403
internet dışında kaldığım uzun süreçte vay anam vay neler dönmüş serhat dedirten olaylar yaşandıktan sonra nihayet 8 temmuz 2010 adnan polat basin toplantisi ile neler olup bittiği konusunda iğrenç dedikodulardan ziyade ilk ağızdan doğruları duyma imkanı buldum. öncelikle 8 temmuz 2010 adnan polat basin toplantisi ile başlayıp daha sonra genel anlamda bir şeyler yazmak lazım diye düşünüyorum.
bir kere daha ilk cümlelerinden dikkatimi çekti, adnan polat'tan benim pek duymaya alışık olmadığım sözlerdi; "galatasaray türkiye'nin bir numaralı markasıdır" tarzı cümleler.
daha sonra tüzük konusunda konuştu başkan. değişmesi gereken ve daha önce cesaret edilemeyeni yapmaya çalıştıklarından bahsetti. 30 senelik bir tüzük, günün şartlarına göre uyarlanması gerektiğinin kaçınılmaz olduğundan bahsetti. bunlar çoğu taraftarın takip etmediği, önemsemediği, hakkında fikir sahibi olmadığı şeyler. isim vermeyeyim ama tribünde bağıran, emek veren taraftarın kaçı bu konuda olaya hakimdir, tüzük değişiminin önemi hakkında yorum yapabilir merak etmiyor değilim. lafım herkese değil yanlış anlaşılmasın ama kuru kuru da "taraftar" olunmuyor. bilgisiz olunca "bağımsız" olunmuyor.
sportif ve futbol a.ş'nin birleşmesinden bahsetti adnan polat ve ekledi hemen ardından: "bu birleşimin kulübe olan kazancını, daha önceleri ne büyüklükte maddi kayıplara yol açtığını ve neleri kaybetmekten alıkoyacağını birleşmeden sonra tek tek sunacağım sizlere." evet yıllardır kanayan yaramız olarak lanse edilen bir sorunun önüne geçecektir adnan polat yönetimi. hani şu futbolcu satışlarından sonra itin götüne sokulan yönetim. en büyük sorunumuz sabretmeyi sevmememiz değil mi zaten. sabredeceğiz vaadi vermek kolay hepimiz için, peki ya sadık kalmak?
sonrasında medyanın yanlış tutumunda rahatsız olunduğunu, gazetecilerin işlerini yapmasına saygılarının olduğunu fakat onların çalışması için bir yol bulunacağından bahsetmesi, karşılıklı iletişim prensibini her cümlesinde ön plana çıkarması gerçekten çok güzel, galatasaray'a yakışır ve yalan haberlerin önüne geçmek adına önemli bir hamledir. meyvelerini önümüzdeki sezon alarak "sadece futbola odaklanan bir galatasaray futbol takımı" yaratma amacında olunduğunun habercisiydi adnan polat'ın takındığı tavır.
türk telekom arena'dan devam edildi toplantıya. üstün kapanması olayının dünyanın sonu olmadığını üstüne basa basa söyledi polat. medya mensuplarını azarlarcasına, sitem ederek. haklıydı da. onun yerine toki ile yapılan stadın diğer ihtiyaçlarının karşılanacağı anlaşmasından bahsetti. stad bitiminden sonra üstün kapanması için önemli bir şirketle şimdiden görüşüldüğünü söyledi. önemli nüanslar bunlar.
bayan basketbol takımı için wnba'da adı geçen 3 önemli basketbolcunun alınmasından, kıbrıs'ta yapılan tesislerden konu açıldı sonrasında. kadın basketbol takımının kısıtlı bütçe ile avrupa'da kupa kaldırmasından, ligde oynadığı final ve alınan türkiye kupası'ndan bahsetti. en sonunda da bayan basketbol takımının bir "dream team" havasına büründüğünü iddia etti.
transfer konusunda söylenilenlere girmeyeceğim. taraftarın(!) çoğu maalesef transfere endeksli -hatta futbol takımına yapılan transfere endeksli- bir yönetim değerlendirmesi yaptığı için şüphesiz o satırları daha dikkatli okumuş, daha dikkatli dinlemişlerdir söylenenleri.
şimdi 2 gün önce keita'nın satılmasından sonra, üstünel istifasından sonra yönetimi istifaya davet edenler, adnan sezgin'e sallayanlar şu an tek bir transfer ile yaşasın yönetim havasındalar, keza adnan sezgin'den dilenen özürlerin haddi hesabı yok. lafım herkese değil, ama inanın herkesten ufak da olsa parçalar var bu satırlarda. işin garibi keita'nın satışından sonra sözlük genelinde karamsarlık hakimken keita'nın satışı konusundaki anketinho bölümünde taraftarın çoğunluğu "her şeyi zaman gösterecek" demiş. yani klavye başında aceleci, fakat sakinleşince faklı düşünen bir sözlük profili var. bu da garip tabi, enteresan çelişkiler bunlar. merak ediyorum sözlükte istifa diyenler ankette beklemek lazım seçeneğini işaretlemiş midir.
nerede kalmıştık, ekonomik durumdan bahsedecektim. bu yönetimin ekonomik konulardaki başarıları göz ardı edilemez. hatta daha da ileri gideyim, sportif anlamdaki başarısızlıkla karşılaştırıldığında olumsuz bir sonuç fatura edilemez. yapılanların günlük başarılara odaklı olmadığını görmek için kör veya art niyetli olmak lazım zira. adam bas bas bağırıyor bizler gelip geçiciyiz, galatasaray kalıcıdır diye. evet, kilit nokta da budur. kendisinden sonra gelecek yönetimlerin de önünü açacak ekonomik hamleler yapmaktadır adnan polat yönetimi. transferde gösterilen başarıdan bahsedelim en basitinden. ben galatasaray'ı takip ettiğimden beri transferden kar yapıldığını adnan polat yönetiminden önce görmemiştim, hatırlayan varsa bir pm ile olayı anlatsın zahmet olmazsa. fernando meira satışı ile başlayan kar trafiği günümüze kadar geldi işte. meira'nın satışının doğru olması ne kadar doğruydu o dönemde tartışılır. ama ekonomik olarak başarılı bir hamledir. keita'nın satışından peşin olarak elde edilen 8.5m euro ayrıca ödenmesi gereken fakat kasamızdan çıkmayacak olan 5.6 m euroluk bir taksit. keita'nın kendisini göstereceği uluslararası bir organizasyonun olmayışı, keita'nın 2010 dünya kupasında çok da parlak olmayan performansına rağmen elde edilen 13-15m euroluk gelir başarıdır. ayrıca adnan polat keita'nın satışının sezon sonunda alınan bir karar olduğunu da açıkça belirtti. planlanan bir şey yani. bu yönetim baros'u da satar, onlardan beklenir yea denilecek bir durum yok demek ki, her şey bir plan program doğrultusunda ilerliyor. sabretmek gibisi yok gibi duruyor buradan bakınca.
adam bas bas bağırıyor 2 yıl sonra uefa'nın avrupa kupalarına katılma konusunda ekonomik yaptırımları ve aradığı şartlar olacak diye. biz bu yeterliliği sağlamak adına ekonomik kaynak arıyoruz derken bunun galatasaray'ın geleceği adına planlanan hamleler olduğunun da ipuçlarını verdi aslında. yine gelecek adına yapılan bir hamle ve yine adnan polat yönetimi. işte bu sevepten sonra başarılıdır adnan polat yönetimi benim için. günlük değil, vizyon sahibi bir duruşla ileriyi düşünen bir duruş sergilemek... bu konuda rıdvan dilmen'i dinlemiştim ve galatasaray'ın avrupa kupalarna katılmak için yapılan ekonomik hazırlıklar konusunda türkiye'de ilk ve tek oluşundan bahsediyordu. doğru söze ne denir? türk telekom arena'nın açılışının adnan polat yönetimi'ne nasip olacak olması, hem polat yönetimi'nin gösterdiği emeklerin ürünü hem de ekonomik konudaki yapılan olumlu işlerinin getirdiği bir şanstır, bu çalışmaları ödüllendirircesine. ben buna inanıyorum.
ee sportif başarı diyenleri duyuyorum, evet haklısınız. adnan polat yönetimi idari olarak gerekli başarıyı gösterememektedir, onların eksiği de budur. disiplin konusunda, medyaya karşı duruş konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. ama ilk satırlarda belirttiğim gibi, bunları aşmak adına hamleler yapılıyor. sportif aş futbol aş birleşmesinden sonra da idari anlamda düzelmelerin olacağından şüphem yok benim. sportif başarıların olmayışı ise bu yönetim için şanssızlıktır bence. biraz da yönetimin suçu tabi ki. hem futbol konusunda, hem de amatör branşlarda. fakat soruyorum size ey galatasaraylılar. art niyetle bakmadığınız sürece görebilirsiniz fenerbahçe'nin ekonomik gelişimini. peki fenerbahçe'nin ekonomik yöndeki gelişimini sağlayan aziz yıldırım yönetimi'nin futbol konusundaki başarısı nedir? adnan polat yönetimi aziz yıldırım'a göre başarısız mıdır da sevilmeyen ilan edilmektedir? sportif başarıya mı endeksli her şey. sonra da vefa duygusu aramaktan bahsedilir. aynaya geçip özeleştiri yapalım bi önce, ayıp değil mi verilen emeklere? gs bonus, stadın isim satışı, sponsor gelirlerinin 3 katına çıkması... bunlardan bahsetmedim bile. büyük ekonomik gelişmeler bunlar. hani başarılar öncesi hayali kurulan, istenen ekonomiyi getirecek olan, galatasaray'ın geleceğini kurtaracak olan ekonomideki gelişmeler. daum taraftara siz hiç onda on gördünüz mü diyordu ya ukalalıkla, bu defa ben en saf duygularımla soruyorum. ekonomik yönde bu kadar olumlu işi biz bir arada gördük mü ey galatasaray taraftarı? peki gelişen ve düzelen bir ekonomi sonrasında gelecek başarıların farkında mısınız galatasaray taraftarı. yönetimi, satılan 2 oyuncuları sileceğine şu satırları özümse de elindeki arda'nın da, rijkaard'ın da, yönetimin de değerini bil, sahip çık!
enty e ekleme: bugün cana'nın istanbul'a getirilişini hemen hemen herkes gördü, en azından fikir sahibi. bu yeni hamle ile transferin karşılanması gibi saçma ve amatörce bir davranışın önüne geçilmiş oldu. iyi de oldu, nihayet konuşulan olay gerçek oldu da, yine türkiye'de bir ilk gerçekleştirildi. umuyorum bundan sonra gelecek olan transferlerde de aynı strateji izlenir. türkiye'nin katar'dan farkı yoktur zihniyetine selamı çakıyor; yeni alınan oyuncuların antrenmanlarda ve stadda destekleneceği, onların moral kazanacağı günleri sabırsızlıkla bekliyorum.
bir kere daha ilk cümlelerinden dikkatimi çekti, adnan polat'tan benim pek duymaya alışık olmadığım sözlerdi; "galatasaray türkiye'nin bir numaralı markasıdır" tarzı cümleler.
daha sonra tüzük konusunda konuştu başkan. değişmesi gereken ve daha önce cesaret edilemeyeni yapmaya çalıştıklarından bahsetti. 30 senelik bir tüzük, günün şartlarına göre uyarlanması gerektiğinin kaçınılmaz olduğundan bahsetti. bunlar çoğu taraftarın takip etmediği, önemsemediği, hakkında fikir sahibi olmadığı şeyler. isim vermeyeyim ama tribünde bağıran, emek veren taraftarın kaçı bu konuda olaya hakimdir, tüzük değişiminin önemi hakkında yorum yapabilir merak etmiyor değilim. lafım herkese değil yanlış anlaşılmasın ama kuru kuru da "taraftar" olunmuyor. bilgisiz olunca "bağımsız" olunmuyor.
sportif ve futbol a.ş'nin birleşmesinden bahsetti adnan polat ve ekledi hemen ardından: "bu birleşimin kulübe olan kazancını, daha önceleri ne büyüklükte maddi kayıplara yol açtığını ve neleri kaybetmekten alıkoyacağını birleşmeden sonra tek tek sunacağım sizlere." evet yıllardır kanayan yaramız olarak lanse edilen bir sorunun önüne geçecektir adnan polat yönetimi. hani şu futbolcu satışlarından sonra itin götüne sokulan yönetim. en büyük sorunumuz sabretmeyi sevmememiz değil mi zaten. sabredeceğiz vaadi vermek kolay hepimiz için, peki ya sadık kalmak?
sonrasında medyanın yanlış tutumunda rahatsız olunduğunu, gazetecilerin işlerini yapmasına saygılarının olduğunu fakat onların çalışması için bir yol bulunacağından bahsetmesi, karşılıklı iletişim prensibini her cümlesinde ön plana çıkarması gerçekten çok güzel, galatasaray'a yakışır ve yalan haberlerin önüne geçmek adına önemli bir hamledir. meyvelerini önümüzdeki sezon alarak "sadece futbola odaklanan bir galatasaray futbol takımı" yaratma amacında olunduğunun habercisiydi adnan polat'ın takındığı tavır.
türk telekom arena'dan devam edildi toplantıya. üstün kapanması olayının dünyanın sonu olmadığını üstüne basa basa söyledi polat. medya mensuplarını azarlarcasına, sitem ederek. haklıydı da. onun yerine toki ile yapılan stadın diğer ihtiyaçlarının karşılanacağı anlaşmasından bahsetti. stad bitiminden sonra üstün kapanması için önemli bir şirketle şimdiden görüşüldüğünü söyledi. önemli nüanslar bunlar.
bayan basketbol takımı için wnba'da adı geçen 3 önemli basketbolcunun alınmasından, kıbrıs'ta yapılan tesislerden konu açıldı sonrasında. kadın basketbol takımının kısıtlı bütçe ile avrupa'da kupa kaldırmasından, ligde oynadığı final ve alınan türkiye kupası'ndan bahsetti. en sonunda da bayan basketbol takımının bir "dream team" havasına büründüğünü iddia etti.
transfer konusunda söylenilenlere girmeyeceğim. taraftarın(!) çoğu maalesef transfere endeksli -hatta futbol takımına yapılan transfere endeksli- bir yönetim değerlendirmesi yaptığı için şüphesiz o satırları daha dikkatli okumuş, daha dikkatli dinlemişlerdir söylenenleri.
şimdi 2 gün önce keita'nın satılmasından sonra, üstünel istifasından sonra yönetimi istifaya davet edenler, adnan sezgin'e sallayanlar şu an tek bir transfer ile yaşasın yönetim havasındalar, keza adnan sezgin'den dilenen özürlerin haddi hesabı yok. lafım herkese değil, ama inanın herkesten ufak da olsa parçalar var bu satırlarda. işin garibi keita'nın satışından sonra sözlük genelinde karamsarlık hakimken keita'nın satışı konusundaki anketinho bölümünde taraftarın çoğunluğu "her şeyi zaman gösterecek" demiş. yani klavye başında aceleci, fakat sakinleşince faklı düşünen bir sözlük profili var. bu da garip tabi, enteresan çelişkiler bunlar. merak ediyorum sözlükte istifa diyenler ankette beklemek lazım seçeneğini işaretlemiş midir.
nerede kalmıştık, ekonomik durumdan bahsedecektim. bu yönetimin ekonomik konulardaki başarıları göz ardı edilemez. hatta daha da ileri gideyim, sportif anlamdaki başarısızlıkla karşılaştırıldığında olumsuz bir sonuç fatura edilemez. yapılanların günlük başarılara odaklı olmadığını görmek için kör veya art niyetli olmak lazım zira. adam bas bas bağırıyor bizler gelip geçiciyiz, galatasaray kalıcıdır diye. evet, kilit nokta da budur. kendisinden sonra gelecek yönetimlerin de önünü açacak ekonomik hamleler yapmaktadır adnan polat yönetimi. transferde gösterilen başarıdan bahsedelim en basitinden. ben galatasaray'ı takip ettiğimden beri transferden kar yapıldığını adnan polat yönetiminden önce görmemiştim, hatırlayan varsa bir pm ile olayı anlatsın zahmet olmazsa. fernando meira satışı ile başlayan kar trafiği günümüze kadar geldi işte. meira'nın satışının doğru olması ne kadar doğruydu o dönemde tartışılır. ama ekonomik olarak başarılı bir hamledir. keita'nın satışından peşin olarak elde edilen 8.5m euro ayrıca ödenmesi gereken fakat kasamızdan çıkmayacak olan 5.6 m euroluk bir taksit. keita'nın kendisini göstereceği uluslararası bir organizasyonun olmayışı, keita'nın 2010 dünya kupasında çok da parlak olmayan performansına rağmen elde edilen 13-15m euroluk gelir başarıdır. ayrıca adnan polat keita'nın satışının sezon sonunda alınan bir karar olduğunu da açıkça belirtti. planlanan bir şey yani. bu yönetim baros'u da satar, onlardan beklenir yea denilecek bir durum yok demek ki, her şey bir plan program doğrultusunda ilerliyor. sabretmek gibisi yok gibi duruyor buradan bakınca.
adam bas bas bağırıyor 2 yıl sonra uefa'nın avrupa kupalarına katılma konusunda ekonomik yaptırımları ve aradığı şartlar olacak diye. biz bu yeterliliği sağlamak adına ekonomik kaynak arıyoruz derken bunun galatasaray'ın geleceği adına planlanan hamleler olduğunun da ipuçlarını verdi aslında. yine gelecek adına yapılan bir hamle ve yine adnan polat yönetimi. işte bu sevepten sonra başarılıdır adnan polat yönetimi benim için. günlük değil, vizyon sahibi bir duruşla ileriyi düşünen bir duruş sergilemek... bu konuda rıdvan dilmen'i dinlemiştim ve galatasaray'ın avrupa kupalarna katılmak için yapılan ekonomik hazırlıklar konusunda türkiye'de ilk ve tek oluşundan bahsediyordu. doğru söze ne denir? türk telekom arena'nın açılışının adnan polat yönetimi'ne nasip olacak olması, hem polat yönetimi'nin gösterdiği emeklerin ürünü hem de ekonomik konudaki yapılan olumlu işlerinin getirdiği bir şanstır, bu çalışmaları ödüllendirircesine. ben buna inanıyorum.
ee sportif başarı diyenleri duyuyorum, evet haklısınız. adnan polat yönetimi idari olarak gerekli başarıyı gösterememektedir, onların eksiği de budur. disiplin konusunda, medyaya karşı duruş konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. ama ilk satırlarda belirttiğim gibi, bunları aşmak adına hamleler yapılıyor. sportif aş futbol aş birleşmesinden sonra da idari anlamda düzelmelerin olacağından şüphem yok benim. sportif başarıların olmayışı ise bu yönetim için şanssızlıktır bence. biraz da yönetimin suçu tabi ki. hem futbol konusunda, hem de amatör branşlarda. fakat soruyorum size ey galatasaraylılar. art niyetle bakmadığınız sürece görebilirsiniz fenerbahçe'nin ekonomik gelişimini. peki fenerbahçe'nin ekonomik yöndeki gelişimini sağlayan aziz yıldırım yönetimi'nin futbol konusundaki başarısı nedir? adnan polat yönetimi aziz yıldırım'a göre başarısız mıdır da sevilmeyen ilan edilmektedir? sportif başarıya mı endeksli her şey. sonra da vefa duygusu aramaktan bahsedilir. aynaya geçip özeleştiri yapalım bi önce, ayıp değil mi verilen emeklere? gs bonus, stadın isim satışı, sponsor gelirlerinin 3 katına çıkması... bunlardan bahsetmedim bile. büyük ekonomik gelişmeler bunlar. hani başarılar öncesi hayali kurulan, istenen ekonomiyi getirecek olan, galatasaray'ın geleceğini kurtaracak olan ekonomideki gelişmeler. daum taraftara siz hiç onda on gördünüz mü diyordu ya ukalalıkla, bu defa ben en saf duygularımla soruyorum. ekonomik yönde bu kadar olumlu işi biz bir arada gördük mü ey galatasaray taraftarı? peki gelişen ve düzelen bir ekonomi sonrasında gelecek başarıların farkında mısınız galatasaray taraftarı. yönetimi, satılan 2 oyuncuları sileceğine şu satırları özümse de elindeki arda'nın da, rijkaard'ın da, yönetimin de değerini bil, sahip çık!
enty e ekleme: bugün cana'nın istanbul'a getirilişini hemen hemen herkes gördü, en azından fikir sahibi. bu yeni hamle ile transferin karşılanması gibi saçma ve amatörce bir davranışın önüne geçilmiş oldu. iyi de oldu, nihayet konuşulan olay gerçek oldu da, yine türkiye'de bir ilk gerçekleştirildi. umuyorum bundan sonra gelecek olan transferlerde de aynı strateji izlenir. türkiye'nin katar'dan farkı yoktur zihniyetine selamı çakıyor; yeni alınan oyuncuların antrenmanlarda ve stadda destekleneceği, onların moral kazanacağı günleri sabırsızlıkla bekliyorum.