445
üçlü defans mı, yoksa dörtlü savunma mı?
ıcardi ve osimhen yana yana oynar mı?
mertens ilk on bir mi başlar, sonradan mı oyuna girmeli?
osimhen'in transfer döneminin son günlerinde takıma katılmasından sonra canı sıkılanın sorduğu sorulardan bazıları yukarıda...
okan buruk'un galatasaray'ı iki sene arka arkaya şampiyon yapan bir sistemi vardı, iyi giden plan bozulmazdı ama gol atmak için "yaratılmış", gencecik, enerjik bir golcü "talih kuşu" olarak florya'ya konunca, "kapris" yapmaya da gerek yoktu...
bir teknik adam için hem zor hem de en zevkli "ev ödevi" başlıyordu, nasıl ir ilk onbirle, hangi rakibe karşı oynayacaktı...
iç sahada, taraftarın da desteğini arkasına alıp 12 kişi oynayacağını hesap eden okan buruk, elfsborg karşısına hücumda ıcardi ve osimhen ile başladı... aslında bunun bir provasını sonu pek mutlu bitmese de ligde kasımpaşa maçında yapmıştı... çift forvet ve arkasında mertens, onun sağ ve solunda da barış alper ve yunus. orta saha da sara ve torreira'ya emanet olacaktı. rakibin geçiş ataklarından, ki ben kontra deyimini daha çok severim, gol bulma oranın yüzde 60tan fazla olduğunu belirten okan buruk, savunmadaki kaan, sanchez ve apo üçlüsüne destek olarak barış ve yunus'un "ileri geri" mekik dokumasını istemişti...
kağıt üstünde planlandığı gibi de başladı oyun, galatasaray işten erkek çıkan ya da okulu kırıp saat 17.30 gibi alışık olmadığı bir saatte başlayan mücadeleye gelen taraftarının desteği ile rakip kaleye baskılı başladı, ıcardi ve osimhen'in kafalarında kaleci pettersson yızdızlaştı mertens ve barış'ın şutlarında savunma duvar ördü de ilk yarım saate gelirken osimhen'in savunma arkasına koşusu ve onun mertens'i görmesinde, ciro'nun babasının şutu direkleri salladı ama "kurt" ıcardi boş kaleye topu yuvarlamak için bekliyordu. gelen gol, rakibin de dengesini bozdu, on dakika sonra sara'nın ortasında apo'nun kafasında bir zamanlar lazio kalecisinin yaptığı gibi ısveçli kaleci de topu içeri alınca galatasaray iki farklı öne geçiverdi.
galatasaray, rakibini öyle bir boğmuştu ki, misafirler bir kaç geçiş hücumu denedi ama orada da savunma elemanları ve kaleci günay tetikteydi, hata yapmadılar ve sara'nın portföyünde ön plana çıkan savunma arkasına paslarında bu sefer barış topla buluştu, kontrol ve şut...
ilk yarı üç farkla sona erdi ama 45+'da peşi sıra ıcardi ve sanchez'in kornerlerden kaçan pozisyonları yarı gol değerindeydi, atmak kaçırmaktan daha kolaydı...
ikinci devre ıcardi partneri osimhen'e "sen de golü kutla" dercesine bir pas attı, nijeryalı değerlendiremedi ama deplasman ekibi o çok namlı olduğu paslı oyununu gösterdi ve sami yen'de siftahı yaptı. işlerin kasımpaşa maçına döneceği kimsenin aklına gelmezdi ki o "unutulmaz" maçta olduğu gibi uzun uzun incelemeler sonrası slovenyalı hakem var desteği ile barış'ın elle oynamasına penaltı çaldı ve elfsborg farkı bire indirdi.
golün hemen ardından barış hatasını affetirmek için ıcardi'ye "al da at" pası attı ama arjantinli forvet bu sefer "aşkın olayım"ı çaldıramadı ali sami yen'de. top galatasaraylı topçuların ayağındaydı, oyun ev sahibinin kontrolündeydi ama herkesin kafasında "acaba" sorusu vardı. ve son 10 dakikaya girilmişken, sahneye yunus çıktı, osimhen ile paslaşması sonrası ceza sahası içinde slalomlar yapıp, meşin yuvarlağı köşeye asıverdi...
tribünler tekrar havaya girmiş, zafer şarkıları söylerken, kuzeyliler inatçıydı, pes etmediler, baskı kurdular galatasaray kalesinde ve apo'nun çıkarken kaptırdığı topla da tekrar farkı bire indirip, ümitlendiler. onların gol için geldiği dakikalarda sanchez'in savunmadan pasında osimhen'in yerine oyuna giren batshuayi iyi kontrol ve kalecinin yanından topu filelerle kucaklaştırıp, stad hoperlörlerinde ismi anılırken, hakem çoktan ofsayt kararı verip, oyunu başlatmıştı...
ilk devresi bitmesini istemediğimiz bir macera filmi, ikinci yarısı ise ara ara korku öğeleri serpilmiş sıkıcı bir sanat filmi tadında olan uefa avrupa ligi üçüncü haftasındaki elfsborg maçını galatasaray dört gol atıp, kalesinde üç gol görerek tamamladı ve 7 puanla maç fazlasıyla zirveye oturdu... darısı 15 gün sonra oynanacak olan tottenham maçına...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y4-3if-elfsborg.html
ıcardi ve osimhen yana yana oynar mı?
mertens ilk on bir mi başlar, sonradan mı oyuna girmeli?
osimhen'in transfer döneminin son günlerinde takıma katılmasından sonra canı sıkılanın sorduğu sorulardan bazıları yukarıda...
okan buruk'un galatasaray'ı iki sene arka arkaya şampiyon yapan bir sistemi vardı, iyi giden plan bozulmazdı ama gol atmak için "yaratılmış", gencecik, enerjik bir golcü "talih kuşu" olarak florya'ya konunca, "kapris" yapmaya da gerek yoktu...
bir teknik adam için hem zor hem de en zevkli "ev ödevi" başlıyordu, nasıl ir ilk onbirle, hangi rakibe karşı oynayacaktı...
iç sahada, taraftarın da desteğini arkasına alıp 12 kişi oynayacağını hesap eden okan buruk, elfsborg karşısına hücumda ıcardi ve osimhen ile başladı... aslında bunun bir provasını sonu pek mutlu bitmese de ligde kasımpaşa maçında yapmıştı... çift forvet ve arkasında mertens, onun sağ ve solunda da barış alper ve yunus. orta saha da sara ve torreira'ya emanet olacaktı. rakibin geçiş ataklarından, ki ben kontra deyimini daha çok severim, gol bulma oranın yüzde 60tan fazla olduğunu belirten okan buruk, savunmadaki kaan, sanchez ve apo üçlüsüne destek olarak barış ve yunus'un "ileri geri" mekik dokumasını istemişti...
kağıt üstünde planlandığı gibi de başladı oyun, galatasaray işten erkek çıkan ya da okulu kırıp saat 17.30 gibi alışık olmadığı bir saatte başlayan mücadeleye gelen taraftarının desteği ile rakip kaleye baskılı başladı, ıcardi ve osimhen'in kafalarında kaleci pettersson yızdızlaştı mertens ve barış'ın şutlarında savunma duvar ördü de ilk yarım saate gelirken osimhen'in savunma arkasına koşusu ve onun mertens'i görmesinde, ciro'nun babasının şutu direkleri salladı ama "kurt" ıcardi boş kaleye topu yuvarlamak için bekliyordu. gelen gol, rakibin de dengesini bozdu, on dakika sonra sara'nın ortasında apo'nun kafasında bir zamanlar lazio kalecisinin yaptığı gibi ısveçli kaleci de topu içeri alınca galatasaray iki farklı öne geçiverdi.
galatasaray, rakibini öyle bir boğmuştu ki, misafirler bir kaç geçiş hücumu denedi ama orada da savunma elemanları ve kaleci günay tetikteydi, hata yapmadılar ve sara'nın portföyünde ön plana çıkan savunma arkasına paslarında bu sefer barış topla buluştu, kontrol ve şut...
ilk yarı üç farkla sona erdi ama 45+'da peşi sıra ıcardi ve sanchez'in kornerlerden kaçan pozisyonları yarı gol değerindeydi, atmak kaçırmaktan daha kolaydı...
ikinci devre ıcardi partneri osimhen'e "sen de golü kutla" dercesine bir pas attı, nijeryalı değerlendiremedi ama deplasman ekibi o çok namlı olduğu paslı oyununu gösterdi ve sami yen'de siftahı yaptı. işlerin kasımpaşa maçına döneceği kimsenin aklına gelmezdi ki o "unutulmaz" maçta olduğu gibi uzun uzun incelemeler sonrası slovenyalı hakem var desteği ile barış'ın elle oynamasına penaltı çaldı ve elfsborg farkı bire indirdi.
golün hemen ardından barış hatasını affetirmek için ıcardi'ye "al da at" pası attı ama arjantinli forvet bu sefer "aşkın olayım"ı çaldıramadı ali sami yen'de. top galatasaraylı topçuların ayağındaydı, oyun ev sahibinin kontrolündeydi ama herkesin kafasında "acaba" sorusu vardı. ve son 10 dakikaya girilmişken, sahneye yunus çıktı, osimhen ile paslaşması sonrası ceza sahası içinde slalomlar yapıp, meşin yuvarlağı köşeye asıverdi...
tribünler tekrar havaya girmiş, zafer şarkıları söylerken, kuzeyliler inatçıydı, pes etmediler, baskı kurdular galatasaray kalesinde ve apo'nun çıkarken kaptırdığı topla da tekrar farkı bire indirip, ümitlendiler. onların gol için geldiği dakikalarda sanchez'in savunmadan pasında osimhen'in yerine oyuna giren batshuayi iyi kontrol ve kalecinin yanından topu filelerle kucaklaştırıp, stad hoperlörlerinde ismi anılırken, hakem çoktan ofsayt kararı verip, oyunu başlatmıştı...
ilk devresi bitmesini istemediğimiz bir macera filmi, ikinci yarısı ise ara ara korku öğeleri serpilmiş sıkıcı bir sanat filmi tadında olan uefa avrupa ligi üçüncü haftasındaki elfsborg maçını galatasaray dört gol atıp, kalesinde üç gol görerek tamamladı ve 7 puanla maç fazlasıyla zirveye oturdu... darısı 15 gün sonra oynanacak olan tottenham maçına...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y4-3if-elfsborg.html