2318
her gün harry kewell'a entry giren yazarlardan, ya da daha kötüsü kewell'ı bir gülüşe indirgeyenlerden olmak pahasına tekrar yazıyorum, üzerinden bir kaç saat geçmemişken:
bizde hiç bir şeyi ağzının tadıyla sevemiyorsun. metin oktay dersin, putlaştırma, arda turan dersin, şımarık, arabası sineması, hagi'me bile laf eden adam çıkar. kimi sevmeye kalksan elinde kalıyor. kimi sevmeye kalksan seneye gitme ihtimali var. objektif, akılcı, elit taraftarlar olmalıyız. endüstiriyel futbol (bak yazamadım bile, o derece anlamıyorum o işten) falan.
arda'yı sevmeye kalkarsın, yeni metin oktay diye omzuna koca bir yük bindirirler, metin olmasa, arda kalsa olmuyor mu? kewell'ı sevmeye kalkarsın, önce yeni hagi derler -kardeşim ben yeni hagi aramıyorum ki? hagi bir taneydi. hagi'yi özleyince hagi'yi severim. yenisi neden?- sonra dünyada başka yakışıklı adam kalmamışçasına onu kovalıyormuşuz izlenimi yaratırlar. emin olun çok daha yakışıklıları var. hatta al istedikleri seviyeye iniyorum: lucas daha yakışıklı lan. lucas gitme çocuğumu keserim!!11!!!!11 zira salağım, futboldan pek anlamıyorum ben, kadınlar için porno sanıyorum, yakışıklı olmazsa izlemem falan yani.
yalan dolan tabii bunlar. herkesin sevdiği kendine.
ağzımın tadıyla sevemedim lan şu adamı. gülüşüne şiirler yazanlar mı daha kötü, gülüşüyle dalga geçenler mi? onu da bilemedim.
güzel bir gündü bugün. mutluyum. düşün bu mutlu halim.
dünya kupası'nda oynamak için galatasaray'ı sattı diyenler, yarın değil oynamak, gidip finali izleme ihtimali karşısında neleri satmaz?
oyuncunun lafıyla mı oynayıp oynamamasına karar veriliyor, teknik direktör, yönetim gerizekalı da o "sakatım kenks" dedi diye herkes boynunu büküp dağılıyor mu yılda 2 milyon sayılan adama?
yarım sezon -herhalde tebeşir suyu falan içerek- sakat numarası yapan adam, uğruna bizi sattığı dünya kupası'nın ilk iki maçında keyfinden mi oynamıyor?
belki enerjimi rijkaard saldırılarına, lugano'ya kucak açanlara harcasam daha iyiydi. ama ben hep yanlış yere takılmamla tanınırım. önemli noktayı kaçırıp en olmayacak yere yüklenirim.
kalırsa kalır, gitmesi gerekiyorsa gider. ama çocuğunu kesenler fakir edebiyatı yapmasa, çocuğunu kesenlerle dalga geçenler ucuzlaşmasa olmuyor mu?
bir şeyi de güzel hatırlasak, bir şey üzerinden de kavga etmesek olmuyor mu?
sonuçta iyidir kewell. iğrenç turuncu formayı bana aldıran adamdır. adamdır.
bizde hiç bir şeyi ağzının tadıyla sevemiyorsun. metin oktay dersin, putlaştırma, arda turan dersin, şımarık, arabası sineması, hagi'me bile laf eden adam çıkar. kimi sevmeye kalksan elinde kalıyor. kimi sevmeye kalksan seneye gitme ihtimali var. objektif, akılcı, elit taraftarlar olmalıyız. endüstiriyel futbol (bak yazamadım bile, o derece anlamıyorum o işten) falan.
arda'yı sevmeye kalkarsın, yeni metin oktay diye omzuna koca bir yük bindirirler, metin olmasa, arda kalsa olmuyor mu? kewell'ı sevmeye kalkarsın, önce yeni hagi derler -kardeşim ben yeni hagi aramıyorum ki? hagi bir taneydi. hagi'yi özleyince hagi'yi severim. yenisi neden?- sonra dünyada başka yakışıklı adam kalmamışçasına onu kovalıyormuşuz izlenimi yaratırlar. emin olun çok daha yakışıklıları var. hatta al istedikleri seviyeye iniyorum: lucas daha yakışıklı lan. lucas gitme çocuğumu keserim!!11!!!!11 zira salağım, futboldan pek anlamıyorum ben, kadınlar için porno sanıyorum, yakışıklı olmazsa izlemem falan yani.
yalan dolan tabii bunlar. herkesin sevdiği kendine.
ağzımın tadıyla sevemedim lan şu adamı. gülüşüne şiirler yazanlar mı daha kötü, gülüşüyle dalga geçenler mi? onu da bilemedim.
güzel bir gündü bugün. mutluyum. düşün bu mutlu halim.
dünya kupası'nda oynamak için galatasaray'ı sattı diyenler, yarın değil oynamak, gidip finali izleme ihtimali karşısında neleri satmaz?
oyuncunun lafıyla mı oynayıp oynamamasına karar veriliyor, teknik direktör, yönetim gerizekalı da o "sakatım kenks" dedi diye herkes boynunu büküp dağılıyor mu yılda 2 milyon sayılan adama?
yarım sezon -herhalde tebeşir suyu falan içerek- sakat numarası yapan adam, uğruna bizi sattığı dünya kupası'nın ilk iki maçında keyfinden mi oynamıyor?
belki enerjimi rijkaard saldırılarına, lugano'ya kucak açanlara harcasam daha iyiydi. ama ben hep yanlış yere takılmamla tanınırım. önemli noktayı kaçırıp en olmayacak yere yüklenirim.
kalırsa kalır, gitmesi gerekiyorsa gider. ama çocuğunu kesenler fakir edebiyatı yapmasa, çocuğunu kesenlerle dalga geçenler ucuzlaşmasa olmuyor mu?
bir şeyi de güzel hatırlasak, bir şey üzerinden de kavga etmesek olmuyor mu?
sonuçta iyidir kewell. iğrenç turuncu formayı bana aldıran adamdır. adamdır.
