135
türk futboluna şikenin resmen karıştığı tarih. sonrasında kurulan hükmün dayandığı delillerin usule aykırı elde edilmesi nedeniyle, esasa dair karar bozulmuş, delil yetersizliğinden hareketle şikeye dair cezaya hükmeden karar kaldırılmıştır.
nedir burada bahsedilen? sen gittin birini öldürdün. bunu aradın arkadaşına itiraf ettin telefonda. olağan halde telefon dinlemesi için sulh ceza hakimliği kararı gerekir. diyelim ki savcı bu örnekte bu kararı almadan dinletti telefonunu. bu itirafın da takıldı ses kaydına. savcı aldı ses kaydını, bu itirafın üzerinden iddianamesini hazırladı, ses kaydıyla beraber iddianame mahkemeye sunuldu, dosyada hüküm verildi, cezanı aldın. temyize götürdün dosyayı ve kısaca dedin ki "telefonumun dinlenmesine ilişkin hukuka uygun bir karar yoktur, telefonum usulsüz dinlenmiştir, söz konusu telefon konuşması bu nedenle dosyada delil olarak kullanılamaz". temyiz bunu kabul etti, çünkü kanun böyle diyor, ve o delili yok saydı. dosyada da başka delil elde edilmediği için temyiz kararı bozdu, "delil olmadan hüküm vermişsin" diyerek hükmü tesis eden mahkemeye dosyayı gönderdi. temyiz incelemesi üzerine mahkeme yeni karar olarak "delil yok, cezaya yer yok" şeklinde yeni kararını tesis etti. kanuna bakıldığında usul hukuku bakımından olması gereken de tartışmasız budur, %100 doğru bir uygulamadır. nitekim usul esastan önce gelir. ancak işin esasına bakmaya kalktığında:
suçu işledin mi? evet.
neden ceza almadın peki? çünkü 1 - savcılık elde ettiği delili hukuka aykırı olarak elde etti, 2 - başka delil bulmakla uğraşmadı. böyle bir senaryoda katil çıkıp "ben aslında kahramanım, bana kumpas kuruldu" derse ne dersin?
fenerbahçe şike yapmadı diyen biri a) kör cahildir, b) 6 yaşından büyük herhangi bir "insan"ın anlayabileceği şu apaçık anlatımı anlayamayan bir kişidir c) yukarıda verilen örnekteki katili kahraman olarak görebilecek bir kişidir. bunun dördüncü bir ihtimali yoktur.
nedir burada bahsedilen? sen gittin birini öldürdün. bunu aradın arkadaşına itiraf ettin telefonda. olağan halde telefon dinlemesi için sulh ceza hakimliği kararı gerekir. diyelim ki savcı bu örnekte bu kararı almadan dinletti telefonunu. bu itirafın da takıldı ses kaydına. savcı aldı ses kaydını, bu itirafın üzerinden iddianamesini hazırladı, ses kaydıyla beraber iddianame mahkemeye sunuldu, dosyada hüküm verildi, cezanı aldın. temyize götürdün dosyayı ve kısaca dedin ki "telefonumun dinlenmesine ilişkin hukuka uygun bir karar yoktur, telefonum usulsüz dinlenmiştir, söz konusu telefon konuşması bu nedenle dosyada delil olarak kullanılamaz". temyiz bunu kabul etti, çünkü kanun böyle diyor, ve o delili yok saydı. dosyada da başka delil elde edilmediği için temyiz kararı bozdu, "delil olmadan hüküm vermişsin" diyerek hükmü tesis eden mahkemeye dosyayı gönderdi. temyiz incelemesi üzerine mahkeme yeni karar olarak "delil yok, cezaya yer yok" şeklinde yeni kararını tesis etti. kanuna bakıldığında usul hukuku bakımından olması gereken de tartışmasız budur, %100 doğru bir uygulamadır. nitekim usul esastan önce gelir. ancak işin esasına bakmaya kalktığında:
suçu işledin mi? evet.
neden ceza almadın peki? çünkü 1 - savcılık elde ettiği delili hukuka aykırı olarak elde etti, 2 - başka delil bulmakla uğraşmadı. böyle bir senaryoda katil çıkıp "ben aslında kahramanım, bana kumpas kuruldu" derse ne dersin?
fenerbahçe şike yapmadı diyen biri a) kör cahildir, b) 6 yaşından büyük herhangi bir "insan"ın anlayabileceği şu apaçık anlatımı anlayamayan bir kişidir c) yukarıda verilen örnekteki katili kahraman olarak görebilecek bir kişidir. bunun dördüncü bir ihtimali yoktur.