95
boşuna enerji harcanılan gündem.
birincisi statta bir kaç kişinin yaptığı bir eylem genele maledilemez. ikincisi futbol ne olursa olsun artık bir satın alma oyunu, oluşan ekonomi sayesinde büyük paralar ödenebiliyor o oyunculara. yayın gelirinin 10-15 milyon euro olduğu yerde aslan payı tribün ve store gelirlerinden geliyor yani taraftardan, bu da dolaylı yoldan muslera'nın maaşını taraftar ödüyor demek ki muslera şu an avrupa'da muhtemelen 35 yaş üstü en fazla maaş alan kalecilerden birisi.
takım taraftarı olmak bir tutkudur ve şartlar ne olursa olsun destek gerektirir ancak galatasaray öyle bir takım değil, destek hep baki kalır ancak çok sınırlı hale gelir. nasıl bir tüketim toplumu haline geldiğimizi zaten anlatmama gerek yok.
bu şartlarda hedeflerimiz olan ortamda hedeflerimize harcamamız gerekir enerjiyi, muslera açık bir şekilde bu sene kötü performans gösteriyor, mesela 21 ocak 2025'teki kiev maçında yediği ilk gol olmasa, devreye o şekilde girsek muhtemelen o saçma baskıyı hissetmeyecektik ve bir şeyler farklı olacaktı. tek suçlu o mu? hayır ama kurtarması gereken topları kurtaramıyor bu bariz ki yaşlanan bir kaleci sezgileriyle ve yer tutmasıyla öne çıkıyorken muslera gençliğinde iyi olan bu özelliklerini kaybetti.
bu noktada rasyonel olunması gerek eğer muslera diyorsaki ben kendime güveniyorum, takımı şampiyon yapıp gideceğim, kale onundur. lakin taraftarın sadece bir bölümünden uğultu geldi diye bitti diyorsa kendisine yalvarmayı da doğru bulmuyorum, o bize çok şey kazandırdı ama biz de ona çok şey kazandırdık, hep destekledik, yıllarca müthiş sevgi gördü, yarı yolda bırakmak istiyorsa da kendi tercihidir.
hedefleri olan takımlarda vefa kavramı yanlış değerlendiriliyor, tabii ki vefa göstereceksin ama gösterdiğin vefa sana kaybettiriyorsa orada bir düşünmen gerekir ve dediğim gibi enerjimizi sahaya vermeliyiz, rakip topuyla tüfeğiyle geliyor.
birincisi statta bir kaç kişinin yaptığı bir eylem genele maledilemez. ikincisi futbol ne olursa olsun artık bir satın alma oyunu, oluşan ekonomi sayesinde büyük paralar ödenebiliyor o oyunculara. yayın gelirinin 10-15 milyon euro olduğu yerde aslan payı tribün ve store gelirlerinden geliyor yani taraftardan, bu da dolaylı yoldan muslera'nın maaşını taraftar ödüyor demek ki muslera şu an avrupa'da muhtemelen 35 yaş üstü en fazla maaş alan kalecilerden birisi.
takım taraftarı olmak bir tutkudur ve şartlar ne olursa olsun destek gerektirir ancak galatasaray öyle bir takım değil, destek hep baki kalır ancak çok sınırlı hale gelir. nasıl bir tüketim toplumu haline geldiğimizi zaten anlatmama gerek yok.
bu şartlarda hedeflerimiz olan ortamda hedeflerimize harcamamız gerekir enerjiyi, muslera açık bir şekilde bu sene kötü performans gösteriyor, mesela 21 ocak 2025'teki kiev maçında yediği ilk gol olmasa, devreye o şekilde girsek muhtemelen o saçma baskıyı hissetmeyecektik ve bir şeyler farklı olacaktı. tek suçlu o mu? hayır ama kurtarması gereken topları kurtaramıyor bu bariz ki yaşlanan bir kaleci sezgileriyle ve yer tutmasıyla öne çıkıyorken muslera gençliğinde iyi olan bu özelliklerini kaybetti.
bu noktada rasyonel olunması gerek eğer muslera diyorsaki ben kendime güveniyorum, takımı şampiyon yapıp gideceğim, kale onundur. lakin taraftarın sadece bir bölümünden uğultu geldi diye bitti diyorsa kendisine yalvarmayı da doğru bulmuyorum, o bize çok şey kazandırdı ama biz de ona çok şey kazandırdık, hep destekledik, yıllarca müthiş sevgi gördü, yarı yolda bırakmak istiyorsa da kendi tercihidir.
hedefleri olan takımlarda vefa kavramı yanlış değerlendiriliyor, tabii ki vefa göstereceksin ama gösterdiğin vefa sana kaybettiriyorsa orada bir düşünmen gerekir ve dediğim gibi enerjimizi sahaya vermeliyiz, rakip topuyla tüfeğiyle geliyor.

