137
kahır dolu maçlar serisine eklenmiş halkadır. şimdi yazar arkadaşlar "ikinci maç için turu geçebilecek bir skora çevirmeyi başardığımız maçtır" tandanslı entryler döşenmekle meşguller rijkaard biatı doğrultusunda ama kendilerini 73.kez uyandırmaya çalışmak da boynumun borcudur; şöyle diyeyim bu sefer:
katıldığımız turnuva, geçen sene ligi ancak 3.bitirebildiğimiz için girdiğimiz uefa avrupa ligidir, şampiyonlar ligi değil. ve rakibimiz de herhangi bir ülkenin şampiyonu değil, doğu avrupanın vasat dahi olmayan, hasbelkader avrupa arenasına katılmış bir gaziantepspor havasında takılan, genç çocuklardan kurulu, dernek gibi lokal gibi bir futbol takımıdır.
şampiyonlar ligi elemesinde dinamo kiev ile oynamış olsaydık, maçın skoru 0-5'ti, inanmayan ilk 45 dakikayı izlesin. çünkü dinamo kiev bile, ikinci yarıda karpaty'nin çömezleri kadar panikleyip geriye çekilmez, ve bizim gibi ne idüğü belirsiz bir sistem ile oynamaya çalışıp da iki pas yapamayan takımı yarı sahasına buyur etmezdi.
rijkaard'a laf söylememe yemininiz yüzünden taktığınız pembe gözlüklerin numaraları büyüye büyüye; kaynakçı gözlüğü kadar oldu maşallah... cem yılmaz'a selam edelim; evet acımız büyük; baksana gözlük büyük...
vay efendim neymiş de 0-2'den 2-2'ye gelmişmiş. afferim aslanlarıma... vizyona bak, büyük takımın büyük taraftarına bak hele sen !
koskoca galatasaray'ın sorunu; alelade bir takımı yenememek değil, kendi sahasında hiçbir takımı teslim alamamaktır. kimse kadro çok rerörerö diye gelmesin; trabzonspor'un anfield'da oynadığı topu biz 2 yıldır oynamıyoruz. ya da şöyle diyelim, galatasaray'ın herhangi bir kadrosu bu karpaty denen takımı her şekilde yenebilecek bir kadrodur.
mustafa sarp, ayhan, barış falan fıstık diye konuşanlar; dönüp baksınlar bakalım fleurquin, conçeçaio, ufuk, saidou, bülent akın, batista'lı kadrolarla kimler, kimleri yenmiş acaba ?
galatasaray taraftarını ibret dizileri oyuncusu gibi her halta şükreden , ya da şükrediyormuş gibi konuşturan bu devrimin her kademedeki mimarlarına selam olsun. antalya'dan sözlüğe katılıp forma satın almak dışında yapabileceğim birşey vardı ise ve ben yapmadıysam bana bin defa selam olsun. koskoca galatasaray'ı ne skorlara şükreder hale getirdiniz, yazıklar olsun.
affet bizi souness,
affet bizi gerets,
affet bizi skibbe,
affet bizi feldkamp,
affet bizi cevat abi,
affet bizi büyük kaptan,
affet bizi imparator...
elimde mumla sokağa çıkacağım sanırım; galatasaray'ımı arıyorum diyerek avare avare dolaşacağım. çünkü kendimi kayserispor'un hayatında 3.-5.kez oynadığı avrupa kupası maçını izleyip kayserisözlük'e girmiş birisi gibi hissediyorum. sarı-kırmızı tanıdık geliyor evet ama; bir "büyüklük" eksik bu takımda...
çok çalış tugay, derman sende 2-3 yıla kadar.
katıldığımız turnuva, geçen sene ligi ancak 3.bitirebildiğimiz için girdiğimiz uefa avrupa ligidir, şampiyonlar ligi değil. ve rakibimiz de herhangi bir ülkenin şampiyonu değil, doğu avrupanın vasat dahi olmayan, hasbelkader avrupa arenasına katılmış bir gaziantepspor havasında takılan, genç çocuklardan kurulu, dernek gibi lokal gibi bir futbol takımıdır.
şampiyonlar ligi elemesinde dinamo kiev ile oynamış olsaydık, maçın skoru 0-5'ti, inanmayan ilk 45 dakikayı izlesin. çünkü dinamo kiev bile, ikinci yarıda karpaty'nin çömezleri kadar panikleyip geriye çekilmez, ve bizim gibi ne idüğü belirsiz bir sistem ile oynamaya çalışıp da iki pas yapamayan takımı yarı sahasına buyur etmezdi.
rijkaard'a laf söylememe yemininiz yüzünden taktığınız pembe gözlüklerin numaraları büyüye büyüye; kaynakçı gözlüğü kadar oldu maşallah... cem yılmaz'a selam edelim; evet acımız büyük; baksana gözlük büyük...
vay efendim neymiş de 0-2'den 2-2'ye gelmişmiş. afferim aslanlarıma... vizyona bak, büyük takımın büyük taraftarına bak hele sen !
koskoca galatasaray'ın sorunu; alelade bir takımı yenememek değil, kendi sahasında hiçbir takımı teslim alamamaktır. kimse kadro çok rerörerö diye gelmesin; trabzonspor'un anfield'da oynadığı topu biz 2 yıldır oynamıyoruz. ya da şöyle diyelim, galatasaray'ın herhangi bir kadrosu bu karpaty denen takımı her şekilde yenebilecek bir kadrodur.
mustafa sarp, ayhan, barış falan fıstık diye konuşanlar; dönüp baksınlar bakalım fleurquin, conçeçaio, ufuk, saidou, bülent akın, batista'lı kadrolarla kimler, kimleri yenmiş acaba ?
galatasaray taraftarını ibret dizileri oyuncusu gibi her halta şükreden , ya da şükrediyormuş gibi konuşturan bu devrimin her kademedeki mimarlarına selam olsun. antalya'dan sözlüğe katılıp forma satın almak dışında yapabileceğim birşey vardı ise ve ben yapmadıysam bana bin defa selam olsun. koskoca galatasaray'ı ne skorlara şükreder hale getirdiniz, yazıklar olsun.
affet bizi souness,
affet bizi gerets,
affet bizi skibbe,
affet bizi feldkamp,
affet bizi cevat abi,
affet bizi büyük kaptan,
affet bizi imparator...
elimde mumla sokağa çıkacağım sanırım; galatasaray'ımı arıyorum diyerek avare avare dolaşacağım. çünkü kendimi kayserispor'un hayatında 3.-5.kez oynadığı avrupa kupası maçını izleyip kayserisözlük'e girmiş birisi gibi hissediyorum. sarı-kırmızı tanıdık geliyor evet ama; bir "büyüklük" eksik bu takımda...
çok çalış tugay, derman sende 2-3 yıla kadar.