13
dünya kupasının açılış mücadelesi.
4 yıldır beklenilen dünya kupası başlarken, beklentiler üst düzeydeydi elbette. dünya yüzünde milyonlarca erkeğin ekran başına kitleneceği, bir kısmının bu yüzden sevgilisiyle kavga edeceği, bir kısmının belki de ilişkisine bile çomak sokabilecek bir ay başlıyordu ve yedisinden yetmişine herkes futbola doymayı istiyordu.
bu beklentiler eşliğinde önce açılış töreni, sonrasında güney afrika – meksika maçıyla turnuva fiilen başlamış olacaktı. maç öncesi bize hakan can’ı reva gören trt, maç boyunca da vuvuzeladan daha çok kafa ütüleyen ömer üründül’ü dinletecekti ekran başındakilere.
özbek hakemin düdüğüyle maç başladı. maçın başlamasıyla birlikle beklerin sürekli ileri çıkmasıyla üçlü defans oynayan bir meksika gördük ve kanatları kullanmaya çalıştılar. güney afrika ise meksika’nın boğucu baskısı karşısında uzun toplar kullandı fakat etkisiz oldu. meksika’da toplar bi r şekilde mutlaka dos santos’un ayağına değdi ve bu ilk bölümde benim en beğendiğim isim 6 numaralı gerardo torrado’ydu. onuncu dakika civarında denge sağlanmış gibi olurken dos santos kontra atakta inanılmaz bir vuruş yaptı fakat çerçeveyi bulamayınca fiyatı iki katına çıkmamış oldu. afrika zaman zaman saman alevi gibi atak yaparken bu kontra ataklarda topu çok iyi saklayabilen ve tek toplarla da pozisyon bulabilen bir takım gördük. nitekim otuzuncu dakikada da net bir fırsat kaçırdılar mphela ile.
bu kontraataklar dışında meksika güney afrika’ya hiç top yaptırmazken ilk yarı sonunda bir duran topta golü buldular fakat doğru bir kararla gol iptal edildi. meksika forveti guillermo franco her iki kaledeki kornerlerde ve zaman zaman da meksika ataklarında hava toplarında etkiliydi. afrika’da ise sağbek gaxa bindirmeleriyle dikkatimi çekti ilk yarının sonlarında. son 5 dakikalık bölümde afrika üstünlüğü vardı zaten fakat gol olmadan devre arasına girildi. meksika ilk yarıda hep sağ kanattan dos santos’la atak yapmıştı ve ikinci yarıya başlarken güney afrika’da thwala çıkıp masilela girdi.
ikinci yarı başlarken meksika’nın ilk yarıdaki inanılmaz presinden dolayı yorulabileceğini düşünmüştüm. ilk dakikalarda meksika isabetsiz pas atmaya başladı ve afrika da daha toplu göründü. meksika bu bölümde sol kanattan atak yapmaya çalıştı. guardado da bu bölümde oyuna dahil oynadı bence maçın başından beri oynaması gerekirken.
dakikalar 55’i gösterirken güney afrika ilk yarıdaki gibi mükemmel paslaşmalar sonucunda çok iyi bir kontraatakta meksika kalecisi ömer çatkıç’ın da ufak bir hatasıyla turnuvanın ilk golü attı. golü atan oyuncu ise ömer üründül’ün deyimiyle çabalama, afrika dilindeyse tshabalala’ydı. bu dakikadan sonra afrika’nın kendisine güveni geldi ve pres yaparak üstünlüğü eline geçirdi. tshabalala da çok iyi bir oyun sergiledi ve bu maç sonrasında werder bremen’in kıskacı altına girdi. aynı zamanda ilk yarıda dikkatimi çeken gaxa da harika oynadı.
maçın sonlarına doğru oyunun temposu iyice düştü, 1-0 bitecek diye beklerken çok büyük bir yerleşim hatası sonucu meksika rafael marquez ile golü bulmayı başardı. güney afrika’nın çok şey beklediği pienaar da etkisiz oyunu sonucu oyundan alındı. maçın son anlarında topu doksan boyunca oyuna çok iyi sokan khune’nin degajında mphela pozisyona girdi fakat direk gole izin vermedi ve maç 1-1 sona erdi.
dikkat çekenler:
khune: güney afrika kalecisi dos santos’un ikinci yarıdaki doksana giden sert şutunu mükemmel çıkardı. maç boyunca birkaç kritik kurtarışa imza attı ve oyunu da çok iyi başlatmasıyla dikkatimi çekti. cordoba’dan bu yana bu özellikte bir kaleci izlediğimi hatırlamıyorum. tek falsosu olarak vuvuzela sesini yetersiz bulduğunu açıklaması dikkatimi çekti.
gaxa: afrika sağbeki gaxa maç boyunca defansif anlamda ortalama oynarken, hücumdaki bindirmeleriyle dikkatimi çekti.
tshabalala: muhsin ertuğral’ın dediğine göre devre arasında sivasspor’un almaya çalıştığı futbolcu gerçekten çok iyi oynadı ve ismini duyurdu. avrupa’ya da transfer kapısını açtı diyebilirim. goldeki mükemmel vuruşu ve sol kanattan birkaç etkili ortasıyla dikkatimi çekti.
torrado: maç boyunca özellikle ilk yarıdaki etkili presiyle ve ileriye doğru verdiği dikine paslarla göz doldurdu diyebilirim.
giovani dos santos: eski? genç yıldızımızın meksika’nın girdiği her pozisyonda parmağı vardı ve mükemmel bir futbol oynadı, kendini gösterdi ilk maçtan daha. galatasaray’daki şanssızlığı güney afrika’da da yakasını bırakmadı maalesef.
4 yıldır beklenilen dünya kupası başlarken, beklentiler üst düzeydeydi elbette. dünya yüzünde milyonlarca erkeğin ekran başına kitleneceği, bir kısmının bu yüzden sevgilisiyle kavga edeceği, bir kısmının belki de ilişkisine bile çomak sokabilecek bir ay başlıyordu ve yedisinden yetmişine herkes futbola doymayı istiyordu.
bu beklentiler eşliğinde önce açılış töreni, sonrasında güney afrika – meksika maçıyla turnuva fiilen başlamış olacaktı. maç öncesi bize hakan can’ı reva gören trt, maç boyunca da vuvuzeladan daha çok kafa ütüleyen ömer üründül’ü dinletecekti ekran başındakilere.
özbek hakemin düdüğüyle maç başladı. maçın başlamasıyla birlikle beklerin sürekli ileri çıkmasıyla üçlü defans oynayan bir meksika gördük ve kanatları kullanmaya çalıştılar. güney afrika ise meksika’nın boğucu baskısı karşısında uzun toplar kullandı fakat etkisiz oldu. meksika’da toplar bi r şekilde mutlaka dos santos’un ayağına değdi ve bu ilk bölümde benim en beğendiğim isim 6 numaralı gerardo torrado’ydu. onuncu dakika civarında denge sağlanmış gibi olurken dos santos kontra atakta inanılmaz bir vuruş yaptı fakat çerçeveyi bulamayınca fiyatı iki katına çıkmamış oldu. afrika zaman zaman saman alevi gibi atak yaparken bu kontra ataklarda topu çok iyi saklayabilen ve tek toplarla da pozisyon bulabilen bir takım gördük. nitekim otuzuncu dakikada da net bir fırsat kaçırdılar mphela ile.
bu kontraataklar dışında meksika güney afrika’ya hiç top yaptırmazken ilk yarı sonunda bir duran topta golü buldular fakat doğru bir kararla gol iptal edildi. meksika forveti guillermo franco her iki kaledeki kornerlerde ve zaman zaman da meksika ataklarında hava toplarında etkiliydi. afrika’da ise sağbek gaxa bindirmeleriyle dikkatimi çekti ilk yarının sonlarında. son 5 dakikalık bölümde afrika üstünlüğü vardı zaten fakat gol olmadan devre arasına girildi. meksika ilk yarıda hep sağ kanattan dos santos’la atak yapmıştı ve ikinci yarıya başlarken güney afrika’da thwala çıkıp masilela girdi.
ikinci yarı başlarken meksika’nın ilk yarıdaki inanılmaz presinden dolayı yorulabileceğini düşünmüştüm. ilk dakikalarda meksika isabetsiz pas atmaya başladı ve afrika da daha toplu göründü. meksika bu bölümde sol kanattan atak yapmaya çalıştı. guardado da bu bölümde oyuna dahil oynadı bence maçın başından beri oynaması gerekirken.
dakikalar 55’i gösterirken güney afrika ilk yarıdaki gibi mükemmel paslaşmalar sonucunda çok iyi bir kontraatakta meksika kalecisi ömer çatkıç’ın da ufak bir hatasıyla turnuvanın ilk golü attı. golü atan oyuncu ise ömer üründül’ün deyimiyle çabalama, afrika dilindeyse tshabalala’ydı. bu dakikadan sonra afrika’nın kendisine güveni geldi ve pres yaparak üstünlüğü eline geçirdi. tshabalala da çok iyi bir oyun sergiledi ve bu maç sonrasında werder bremen’in kıskacı altına girdi. aynı zamanda ilk yarıda dikkatimi çeken gaxa da harika oynadı.
maçın sonlarına doğru oyunun temposu iyice düştü, 1-0 bitecek diye beklerken çok büyük bir yerleşim hatası sonucu meksika rafael marquez ile golü bulmayı başardı. güney afrika’nın çok şey beklediği pienaar da etkisiz oyunu sonucu oyundan alındı. maçın son anlarında topu doksan boyunca oyuna çok iyi sokan khune’nin degajında mphela pozisyona girdi fakat direk gole izin vermedi ve maç 1-1 sona erdi.
dikkat çekenler:
khune: güney afrika kalecisi dos santos’un ikinci yarıdaki doksana giden sert şutunu mükemmel çıkardı. maç boyunca birkaç kritik kurtarışa imza attı ve oyunu da çok iyi başlatmasıyla dikkatimi çekti. cordoba’dan bu yana bu özellikte bir kaleci izlediğimi hatırlamıyorum. tek falsosu olarak vuvuzela sesini yetersiz bulduğunu açıklaması dikkatimi çekti.
gaxa: afrika sağbeki gaxa maç boyunca defansif anlamda ortalama oynarken, hücumdaki bindirmeleriyle dikkatimi çekti.
tshabalala: muhsin ertuğral’ın dediğine göre devre arasında sivasspor’un almaya çalıştığı futbolcu gerçekten çok iyi oynadı ve ismini duyurdu. avrupa’ya da transfer kapısını açtı diyebilirim. goldeki mükemmel vuruşu ve sol kanattan birkaç etkili ortasıyla dikkatimi çekti.
torrado: maç boyunca özellikle ilk yarıdaki etkili presiyle ve ileriye doğru verdiği dikine paslarla göz doldurdu diyebilirim.
giovani dos santos: eski? genç yıldızımızın meksika’nın girdiği her pozisyonda parmağı vardı ve mükemmel bir futbol oynadı, kendini gösterdi ilk maçtan daha. galatasaray’daki şanssızlığı güney afrika’da da yakasını bırakmadı maalesef.