5
almanya'da biz böylelerine kahverengi diyoruz.
kahverengi nasyonalsosyalizmi temsil eder. bugünlerde bu yabanci düsmanligina isarettir.
hadi düsmanlik demeyelim, ama yabanci karsitliginin gün isigina cikmasinin farkli yollari vardir.
birisi de böyle uyduruk bir sekilcilikle, konusulan dilin bozuk oldugudur.
yillar önce bu ülkede yasamis ve calismis bir adamin halen kendini düzgün bir sekilde ifade edebilmesini olumlu karsilamasi yerine lisanin bozuklugundan dem vurmasi bu noktada düsündürücüdür. eminim, kendisi "bir macta yorumculuk yapmasi yersiz" gibi söylemlerle kendini müdafa etmek isteyecektir, ama yemezler.
barizdir olay, prekazi eski yugoslavyali bir arnavuttur. onun türkceyi telafuz etme sekli, bu gibi zatlarda üstünlük ve asagilama duygusunu tetikler.
eger prekazi amerikali olsaydi, bravolar havada ucususur, ne amerikalilarin kadar zeki insan olduklarini anlatirdi bize eminim. hadi amerikalilar polemik, diyelim ki zamaninda memleketimizde futbol oynamis hollandali, almanyali, fransiz oyuncu bu görevi yapmis olsa, yine alkis manyagi yapilirdi. ama iste prekazi. yugo. arnavut. vur gitsin, üstüne cik. ama cevrenize bakin bakalim, bir tane prekazi gibi türkce konusan birisi var mi o ülkelerden burada futbol oynamis* batili?
yüksel altug bu kahverengi sözlerle ayrica sekilci oldugunu bir güzel ispat etmis oluyor. rahatina, konforuna düskün bir insan düsüncesi. eziyetmis. ben zorlanmadim. söyledigi sözleri dinledim, ögrendim, memnun kaldim, duyduklarimdan dolayi. ve genel yorumlar da bu yönde. demek ki sorun kendisinde. kahverengi ideoloji, boktan ideolojidir.
braune scheisse!*
tavsiye etmem.
kahverengi nasyonalsosyalizmi temsil eder. bugünlerde bu yabanci düsmanligina isarettir.
hadi düsmanlik demeyelim, ama yabanci karsitliginin gün isigina cikmasinin farkli yollari vardir.
birisi de böyle uyduruk bir sekilcilikle, konusulan dilin bozuk oldugudur.
yillar önce bu ülkede yasamis ve calismis bir adamin halen kendini düzgün bir sekilde ifade edebilmesini olumlu karsilamasi yerine lisanin bozuklugundan dem vurmasi bu noktada düsündürücüdür. eminim, kendisi "bir macta yorumculuk yapmasi yersiz" gibi söylemlerle kendini müdafa etmek isteyecektir, ama yemezler.
barizdir olay, prekazi eski yugoslavyali bir arnavuttur. onun türkceyi telafuz etme sekli, bu gibi zatlarda üstünlük ve asagilama duygusunu tetikler.
eger prekazi amerikali olsaydi, bravolar havada ucususur, ne amerikalilarin kadar zeki insan olduklarini anlatirdi bize eminim. hadi amerikalilar polemik, diyelim ki zamaninda memleketimizde futbol oynamis hollandali, almanyali, fransiz oyuncu bu görevi yapmis olsa, yine alkis manyagi yapilirdi. ama iste prekazi. yugo. arnavut. vur gitsin, üstüne cik. ama cevrenize bakin bakalim, bir tane prekazi gibi türkce konusan birisi var mi o ülkelerden burada futbol oynamis* batili?
yüksel altug bu kahverengi sözlerle ayrica sekilci oldugunu bir güzel ispat etmis oluyor. rahatina, konforuna düskün bir insan düsüncesi. eziyetmis. ben zorlanmadim. söyledigi sözleri dinledim, ögrendim, memnun kaldim, duyduklarimdan dolayi. ve genel yorumlar da bu yönde. demek ki sorun kendisinde. kahverengi ideoloji, boktan ideolojidir.
braune scheisse!*
tavsiye etmem.