238
yerel ligi iyi tanıyan ve yeterli olan ancak avrupa düzeyi için yeterli olmadığı fikri her geçen maç daha geçerlik kazanan ekip. yerel lig hakkındaki ilk yargı doğruluğunu koruyor zira burada sürekli bir başarı söz konusuyken, alınan mağlubiyetler tek-tük ve anlık olarak kalabiliyor. ancak avrupa arenası için durum bunun tam tersi.
bu noktadaki en güçlü karşı görüşlerden biri ise takımın başta tottenham, bayern ve manu maçları gibi maçlarda gösterdiği kısmi ve dönemsel performanslar. bu maçlara yapılan sürekli göndermeler ve idealleştirme çabaları maalesef bizim “lafla ve bildiğini okumakla” geçiştirilen ve gerçekten uzaklaştığımız ve sürekli yerimizde saydığımız bir gaflet dönemine düşmemize neden oldu. bu 3 maçtaki aslında gerçekten elde edilememiş başarı, belki de diğer 13 maçın kayıp gitmesine yol açtı. sürekli bu maçlara dönüp durmak, geçmişte asıl ulaşılamamış hedefleri gölgelemekten başka işe yaramadı (bu takımları yensek de ne avrupa liginde üst turlara devam edebildik, ne şampiyonlar ligi grubundan çıkabildik). artık o çok övülen maçlardaki performanslar anlık/tesadüfi ve hayali; kopenhag, prag, alkmaar, frankfurt gibi maçlar ise sürekli/olağan ve acı gerçekler oldu. ez cümle, seçmece birkaç maçın, birkaç bölümü gösterilerek “teknik ekip yeterlidir” demek yine bu yanılgıya devam etmek, önümüzde duran sonuç ve gerçeklere sırt dönmek olur.
ne demişti teknik ekibin başındaki okan hoca “almanya da slovakya’ya yenilebiliyor.” yani, futbolda önemli olan geçici performanslara ve numunelik 2-3 maça tutunmak değil, devamlı olabilmek. bu teknik ekip de bu devamlılığı, yani avrupada sonuçları almayı sağlayamamıştır. bu açıdan yeterliliklerinin sorgulanmasında doğal bir şey de yoktur. gelen sonuçlar gösteriyor ki mevcut teknik ekiple biz ligde “almanya” avrupa’da ise “almanya’yı yenen slovakya” olarak kalmaya devam edeceğiz.
bu noktadaki en güçlü karşı görüşlerden biri ise takımın başta tottenham, bayern ve manu maçları gibi maçlarda gösterdiği kısmi ve dönemsel performanslar. bu maçlara yapılan sürekli göndermeler ve idealleştirme çabaları maalesef bizim “lafla ve bildiğini okumakla” geçiştirilen ve gerçekten uzaklaştığımız ve sürekli yerimizde saydığımız bir gaflet dönemine düşmemize neden oldu. bu 3 maçtaki aslında gerçekten elde edilememiş başarı, belki de diğer 13 maçın kayıp gitmesine yol açtı. sürekli bu maçlara dönüp durmak, geçmişte asıl ulaşılamamış hedefleri gölgelemekten başka işe yaramadı (bu takımları yensek de ne avrupa liginde üst turlara devam edebildik, ne şampiyonlar ligi grubundan çıkabildik). artık o çok övülen maçlardaki performanslar anlık/tesadüfi ve hayali; kopenhag, prag, alkmaar, frankfurt gibi maçlar ise sürekli/olağan ve acı gerçekler oldu. ez cümle, seçmece birkaç maçın, birkaç bölümü gösterilerek “teknik ekip yeterlidir” demek yine bu yanılgıya devam etmek, önümüzde duran sonuç ve gerçeklere sırt dönmek olur.
ne demişti teknik ekibin başındaki okan hoca “almanya da slovakya’ya yenilebiliyor.” yani, futbolda önemli olan geçici performanslara ve numunelik 2-3 maça tutunmak değil, devamlı olabilmek. bu teknik ekip de bu devamlılığı, yani avrupada sonuçları almayı sağlayamamıştır. bu açıdan yeterliliklerinin sorgulanmasında doğal bir şey de yoktur. gelen sonuçlar gösteriyor ki mevcut teknik ekiple biz ligde “almanya” avrupa’da ise “almanya’yı yenen slovakya” olarak kalmaya devam edeceğiz.

