39473
maalesef vasat diyebileceğimiz bir anlayışla yönetilen takımımız. hem yönetim hem de teknik ekip için söyleyebiliriz bunu.
daha iyi bir yönetim ile mevcut gelirlerimiz çok daha iyi noktalara getirilebilir. federasyona karşı çok daha dik duruş sergilenebilir ve takımın saha dışında hakkı çok daha iyi savunulabilir. ülkenin her alanda en büyük futbol takımı olarak maalesef sözümüz olması gereken seviyede geçmiyor. taraftar grubu, gs store'un yönetimi gibi rezaletlere girmiyorum bile.
teknik ekip kısmı bir tık daha iyi ama kesinlikle o da bizim vizyonumuzun altında. okan hoca pozitif bir futbol oynatıyor doğru. her şeyden önce bu takımın genlerinde pozitif futbol var. derwall zamanında tohumları atılan bu alışkanlıklar mustafa hoca ile filizlendi, fatih hoca ile adeta çiçek açtı ve günümüzde de okan hoca ile kısmen devam ediyor. bu takım her zaman vura vura kazanmıştır. galatasaray vura vura oynadığı zaman taraftarıyla bütünleşmiştir. burada vura vuradan kasıt sert vb. bir futbol değil. hücümcu, pozitif, ileride basan, ele avuca sığmayan, presle rakibi boğan, sinmeyen ve rakibe kendini kabul ettiren futbol. biz bunları yaşadık. yeri geldi real madrid maçında 4-4 diye bağırdık. şimdi doğruya doğru okan hocanın da mentalitesi aslında buna yakın. bu nedenle de zaten ligde başarılı olup avrupada ara ara parlıyor. fakat hoca denizi geçip derede boğuluyor. teknik direktörlük hele de galatasaray gibi bir takımda birçok alanı doğru yönetebilmenizi gerektiyor. sadece saha dizilişi ve taktikle değil, kadro mühendisliği, oyuncuların idare edilmesi, disiplin, takımın kaynaşması vs. birçok faktör var başarıyı etkileyen. okan hoca bunların bazılarında başarılı iken bazılarında gerçekten çok başarısız. sokaktan 10 tane galatasaraylıyı çevirin, 9 tanesi size tam olarak hangi alanlarda başarısız olduğunu söyler. fakat kendisi halen bunun farkında değil. burada sürekli kendini pohpohlayan taraftarın da sorumluluğu var. o yangıncı taraftar çark etmeseydi bu takıma lemina bile alınmayacaktı herkes biliyor. burası maalesef hocanın en önemli artılarını götürüyor ve bize ligde ligin çok üzerinde bir kadro ile başarılı olan, avrupada ise 4 senelik
birikime rağmen başarılı olamayan bir yapıya çıkarıyor. buna razı olan taraftarların olması ise işin daha üzücü kısmı. zira takımın kuruluş amacıyla uyuşmayan bir duruma ve bunu kanıksamaya başlamış bir hale geldik maalesef.
daha iyi bir yönetim ile mevcut gelirlerimiz çok daha iyi noktalara getirilebilir. federasyona karşı çok daha dik duruş sergilenebilir ve takımın saha dışında hakkı çok daha iyi savunulabilir. ülkenin her alanda en büyük futbol takımı olarak maalesef sözümüz olması gereken seviyede geçmiyor. taraftar grubu, gs store'un yönetimi gibi rezaletlere girmiyorum bile.
teknik ekip kısmı bir tık daha iyi ama kesinlikle o da bizim vizyonumuzun altında. okan hoca pozitif bir futbol oynatıyor doğru. her şeyden önce bu takımın genlerinde pozitif futbol var. derwall zamanında tohumları atılan bu alışkanlıklar mustafa hoca ile filizlendi, fatih hoca ile adeta çiçek açtı ve günümüzde de okan hoca ile kısmen devam ediyor. bu takım her zaman vura vura kazanmıştır. galatasaray vura vura oynadığı zaman taraftarıyla bütünleşmiştir. burada vura vuradan kasıt sert vb. bir futbol değil. hücümcu, pozitif, ileride basan, ele avuca sığmayan, presle rakibi boğan, sinmeyen ve rakibe kendini kabul ettiren futbol. biz bunları yaşadık. yeri geldi real madrid maçında 4-4 diye bağırdık. şimdi doğruya doğru okan hocanın da mentalitesi aslında buna yakın. bu nedenle de zaten ligde başarılı olup avrupada ara ara parlıyor. fakat hoca denizi geçip derede boğuluyor. teknik direktörlük hele de galatasaray gibi bir takımda birçok alanı doğru yönetebilmenizi gerektiyor. sadece saha dizilişi ve taktikle değil, kadro mühendisliği, oyuncuların idare edilmesi, disiplin, takımın kaynaşması vs. birçok faktör var başarıyı etkileyen. okan hoca bunların bazılarında başarılı iken bazılarında gerçekten çok başarısız. sokaktan 10 tane galatasaraylıyı çevirin, 9 tanesi size tam olarak hangi alanlarda başarısız olduğunu söyler. fakat kendisi halen bunun farkında değil. burada sürekli kendini pohpohlayan taraftarın da sorumluluğu var. o yangıncı taraftar çark etmeseydi bu takıma lemina bile alınmayacaktı herkes biliyor. burası maalesef hocanın en önemli artılarını götürüyor ve bize ligde ligin çok üzerinde bir kadro ile başarılı olan, avrupada ise 4 senelik
birikime rağmen başarılı olamayan bir yapıya çıkarıyor. buna razı olan taraftarların olması ise işin daha üzücü kısmı. zira takımın kuruluş amacıyla uyuşmayan bir duruma ve bunu kanıksamaya başlamış bir hale geldik maalesef.
