835
--- alıntı ---
frank rijkaard şu an hiçbir şey söyleyemez istediği tüm futbolcular alındı yanında neeskens gibi bir yardımcı var.
--- alıntı ---
umalim ki durum böyle olsun. bu istenilen oyuncularin neden 31 agustos günü alindigi ayri bir muamma olarak durmakla birlikte, gercekten böyle mi degil mi kendisinin sözüne itimat etmekle yetinecegiz.
gelgelelim, frank rijkaard su an hicbir sey "söyleyemez" cümlesindeki mantigin ne kadar sakat oldugunu belirtmeme gerek var mi bilemiyorum. adnan polat, sen bir kulüp baskani olarak, futbol takimini yönetmesi icin "tam otorite" ile getirdigin "profesyonel hoca"nin bu takimin islevsel durumda olmasi ve devam etmesi icin sana verdigi "uzman" tavsiyelerini gücün yettigince yerine getirmekle "yükümlüsün". bu sebepten ötürü, o kisi "uzman", sen ise yöneticisin. teknik direktör degil.
söyle ifade edeyim, sen galatasaray'i bir devlet olarak düsünürsek cumhurbaskanisin ve ordunun da baskomutanisin, ama genelkurmay baskani frank rijkaard. senin onu göreve getirmek ya da görevden almak, savas ya da baris ilan etmek yetkilerin var. ama orduyu fiilen yönetmek, ordunun sahrada nasil hareket edecegini planlamak ve generallere nasil savasacaklarini ögretmek degil. cünkü sen asker degilsin, savas sanatini bilmiyorsun, bu alanda dis kapinin mandalisin, amatörsün, onun gözünden bakip eksikleri göremiyorsun, sana sapasaglam görünen siperler olabilir ama general sana o siperler topcu atesine dayanmaz diyorsa "dayanmaz".
buna mukabil;
* sana generalin eger ki 1 hafta icinde 20 ton yakit ikmali yapamazsam tanklarimi yürütemem ve yeniliriz diyorsa, sen ona 10 ton yakit verip yenilgi geldiginde "sanssizlik iste" diyemezsin.
* sen ayni zamanda, generalin 1 hafta icinde 20 ton yakit gerekiyor dediginde tam 1 haftayi gecirip 8. gün adamin eline 20 ton yakiti taksim taksim verip, "simdi mazeret istemiyorum, sana yakiti verdim hicbir sey diyemezsin artik" gibi laflar edemezsin.
burada hedef savasi kazanmaktir, bunun icin de gerekli olan sey "kooperasyondur", isbirligidir. sen generalinle inatlasamazsin, onun elinden "mazeretlerini almak niyetiyle" yakit verdigin zaman bu senin cok kötü bir baskomutan oldugunu gösterir. cünkü derdin generaline gereken yakiti zamaninda verip zafere yürümek degil, generale yakiti verip "onun ne kadar basarisiz bir general, senin de ne kadar günahsiz bir baskan" oldugunu göstermektir. bu sekilde de zafer kazanilmaz.
ha ayrica umuyorum ki, meclise gelip "generale istedigi tipte 20 ton yakiti son gün geceyarisi da olsa teslim ettim" derken gercekten de generale süper benzin istedigi halde 20 ton dizel vermemissindir. cünkü bunun dogrulugunu kontrol edebilecek bir mekanizmaya sahip degiliz ve sözüne itimat ediyoruz. general de emekli oldugunda anilarini okuruz artik.
simdi bu politik kurnazliklari bir kenara birakip cevat prekazi olayini aydinlatirsan sevinirim sevgili baskan.
frank rijkaard şu an hiçbir şey söyleyemez istediği tüm futbolcular alındı yanında neeskens gibi bir yardımcı var.
--- alıntı ---
umalim ki durum böyle olsun. bu istenilen oyuncularin neden 31 agustos günü alindigi ayri bir muamma olarak durmakla birlikte, gercekten böyle mi degil mi kendisinin sözüne itimat etmekle yetinecegiz.
gelgelelim, frank rijkaard su an hicbir sey "söyleyemez" cümlesindeki mantigin ne kadar sakat oldugunu belirtmeme gerek var mi bilemiyorum. adnan polat, sen bir kulüp baskani olarak, futbol takimini yönetmesi icin "tam otorite" ile getirdigin "profesyonel hoca"nin bu takimin islevsel durumda olmasi ve devam etmesi icin sana verdigi "uzman" tavsiyelerini gücün yettigince yerine getirmekle "yükümlüsün". bu sebepten ötürü, o kisi "uzman", sen ise yöneticisin. teknik direktör degil.
söyle ifade edeyim, sen galatasaray'i bir devlet olarak düsünürsek cumhurbaskanisin ve ordunun da baskomutanisin, ama genelkurmay baskani frank rijkaard. senin onu göreve getirmek ya da görevden almak, savas ya da baris ilan etmek yetkilerin var. ama orduyu fiilen yönetmek, ordunun sahrada nasil hareket edecegini planlamak ve generallere nasil savasacaklarini ögretmek degil. cünkü sen asker degilsin, savas sanatini bilmiyorsun, bu alanda dis kapinin mandalisin, amatörsün, onun gözünden bakip eksikleri göremiyorsun, sana sapasaglam görünen siperler olabilir ama general sana o siperler topcu atesine dayanmaz diyorsa "dayanmaz".
buna mukabil;
* sana generalin eger ki 1 hafta icinde 20 ton yakit ikmali yapamazsam tanklarimi yürütemem ve yeniliriz diyorsa, sen ona 10 ton yakit verip yenilgi geldiginde "sanssizlik iste" diyemezsin.
* sen ayni zamanda, generalin 1 hafta icinde 20 ton yakit gerekiyor dediginde tam 1 haftayi gecirip 8. gün adamin eline 20 ton yakiti taksim taksim verip, "simdi mazeret istemiyorum, sana yakiti verdim hicbir sey diyemezsin artik" gibi laflar edemezsin.
burada hedef savasi kazanmaktir, bunun icin de gerekli olan sey "kooperasyondur", isbirligidir. sen generalinle inatlasamazsin, onun elinden "mazeretlerini almak niyetiyle" yakit verdigin zaman bu senin cok kötü bir baskomutan oldugunu gösterir. cünkü derdin generaline gereken yakiti zamaninda verip zafere yürümek degil, generale yakiti verip "onun ne kadar basarisiz bir general, senin de ne kadar günahsiz bir baskan" oldugunu göstermektir. bu sekilde de zafer kazanilmaz.
ha ayrica umuyorum ki, meclise gelip "generale istedigi tipte 20 ton yakiti son gün geceyarisi da olsa teslim ettim" derken gercekten de generale süper benzin istedigi halde 20 ton dizel vermemissindir. cünkü bunun dogrulugunu kontrol edebilecek bir mekanizmaya sahip degiliz ve sözüne itimat ediyoruz. general de emekli oldugunda anilarini okuruz artik.
simdi bu politik kurnazliklari bir kenara birakip cevat prekazi olayini aydinlatirsan sevinirim sevgili baskan.