236
çok gereksiz yere yükleniliyor sağlık kurulu'na. evet bir milanlab olduğumuzu iddia ettiğim yok ama bakarsanız pek çok sakatlık darbeden kaynaklanmayan sakatlıklar. ayrıca pino'nun durumu için bu kadar laf yapılıyor da, adam kampa monaco'yla katıldı.
öte yandan linderoth denilen adam geldiğinde 70-72 kilo civarındaydı. iki sene boyunca sakat gezdi bu adam ve takımdan ayrılırken 72-74 kiloydu.
ama bizim uğur? 4-5cm kalınlaştı sakatlıktan döndükten sonra.
ya emre güngör? geçirdiği sakatlıkların hiçbiri neredeyse darbe bağlı değildi. geldiği gibi geri sakatlanıyordu çünkü kaslarını ona önerilen dozda ve özveride çalıştırmıyordu sakatlık tedavisi boyunca ve iyileştikten sonraki kondisyon çalışmalarında. gereken özeni göstermeyen, sakat olmasına rağmen "sakat"lığını bilmeyen ve iyileştiği zaman da sadece ciğer'den ibaret olmayan "fizik"lerinin üzerine çalışmayan adamlar bunlar. bu adamlar düzgün ısınmıyorlar. bu adamlar profesyonel değil; sahaya ısınmak için çıktıklarında sadece üçlü çektirmeyi bekliyecekler utanmasalar.
kewell'a bakın. adam steroid kullanıyor arkadaş! her ne kadar kullandığı glukokortikoid içerikli ilaç uefa'da doping sınıfına girse de hem yan etkileri çok fazla hem de dikkat edilmediği takdirde ters etki yaratması çok muhtemel. yani kilo alımı anlamında. ama kewell'ın fiziği hala yerli yerinde. kewell'ın fiziği yerli yerinde derken o eski hızından, çevikliğinden bahsetmiyorum. hala daha ayakları yere basıyor, omuz omuza oynayabiliyor, hala aynı üst düzey dengeye sahip ve fazlası yok. fark ettiyseniz fiziği oluşturan atletik özellikler haricindeki yaştan biraz daha bağımsız nitelikler bu ağır hastalığa ve yoğun tedaviye rağmen yerli yerinde duruyor.
misal alex'teki kalınlaşmayı fark etmişsinizdir. ama kewell? hala kangal gibi göğsü var, hala fazlalığı yok ve aralarında sadece bir yaş var. ha tabii bir de kewell'ın hastalığı!
mesela diz sakatlığı çok illettir. ben bu kısa boyumla neler çektim, çekiyorum bir de amare stoudemire'a bakın** o kadar uzun boyla o kadar ciddi bir diz sakatlığından kurtulmak iyice zordur. baktığınızda greg oden kronik diz sakatı oldu çıktı. ilk aklıma gelen atlatmış bir diğer isim ise jason kidd; kısa. ayrıca chris webber da diz sakatlığı geçirdi; dönemedi. evet fizyoterapinin başarı oranı yadsınamaz ama bu iş sağlık ekibi kadar oyuncunun kendisinin de özverisini ve çalışmasını gerektirir. mesela webber disiplinsizin allahıydı zaten, anlatabildim mi aradaki farkı?
kas yırtılmasına gelince.. kas yırtılması darbeden bağımsız olarak gelişir çoğu zaman. hani halı sahalarda "aha gene kendi kendini sakatladı" öbeği sıkça geçer ya, işte aynen ondan. futbolcuların bacak kasları zaten kısadır. ve iyi ısınmamış kısa kas grupları, ani hareketlerde ve zorlanmalarda uzama eğilimindedir. bunu patlayıcı kuvvet gibi de düşünmekte fayda var. top üzerinde uygulanacak ani kuvvet, gelen bir topun kontrolünü sağlamak amacıyla ani bir hareketle uzatılacak bacak vs. gibi durumlar bu tip kas gruplarının ciddi şekilde ısındırılmasını gerektirir.
ayrıca bu kısa kas grupları usain bolt gibi sadece 9 saniye için kullanılmıyor; 90 dakika için hazır tutulmaları lazım. 90 dakika için ısıtılmaları lazım.
mesela bakın rafa nadal. toprak korttaki dominant oyunu dizlerine ve karın kaslarına çok zarar verdi. sürekli baseline üzerinde oradan oraya koşup bir anda gelen kısa top için 2 metrelik bir deparla kortun çaprazına koşup kaymalar. atlatmayı başardı ve artık sadece bir toprak kort uzmanı olmaktan çok öte; bir all-rounder olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. bu da bir profesyonelliktir; tenis seviyesini korumak adına oyun tarzını değiştirmiştir. yoksa o toprak uzmanı haliyle de wimbledon'ı kazanmıştı.
demem o ki özellikle iş darbeye bağlı olmayan sakatlıklarda, ki pino'nun durumunda kas yırtılması söz konusu, sağlık kurulu'nu bu derece eleştirmek yersizdir. çünkü iyileşme sürecinde sağlık kurulu'ndan belki de daha fazla oyuncunun kendi çabası önemlidir.
ayrıca fenerbahçe sponsorluğu ve hatta fanatizm derecesindeki sponsorluğu sebebiyle acıbadem'i beğenmesek de türkiye'deki en gelişmiş tetkik ve tedavi imkanlarına sahip sağlık kuruluşlarından biridir.
linderoth istisnasydı; çok ciddi bir sakatlıktı ve toparlanamadı. ama sadece 1-2 kilo alarak gitmesidir asıl düşünülmesi, dikkate alınması ve takdir edilmesi gereken.
ayrıca pino'nun da profesyonellik ve olgunluk anlamında ciddi sıkıntılar çektiği de bilinen bir gerçek.
kesin tedavi için;
(bkz: günde üç kez aç karnına profesyonellik)
(bkz: sanki sağlık kurulu'nun reina'da şubesi var amk)
edit: imla mimla
edit 2: gene imla mimla. gece gece nasıl gaz olduysam yarmışım türkçeyi*
öte yandan linderoth denilen adam geldiğinde 70-72 kilo civarındaydı. iki sene boyunca sakat gezdi bu adam ve takımdan ayrılırken 72-74 kiloydu.
ama bizim uğur? 4-5cm kalınlaştı sakatlıktan döndükten sonra.
ya emre güngör? geçirdiği sakatlıkların hiçbiri neredeyse darbe bağlı değildi. geldiği gibi geri sakatlanıyordu çünkü kaslarını ona önerilen dozda ve özveride çalıştırmıyordu sakatlık tedavisi boyunca ve iyileştikten sonraki kondisyon çalışmalarında. gereken özeni göstermeyen, sakat olmasına rağmen "sakat"lığını bilmeyen ve iyileştiği zaman da sadece ciğer'den ibaret olmayan "fizik"lerinin üzerine çalışmayan adamlar bunlar. bu adamlar düzgün ısınmıyorlar. bu adamlar profesyonel değil; sahaya ısınmak için çıktıklarında sadece üçlü çektirmeyi bekliyecekler utanmasalar.
kewell'a bakın. adam steroid kullanıyor arkadaş! her ne kadar kullandığı glukokortikoid içerikli ilaç uefa'da doping sınıfına girse de hem yan etkileri çok fazla hem de dikkat edilmediği takdirde ters etki yaratması çok muhtemel. yani kilo alımı anlamında. ama kewell'ın fiziği hala yerli yerinde. kewell'ın fiziği yerli yerinde derken o eski hızından, çevikliğinden bahsetmiyorum. hala daha ayakları yere basıyor, omuz omuza oynayabiliyor, hala aynı üst düzey dengeye sahip ve fazlası yok. fark ettiyseniz fiziği oluşturan atletik özellikler haricindeki yaştan biraz daha bağımsız nitelikler bu ağır hastalığa ve yoğun tedaviye rağmen yerli yerinde duruyor.
misal alex'teki kalınlaşmayı fark etmişsinizdir. ama kewell? hala kangal gibi göğsü var, hala fazlalığı yok ve aralarında sadece bir yaş var. ha tabii bir de kewell'ın hastalığı!
mesela diz sakatlığı çok illettir. ben bu kısa boyumla neler çektim, çekiyorum bir de amare stoudemire'a bakın** o kadar uzun boyla o kadar ciddi bir diz sakatlığından kurtulmak iyice zordur. baktığınızda greg oden kronik diz sakatı oldu çıktı. ilk aklıma gelen atlatmış bir diğer isim ise jason kidd; kısa. ayrıca chris webber da diz sakatlığı geçirdi; dönemedi. evet fizyoterapinin başarı oranı yadsınamaz ama bu iş sağlık ekibi kadar oyuncunun kendisinin de özverisini ve çalışmasını gerektirir. mesela webber disiplinsizin allahıydı zaten, anlatabildim mi aradaki farkı?
kas yırtılmasına gelince.. kas yırtılması darbeden bağımsız olarak gelişir çoğu zaman. hani halı sahalarda "aha gene kendi kendini sakatladı" öbeği sıkça geçer ya, işte aynen ondan. futbolcuların bacak kasları zaten kısadır. ve iyi ısınmamış kısa kas grupları, ani hareketlerde ve zorlanmalarda uzama eğilimindedir. bunu patlayıcı kuvvet gibi de düşünmekte fayda var. top üzerinde uygulanacak ani kuvvet, gelen bir topun kontrolünü sağlamak amacıyla ani bir hareketle uzatılacak bacak vs. gibi durumlar bu tip kas gruplarının ciddi şekilde ısındırılmasını gerektirir.
ayrıca bu kısa kas grupları usain bolt gibi sadece 9 saniye için kullanılmıyor; 90 dakika için hazır tutulmaları lazım. 90 dakika için ısıtılmaları lazım.
mesela bakın rafa nadal. toprak korttaki dominant oyunu dizlerine ve karın kaslarına çok zarar verdi. sürekli baseline üzerinde oradan oraya koşup bir anda gelen kısa top için 2 metrelik bir deparla kortun çaprazına koşup kaymalar. atlatmayı başardı ve artık sadece bir toprak kort uzmanı olmaktan çok öte; bir all-rounder olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. bu da bir profesyonelliktir; tenis seviyesini korumak adına oyun tarzını değiştirmiştir. yoksa o toprak uzmanı haliyle de wimbledon'ı kazanmıştı.
demem o ki özellikle iş darbeye bağlı olmayan sakatlıklarda, ki pino'nun durumunda kas yırtılması söz konusu, sağlık kurulu'nu bu derece eleştirmek yersizdir. çünkü iyileşme sürecinde sağlık kurulu'ndan belki de daha fazla oyuncunun kendi çabası önemlidir.
ayrıca fenerbahçe sponsorluğu ve hatta fanatizm derecesindeki sponsorluğu sebebiyle acıbadem'i beğenmesek de türkiye'deki en gelişmiş tetkik ve tedavi imkanlarına sahip sağlık kuruluşlarından biridir.
linderoth istisnasydı; çok ciddi bir sakatlıktı ve toparlanamadı. ama sadece 1-2 kilo alarak gitmesidir asıl düşünülmesi, dikkate alınması ve takdir edilmesi gereken.
ayrıca pino'nun da profesyonellik ve olgunluk anlamında ciddi sıkıntılar çektiği de bilinen bir gerçek.
kesin tedavi için;
(bkz: günde üç kez aç karnına profesyonellik)
(bkz: sanki sağlık kurulu'nun reina'da şubesi var amk)
edit: imla mimla
edit 2: gene imla mimla. gece gece nasıl gaz olduysam yarmışım türkçeyi*