adnan polat

1992'den beri yönetiminde bulunduğu bu camianın görebildiğim son 30 yıllık geçmişindeki başkanlar arasında en samimisi, taraftara en yakın olanı, bir zamanlar tribünün tamamının başkanlığını dört gözle beklediği, şimdilerde takım dibe vurduğunda bile aleyhinde bağırılmayan, istifaya çağırılmayan, bunu kafası almayan medyanın 'taraftara para verdi, bilet dağıttı, bağıranları susturdu' şeklindeki iftiralarına maruz kalan, zamanında faruk süren'in yanlış şirketleşme politikasıyla tonlarca zarara giren kulübü düzlüğe çıkarmak için rakipleri tüpçü ve silah tüccarı gibi har vurup harman savurmadığı için eleştirilen, tüm bunlara rağmen dünyanın en kariyerli hocalarından birini getirip geleceğe dönük bir kadro kurabilmeyi imkanlar ölçüsünde başarmış, bahsettiği tünelin sonundaki ışık görünene kadar değil, herkesin yüzüne çarpana kadar rahat uyutulmayacak, o ışık yüzlere çarpınca da şimdi yerden yere vuranların şakşakçısı olacağı, koltuğuna da bir sürü adayın çıkacağı galatasaray spor kulübü başkanıdır.

tek büyük hatası kendisi ve takım hakkında ipe sapa gelmez düzmece haberler yapan medya mensuplarının florya'ya girişini yasaklamamaktır.

hala keita türküsü söyleyenlere de zamanın kapalısından (elveda sami yen melodisiyle) gelsin:
kosecki kosecki
bitmez sana taraftarın sevgisi
ne adnan, ne yalman
biz de yokuz kosecki sen olmadan...