• 146
    galatasaray için kötü başladı sezon. yenilgiye bakarsak kötü ama saha içine baktığımızda çok kötü diye tanımlamak gerek aslında.

    halbuki çok hızlı başlamıştı maça, golü de erken buldu. gole kadar geçen süre içinde bile sivas’ın kolay pas yapabildiğini, galatasaray kalesine gelebildiğini de gördük.
    golden sonra işler iyice karıştı. doğru dürüst tek pas yapamadı, rakibe basamadı.

    genel görüntü böyleydi de neden acaba? galatasaray pas yapamıyor. sebebi pas yapmayı bilmemesi değil, pas alacak futbolcu olmaması. arda ile kewell dışında herkes rakibin arkasına saklanıyor, kimse boşa çıkmıyor. zaman kaybı. topa ileride basan adamlar da baskıyı yiyince top kaybetmeleri kaçınılmaz.

    daha genel bakarsak. sivasspor sert bir futbol oynadı, tekme de attı ama asıl sertlik oyunu hiç bırakmamaları, müthiş bir yardımlaşma içinde olmaları ve en önemlisi vücut vücuda mücadelelerin hepsini kazanmalarıydı. sert derken çetin ceviz desem daha doğru olacak.
    bunun böyle olacağını biliyorduk değil mi? hiçbir zaman değişmedi ki. özellikle büyüklere karşı ve kendi sahalarında bütün takımlar böyle oynuyor, ben kendimi bildim bileli. sezonda deplasmanda oynanacak 17 maçın 13-14’ü böyle geçecek. bunu teknik heyet, yönetim bilmiyor mu? bilmiyorlarsa hiç orada durmasınlar zaten.

    saha içine dönelim, saha dışına tekrar döneceğim. forvet ileride topu tutabilmesine rağmen orta sahadan yardım gelmediği için pozisyon yaratmakta zorlandı takım. aynı zamanda beklerinde oyuna katılması gerekiyor artık. ama bekler hücum hattında hiç etkili olamadılar. bek demişken aklıma hakan balta geldi. bu çocuk niye bu kadar bitik. yediğimiz ikinci golde topu kaptırdı ve geri koşamadı yahu.

    orta saha yok gibi. mustafa sarp yine gölge markajda. golünü attı da işi bitti mi yani? bazı futbolcular vardır sahada gezeler sonra bir sıkıştırırlar işi bitirirler. bütün takım da bunu bilir ona göre tedbir alır zaten. galatasaray bunu hagi ve jardel’le yaşadı zamanında. ama mustafa sarp, önceki isimler olur da bu yazıyı bir şekilde okurlar, duyarlarsa isimlerini sarp’la aynı cümle içinde kullandığım için kusura bakmasınlar, özür dilerim.
    ayhan her topu gidip savunmadan alıyor, güzel. ama büyük bir oranda pas hatasıyla oynadı. ayhancım, nasıl olacak bu işler? aslında sana sormak yersiz, bu sorunun muhatapları ayhan değil. hemen heyecanlanmayın sadece yönetim de değil sorunun muhatabı.
    cana olacak, adam gibi orta sahada rakibe basmaya çalışan tek adam. gücü yok, klişe tabiriyle hazır değil.

    orta sahada yeterli pres görmeyen sivas çok kolayca savunmanın önüne gelebildi bu akşam. savunma ise bir türlü gerekli sertliği, vücudu kullanmayı göstermediler. hamlesi zayıf oyuncular var savunmada. hepsi ağır. bu yüzden hep rakibi bekliyorlar, ne yapacak acaba diye bakıyorlar. rakip zorladığında da dağılıp gidiyorlar. iki gol oldu ama böyle daha fazla pozisyon oldu. savunmanın kaptanı gözüyle baktığım neill’in artık libero diye bir şey kalmadığını, kendisinin stoper olduğunu anlaması lazım.

    şimdiiii bunların sorumluları ayağa kalksın kısmına geldik ki yazının en çok rating alacak bölümü. bu bölümü ayır bir yazı olarak mı yazsam?
    birinci sırada elbette galatasaray yönetimi var. sezon sonunda şampiyonluk yazısı yazmak kısmet olursa yine birinci sırada olacaklar, hatırlatmak isterim.
    sezon bittikten sonra takımın eksikleri belliydi. neredeyse her mevkiye takviye gerekiyordu, an azından kadro derinliği sağlamak için.
    transferler iyi başladı aslında. kadro derinliğine faydası olacak türk oyuncular alındı ve iyi takip eden galatasaray taraftarları tarafından başarılı bulundu bu transferler. ben sadece ali turan’ın neden bu kadar heyecan yarattığını anlamamıştım, hala anlayamıyorum. emre güngör kadroya girsin diye de heyecanlanmıyordum. neyse, konuyu dağıtmayalım.
    en büyük sorun orta sahadaydı. ayhan, barış, sarp, topal kadrosuyla elano birlikte oynamak zorunda kalmıştı.
    bu sezon cana alındı tamam. topal gitti o da tamam. elano dünya kupası’ndan sakat dödü, idmanlara bile doğru dürüst çıkamıyor hala. en az bir futbolcu daha gerekiyor. çok da büyük yıldız olmasına gerek yok. pas yapsın, alsın yanındakine versin, pas hatası yapmasın yeter. cana ile yeni alacağın adama sıkı sıkı tembih edeceksin ama orta sahayı geçmek yok diye, başka türlüsü zor. bu elano’nun takımda kalması şartıyla geçerli bir öneri. cana ile yeni transfer orta saha arkada, elano önlerinde.
    bugüne kadar bu transfer nasıl bitirilemez. bu kadar zor mu? bütçe bu kadar mı kısıtlı? hani işler düzeliyordu, hani yeni stad, riva şirket birleşmesi galatasaray’ın elini güçlendirmişti. taraftar her geçen gün daha fazla destek veriyor kulübüne. kombineler çıkıyor bir haftada bitiyor. yeni formalar çıkıyor yetiştirilemiyor talebe. ben 13 gündür bekliyorum ki captano – 10 yazan formam gelsin diye. hani rijkaard’ın forsu bile yetiyordu futbolcu transferi için. neler oluyor anlamıyorum ki.

    bunlar saha dışı ve yönetimin günahları. bir de saha içi var. orada da büyük yanlışlar var. baros’un sakatlığında mehmet batdal’ın olmaması bana rijkaar’ın sanıldığı kadar gençlere güvenmediğini düşündürdü. batdal ne zaman oynayacak ki? emre çolak iyi örnek olmaz, serdar özkan kadrodan çıkarılınca mecbur kaldı çolak’ı oynattı. mesela acaba musa oynayamaz mıydı demiyorum dikkat ederseniz. daha önce uzun uzun “futbolcunun şans bulması” konusunu yazmıştım. forma alınır, verilmez. bu sebeple batdal’ın oynadığı maçlarda kötü olmadığını düşündüğüm için batdal oynamalıydı diyorum. arda gibi messi gibi oyunculara formayı herkes verir, önemli olan batdal’a güvenmek. ben hoca güvenmiyor derim, birisi de çıkar futbolcu güven veremedi demek ki der. tartışmam, her ikisi de doğru olabilir.
    neyse, mehmet batdal’ı oyuna alıp sonra da baros’u oyuna almak ne demektir? ben hiçbir şey anlamadım. anlayan anlatırsa sevinirim. ama “rijkaard’ın bir bildiği vardır” cevap olarak kabul edilmeyecektir.
    sonra maçın sonlarında “vurun ileri” ne demektir. geçen sezonun başlarında en beğendiğim özelliğiydi takımın, ne olursa olsun, dakika kaç olursa olsun pas yaparak çıkması. bu sezon daha ilk maç uçtu gitti bu prensip.
    asıl en büyük sorun yazının sonunda. takım hiç pas futbolu gösteremedi ama hiç. tamam orta saha sorunlu, futbolcular saklanıyor falan da, ilaç için biraz göstermez mi takım yahu. beceremeseler de denemez mi hiç. rakip saldırırken oyunu soğutmak için pas yapamaz mı hiç. bu takım bunu hiç çalışmamış gibi oynuyor. “ama orta saha” diyenlere hem savaşıp hem de pas yapan sivas’ı örnek gösteririm, mahcup olursunuz.

    kötü bir başlangıç oldu. beklentiler haliyle yüksekti. ama bu kötü maç sadece orta sahaya yapılacak bir transfere bağlanmamalı. 1 diyorum çünkü 2 oyuncu alınırsa elano gidecek, bir şey değişmeyecek.

    son söz de şu olsun : bu takım hiç duran topu savunma çalışmıyor sanırım. kim kimi tutacağını bilmiyor. geçen sezon paso yedik, ofk’dan yedik yine öğrenemedik. çok enteresan. yeni transfer olsa paylaşımı ayarlar diyen var mıdır ki, illa vardır.

    http://captano.blogspot.com/...por-galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın