şeyleri düzelteceğiz" düşüncelerine de inanmıyorum. 1 yıldır somut ya da soyut hiçbir önlem alınmamış, bundan sonra da bir şey değişmez. bazı şeylerin değişmesini, sözlüğün galatasaray adına ultra şahane bir platform olmasını istemeyen yoktur zannediyorum; ama bunu yapabilmek için çözüm üretmek, üretilen çözümleri uygulamaya koymak şu an için hayal gibi.
belli ki sözlük yöneticileri tarafından yapılması gereken "nitelik mi nicelik mi?" seçimi yanlış yapılmış. sağlam yazılar kaliteli kalemler yerine, çok yazar çok entry fikri benimsenmiş ve o doğrultuda gidiliyor. o yüzden insanlar bir mağlubiyet sonrası futbolcusuna sövüyor, medyada çıkan bir haber sonrası başkanına hakaret ediyor, yazarlar birbirlerini faşistlikle suçluyor, futbolcular siyasi ve dini görüşleri yüzünden eleştiriliyor. siyasetin de, dinin de galatasaray'dan ibaret olması gereken bu ortamda, konuşulan şeyler galatasaray dışında her şey olabiliyor.
sözlüğü kurup "saldım çayıra mevlam kayıra" demek, koltuğa oturup biz zavallı yazar kullarınızı izlemek, "düşünce özgürlüğü var" cümlesi altında her yapılana onay vermek bu sözlüğe büyük zarar verir. hiç düşündünüz mü, daha önce sözlüğe zaman ayırıp güzel şeyler yazanlar, neden bir süredir sözlüğe uğramıyor? neden insanlar bir şeyler yazma heyecanını yaşayamıyor? eskiden günde hatrı sayılır sayıda entry girenler neden haftada 1-2 entry yazıp köşelerine çekiliyor?
sahi, neden bu kadar eleştirliyor bu sözlük yönetimi? gerçekten bir şeylerin yanlış gittiği farkedilmiyor mu?
-----dikkat çemkirme var-----
sözlük içinde pek de bir işe yaramayan, yetkileri ve sözlükte yapabilecekleri belli kişilerin oluşturduğu zamazingonun adıdır moderasyon. sözlüğe yazar olalı 1 yıldan biraz daha fazla oldu, bu sürenin ilk zamanlarından sonra sürekli olarak eleştirildi moderasyon ve sözlüğü yönetenler. 1 kişi eleştirir, dikkat çekmeye çalışıyor diye düşünülür; 2 kişi eleştirir, bir öncekine uymuş diye düşünülür; 3 kişi eleştirir acaba sorusu akla gelir; ama kendilerini savunanlar azınlık halinde kalmışsa, bazı şeyler gerçekten yanlış gidiyor ve önlem almak gerekir demektir.
moderatör dediğimiz yazarlar entry silme, entry taşıma, başlık silme ve taşıma, başlık düzenleme ve buna benzer görevleri idame ettiriyorlar. yani sözlük içinde yaptıkları şey, sonu gelmez bir kısır döngünün parçası olmak. yazar gelir, sözlük kurallarına aykırı bir entry girer, muhbir görevinde olan ve entry ihbar etmekten başka bir görevi olmayan yazar söz konusu entryyi ihbar eder, moderatör ihbar edilen entryyi inceler ve ihbar gerekçesi doğruysa siler. bahsi geçen entry yazarın çöp kutusuna gider, yazar bu entryyi keyfine göre düzenleyip canlandırır ya da tamamen siler. daha sonra yeniden sözlük kurallarına aykırı bir entry girer ve bu döngü tekrarlanır.
sözlük yazarını pilot, çaylak ya da okur yapma yetkisi birinci nesil aslan olan hagi ve gs'de mevcut. sözlükte yazarlığı elinden alınan üye sayısı, kendilerinin bu konuda ne kadar esnek sınırlar içerisinde hareket ettiklerinin bir göstergesi. bu esnek sınırlar, yazarlarda öylesine bir rahatlama sağlıyor ki, önüne gelen sayıp sövme ve hakaret etme yetkisini kendisinde kolaylıkla bulabiliyor. millet olarak ilginciz, iyi şeyleri değil de kötü şeyleri meziyet bilip örnek alırız. biri sigara içer, öbürü geri kalmayayım diye ertesi gün cebine pakedi koyar. sözlükteki olay da, yeni ortama giren insanın "geri kalmayayım" psikolojisi gibi. biri küfür ettiğinde, domino taşı gibi bütün sözlüğü sarıyor olay. ve sözlüğün sevgili yetkilileri, ısrarla bu konuya çözüm bulmuyorlar.
radikal kararlar alınmadıkça sorunların çözülemeyeceğini savunanlardanım. bir sorunun kökenine, onu oluşturan sebeplere inmediğiniz sürece kalıcı çözüm üretemezsiniz. moderatörlere entry silme yetkisi veriliyor, güzel; ama silinen entry yazara hiçbir şey kazandırmıyor. basit bir çözüm olarak sözlükte şöyle bir kural olsa:
sözlükte 15 entrysi silinen üyenin yazarlık süreci 2 ay süreyle çaylaklığa düşürülecektir maddesi, o çok meşhur sözlük anayasasında mevcut olsa mesela. belirli sebeplerden 15 entrysi silinen yazar çaylaklığa düşürülse, moderatörlerin elindeki entry silme yetkisi gerçekten bir işe yarar. şu anki haliyle, moderatörler aynı evin önünü milyon kere temizleyen çöpçülerden farklı değiller.
sözlüğü kurup bir köşeye çekilmek, burdaki kaliteden çok şey götürdü, kalite düşmeye de devam ediyor. ben artık "sözlük iyi yola girecek, bazı şeyleri düzelteceğiz" düşüncelerine de inanmıyorum. 1 yıldır somut ya da soyut hiçbir önlem alınmamış, bundan sonra da bir şey değişmez. bazı şeylerin değişmesini, sözlüğün galatasaray adına ultra şahane bir platform olmasını istemeyen yoktur zannediyorum; ama bunu yapabilmek için çözüm üretmek, üretilen çözümleri uygulamaya koymak şu an için hayal gibi.
belli ki sözlük yöneticileri tarafından yapılması gereken "nitelik mi nicelik mi?" seçimi yanlış yapılmış. sağlam yazılar kaliteli kalemler yerine, çok yazar çok entry fikri benimsenmiş ve o doğrultuda gidiliyor. o yüzden insanlar bir mağlubiyet sonrası futbolcusuna sövüyor, medyada çıkan bir haber sonrası başkanına hakaret ediyor, yazarlar birbirlerini faşistlikle suçluyor, futbolcular siyasi ve dini görüşleri yüzünden eleştiriliyor. siyasetin de, dinin de galatasaray'dan ibaret olması gereken bu ortamda, konuşulan şeyler galatasaray dışında her şey olabiliyor.
sözlüğü kurup "saldım çayıra mevlam kayıra" demek, koltuğa oturup biz zavallı yazar kullarınızı izlemek, "düşünce özgürlüğü var" cümlesi altında her yapılana onay vermek bu sözlüğe büyük zarar verir. hiç düşündünüz mü, daha önce sözlüğe zaman ayırıp güzel şeyler yazanlar, neden bir süredir sözlüğe uğramıyor? neden insanlar bir şeyler yazma heyecanını yaşayamıyor? eskiden günde hatrı sayılır sayıda entry girenler neden haftada 1-2 entry yazıp köşelerine çekiliyor?
sahi, neden bu kadar eleştirliyor bu sözlük yönetimi? gerçekten bir şeylerin yanlış gittiği farkedilmiyor mu?
-----dikkat çemkirme var-----