27
geçtiğimiz sezonun yarısında 4-5 milyon euro civarında bir bonservis bedeliyle alınacak bir futbolcuyken 2010 dünya kupası'nda gösterdiği performanstan sonra hakkında 15-20 milyon euro arası rakamların dolaştığı futbolcu. e bu adam geçen sene de fransa ligi'nde değil miydi? gana milli takımında değil miydi? performansı ortada değil miydi? e o halde dünya kupası'nı neden beklediniz? futbolcu ihtiyacınızın ne olduğu ve hangi özelliklerde olması gerektiğini biliyor olmalıydınız, değil mi? kulüplerimiz, transfer politikaları... saçma sapan şeyler. aynı mevzu 26 yaşına gelmiş ve hakkında 15 milyon euro civarında değer belirlenmiş krasiç için de geçerli. krasiç geçen sezonlarda da cska'da oynamıyor muydu? iş futbolcu herkesin gözüne gözüne girdikten, herkes onu tanıdıktan sonra o futbolcuya talip olmak değildir. henüz kimse tanımıyorken ancak büyük bir potansiyel vaadederken ucuza alıp performansından faydalanıp karına satmaktır. porto'dan sonra son yıllarda cska da udinese de aynı yolda gidiyor. türkiye'de olmaz muhabbeti yapanlar yıllardır doğru dürüst seyircisi olmadığı halde bu işi layıkıyla yapan gençlerbirliği ve benzer bir anlayışla hareket eden gaziantep'e bakabilirler. iş büyük büyük paralar basıp oyuncuyu transfer etmeyi maharet gibi göstermek değildir. iş, futbolcuyu ya yetiştirmektir ya da yüksek potansiyelli futbolcuyu henüz kimsecikler bilmezken transfer edip parlatıp büyük paralara satmaktır. bir çiçekle, bir gyan'la bir quaresma'yla bahar gelmez dostlar.