36974
sezonun* geri kalan kısmında her zamankinden daha dikkatli, her zamankinden daha motive olması gereken takım.
ligin ilk 10 haftası itibarıyla sezonun en büyük şampiyon adayı olduğumuzu körün bile gözüne soka soka gösterdik. kaza kurşunu sayabileceğimiz kasımpaşa ve avrupa’da da umarım “sezonun nazar boncuğu oldu.” diyeceğimiz rfs kazaları olmasa çok rahat bir şekilde tulum çıkarabilirdik.
özellikle derbilerde, rakibe hiç umut vermeden aldığımız galibiyetler şer odaklarını, salıncak kardeşlerini ve onların yalağından nasiplenen asalakları fazlasıyla ürkütmüş durumda. o kadar şirazeleri kaydı ki kariyeri boyunca galatasaray’a büyük zararlar veren, en büyük emir erlerinden birini; arda kardeşler’i, sırf diğer hakemlere gözdağı vermek için harcama arefesindeler. aldığımız beşiktaş galibiyetinin üzerinden neredeyse 1 hafta geçti ama 7’den 77’ye hala sindirebilmiş değiller. bilmem kaçıncı defa umutlarının yerle yeksan olması onlara deli gömleği giydirmeye yetti. fenerbahçe tandanslı tüm şuursuzların feverân etmesi bu yüzden. örneğin galatasaray 10. olsa, beşiktaş’la kafa kafaya yarışta olsalar, galatasaray’a 3 penaltı, beşiktaş’a 4 kırmızı kart verilse “beşiktaşlı ağlaklığı da hiç çekilmiyor.” diye gülüp geçerlerdi. şimdi kendi yapamadıklarını beşiktaş da yapamayınca delirmiş vaziyetteler.
işte asıl mücadele şimdiden sonra başlıyor. hatırlayın, 2020-2021 sezonunda gümbür gümbür giderken, 8 maçlık seri yakalamışken, serinin en zayıf halkası olan ankaragücü maçında penaltı uydurup o zaman her maç gol atan yeni forvetimiz mustafa muhammed’e nasıl uydurma kırmızı verip yolumuzu kestiklerini. hatırlayın, 2021-2022 sezonunda avrupa’da namağlup ilerlerken en az 6 maç üst üste bariz skandalların üstüne bir de fatih terim’e ceza yağdırıp lige havlu attırdıklarını. hatırlayın, 2020-2021 sezonunda yine seri yapıp zirveye tutunmuşken sivas maçında nasıl doğranıp üstüne içerideki beşiktaş maçını seyircisiz oynattıktan sonra ligi erteleyip rüzgarımızı kestiklerini. hatırlayın, 2022-2023 sezonunun başında önce kayseri deplasmanında bizi katledip 1 hafta sonra içerideki alanya maçında ali palabıyık isimli tetikçiyle bizim adımıza sezonu daha başlamadan bitirmeye çalıştıklarını. mental olarak o maçın etkisinden çıkıp kendimizi dünya kupası arasına kayıpsız atamasak okan buruk ve galatasaray birlikteliği daha yolun başında bitebilirdi. hatırlayın, 2018-2019 sezonunda içeride ve dışarıdaki fenerbahçe maçlarında, içerideki rize maçında nasıl skandallarla engellemeye çalıştıklarını. “galatasaray’ın gerekirse hakemi de yenmesi gerektiğini” burası da dahil bir çok galatasaraylı kendine vazife bilmeye başlamıştı. ne alakaysa…
daha da geçmişe gitsek bunun örneği çok fazla. sürekli tetikte olmamız gerekiyor. bir bakarsınız sara’ya manasız bir kırmızı kart çıkmış. bir bakarsınız osimhen alakasız bir şekilde pfdk’ya tedbirli sevk edilmiş. daha üzerinden 1 yıl geçmedi; icardi’ye ankaragücü deplasmanında şortunu düzeltirken montaj görüntüler üzerinden takım otobüsüyle maça giderken ceza verildi. eşi benzeri görülmemiş bir olay daha yaşattılar bize ama o kadar alıştık ki çoğu galatasaraylı bunu unutmuştur bile. daha geçen hafta yunus akgün, üstelik “koy beşiktaş’a koy” kısmına gelmeden kesilen bir sosyal medya paylaşımı yüzünden pfdk’ya sevkedildi. rakibin, eline mikrofon alıp küfürlü tezahürat başlatan yöneticisi ve “bakın bakın şimdi size ne dinleteceğim” diye genel kurulda planlı, programlı şekilde küfürlü tezahürat açtırıp tempo tutturan başkanını kimse görmek bile istemedi. diğer büyük ortağın, elebaşının her kongrede, her ortamda yaptığı kural tanımaz işleri, züppelikleri, şımarıklıkları, ahlaksızlıkları saymıyorum bile.
tff başkanı adaylık sürecinden beri asıp kesiyor, okan buruk’un maçta kendi kendine söylenmesine bile efelenip kendince racon kesiyor ama beşiktaş’ın “düdük astıracağız” tehdidine tıpış tıpış boyun eğiyor. mhk başkanı programlara bağlanıp beşiktaş’a avukat, bize savcı kesiliyor.
tüm bunları hep göz önünde bulundurmamız lazım. unutmayın, galatasaray hiçbir zaman “sayesinde” değil, hep “rağmen” şampiyon olmuştur. eğer yine biz dik durursak, kendi takımımızı, oyuncularımızı yine kendimiz alaşağı etmezsek bunlar hiçbir şey yapamaz. yaptıkları tüm kötülükler ters teper ve giydirdiğimiz deli gömleğini arkadan bağlayıp hücreye kapatır, birbirlerini nasıl yediklerini büyük bir keyifle izleriz.
tek şartla; şımarıklık yapmadan, büyük bir metanet ve kudretle, başta hocamız olmak üzere bu forma için mücadele eden herkesin arkasında dimdik durarak.
ligin ilk 10 haftası itibarıyla sezonun en büyük şampiyon adayı olduğumuzu körün bile gözüne soka soka gösterdik. kaza kurşunu sayabileceğimiz kasımpaşa ve avrupa’da da umarım “sezonun nazar boncuğu oldu.” diyeceğimiz rfs kazaları olmasa çok rahat bir şekilde tulum çıkarabilirdik.
özellikle derbilerde, rakibe hiç umut vermeden aldığımız galibiyetler şer odaklarını, salıncak kardeşlerini ve onların yalağından nasiplenen asalakları fazlasıyla ürkütmüş durumda. o kadar şirazeleri kaydı ki kariyeri boyunca galatasaray’a büyük zararlar veren, en büyük emir erlerinden birini; arda kardeşler’i, sırf diğer hakemlere gözdağı vermek için harcama arefesindeler. aldığımız beşiktaş galibiyetinin üzerinden neredeyse 1 hafta geçti ama 7’den 77’ye hala sindirebilmiş değiller. bilmem kaçıncı defa umutlarının yerle yeksan olması onlara deli gömleği giydirmeye yetti. fenerbahçe tandanslı tüm şuursuzların feverân etmesi bu yüzden. örneğin galatasaray 10. olsa, beşiktaş’la kafa kafaya yarışta olsalar, galatasaray’a 3 penaltı, beşiktaş’a 4 kırmızı kart verilse “beşiktaşlı ağlaklığı da hiç çekilmiyor.” diye gülüp geçerlerdi. şimdi kendi yapamadıklarını beşiktaş da yapamayınca delirmiş vaziyetteler.
işte asıl mücadele şimdiden sonra başlıyor. hatırlayın, 2020-2021 sezonunda gümbür gümbür giderken, 8 maçlık seri yakalamışken, serinin en zayıf halkası olan ankaragücü maçında penaltı uydurup o zaman her maç gol atan yeni forvetimiz mustafa muhammed’e nasıl uydurma kırmızı verip yolumuzu kestiklerini. hatırlayın, 2021-2022 sezonunda avrupa’da namağlup ilerlerken en az 6 maç üst üste bariz skandalların üstüne bir de fatih terim’e ceza yağdırıp lige havlu attırdıklarını. hatırlayın, 2020-2021 sezonunda yine seri yapıp zirveye tutunmuşken sivas maçında nasıl doğranıp üstüne içerideki beşiktaş maçını seyircisiz oynattıktan sonra ligi erteleyip rüzgarımızı kestiklerini. hatırlayın, 2022-2023 sezonunun başında önce kayseri deplasmanında bizi katledip 1 hafta sonra içerideki alanya maçında ali palabıyık isimli tetikçiyle bizim adımıza sezonu daha başlamadan bitirmeye çalıştıklarını. mental olarak o maçın etkisinden çıkıp kendimizi dünya kupası arasına kayıpsız atamasak okan buruk ve galatasaray birlikteliği daha yolun başında bitebilirdi. hatırlayın, 2018-2019 sezonunda içeride ve dışarıdaki fenerbahçe maçlarında, içerideki rize maçında nasıl skandallarla engellemeye çalıştıklarını. “galatasaray’ın gerekirse hakemi de yenmesi gerektiğini” burası da dahil bir çok galatasaraylı kendine vazife bilmeye başlamıştı. ne alakaysa…
daha da geçmişe gitsek bunun örneği çok fazla. sürekli tetikte olmamız gerekiyor. bir bakarsınız sara’ya manasız bir kırmızı kart çıkmış. bir bakarsınız osimhen alakasız bir şekilde pfdk’ya tedbirli sevk edilmiş. daha üzerinden 1 yıl geçmedi; icardi’ye ankaragücü deplasmanında şortunu düzeltirken montaj görüntüler üzerinden takım otobüsüyle maça giderken ceza verildi. eşi benzeri görülmemiş bir olay daha yaşattılar bize ama o kadar alıştık ki çoğu galatasaraylı bunu unutmuştur bile. daha geçen hafta yunus akgün, üstelik “koy beşiktaş’a koy” kısmına gelmeden kesilen bir sosyal medya paylaşımı yüzünden pfdk’ya sevkedildi. rakibin, eline mikrofon alıp küfürlü tezahürat başlatan yöneticisi ve “bakın bakın şimdi size ne dinleteceğim” diye genel kurulda planlı, programlı şekilde küfürlü tezahürat açtırıp tempo tutturan başkanını kimse görmek bile istemedi. diğer büyük ortağın, elebaşının her kongrede, her ortamda yaptığı kural tanımaz işleri, züppelikleri, şımarıklıkları, ahlaksızlıkları saymıyorum bile.
tff başkanı adaylık sürecinden beri asıp kesiyor, okan buruk’un maçta kendi kendine söylenmesine bile efelenip kendince racon kesiyor ama beşiktaş’ın “düdük astıracağız” tehdidine tıpış tıpış boyun eğiyor. mhk başkanı programlara bağlanıp beşiktaş’a avukat, bize savcı kesiliyor.
tüm bunları hep göz önünde bulundurmamız lazım. unutmayın, galatasaray hiçbir zaman “sayesinde” değil, hep “rağmen” şampiyon olmuştur. eğer yine biz dik durursak, kendi takımımızı, oyuncularımızı yine kendimiz alaşağı etmezsek bunlar hiçbir şey yapamaz. yaptıkları tüm kötülükler ters teper ve giydirdiğimiz deli gömleğini arkadan bağlayıp hücreye kapatır, birbirlerini nasıl yediklerini büyük bir keyifle izleriz.
tek şartla; şımarıklık yapmadan, büyük bir metanet ve kudretle, başta hocamız olmak üzere bu forma için mücadele eden herkesin arkasında dimdik durarak.