14951
kendisi için yapılan karalama kampanyası dolu dizgin devam etmekte, ve en acıklı olanı da galatasaray taraftarı ya da kendilerini bu guruba dahil görenler tarafından da alıcısı oluyor bu kampanyanın.
bu alıcılar da hep galatasaray da eleştiri kültürü vardır söyleminin arkasına saklanıyorlar. eleştiri ve terbiyesizliğin, yapıcı veya yıkıcı olmanın farkını yok sayar bir şekilde hem de.
eleştiri elbette yapılır, ama o eleştiriyi yaparken kullanılan dil, üslup ve içerik o söyleneni bir yere koyar; ya hakikaten eleştiri olur, ya da terbiyesizlik sosuna bulanmış karalama...
çok benzerlerini uzunca süreler fatih terim ile de yaşadık, o günleri yaşayanlar hatırlayacaktır. özellikle son döneminden bir çok örnek sözlüğümüzde bile hali hazırda yerinde duruyor, isteyen biraz geri gidip başlığında yazılanları okuyabilir.
sosyal medya'nın , influencerların, yeni nesil doyumsuzluğunun, yaşantısında istediği gibi gitmeyen bir şeylerin acısını çıkartmak için başka şeylere saldıranların freni patlamış kamyon gibi kol gezdiği günümüzde maalesef hem ülke insanımızın hem de galatasarayın değerlerinin yavaş yavaş yok olduğunu görmek çok üzüyor insanı.
sabır , sebat, dinginlik, alçak gönüllülük gibi galatasaray ile özdeşleşmiş değerlerimizin el birliği ile yok edildiğini gözlemlemek acı verici.
sabrettiğiniz için biatçı oluyorsunuz...
sebat ettiğiniz için eleştirel bakamadığınız söyleniyor...
dinginliğinizi koruduğunuz için polyannacı oluyorsunuz...
alçak gönüllü davrandığınızda tuzu kuru oluyorsunuz...
4-0, 5-0, 6-0 lardan sonra bu kulüp ve futbol takımı nerelere gitti, neler yaptı, neler kazandı çok şükür hatırlıyorum. şimdikilerin asrın felaketi dediği maçlardan ve sonuçlardan çok daha kötülerini yaşamış biri olarak o durumlarda daha yüksek sesle galatasaraylıyım dedim göğsümü gere gere...
kerem aktürkoğlunu bu tarz bir karalama kampanyasına yedirmiştir galatasaray taraftarı, aksini iddia edenle konuşmam bile... şimdi çok benzerleri mauro icardi, barış alper yılmaz, fernando muslera ve okan buruk için yapılmakta.
yeri geldiğinde robinson zapatayı, mbo mpenzayı, juan pablo pinoyu, jan olde reikerinki bile destekleyen bu taraftarın; kendisine değer katmış, sayısız kupalar kazandırmış, başarıdan başarıya koşturmuş isimlere eleştiri maskesi altında terbiyesiz, ahlaksız ve her şeyden önce vefasızca saldırmasına gönlüm el vermiyor benim. form düşer, çıkar... önemli olan sene sonu karnesinde ne olacağıdır. amaç üzüm yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil.
okan buruk geçtiğimiz iki sene boyunca kazandıkları, kırdığı rekorlar ve bize yaşattıklarıyla bir değerdir galatasaray için. elimizdeki değerin farkına varması gerekiyor herkesin, ve yaşananları daha iyi analiz etmesi gerekiyor özellikle sosyal medya taraftarlarının.*
ben de iyi oyun görmek istiyorum, ben de avrupa'da başarı istiyorum, ben de gerçek beşinci yıldızı takmak istiyorum... bunların hiç birini okan buruk'a rağmen değil onunla birlikte yapabileceğimize inanıyorum/biliyorum. bana bunu hayal ettirdi çünkü başardıklarıyla. ilk tökezlemelerinde frankenstein ı kovalayan köylüler gibi tırpan ve meşaleleri çekip onu değersizleştirmek, onu amiyane tabirle boklamak, ona saldırmak ve yıpratmak değil; ona destek olup, yapıcı bir tutum sergileyip, arkasında durup ona güvenmek bunun yolu.
kenetlenin başka galatasaray yok
bu alıcılar da hep galatasaray da eleştiri kültürü vardır söyleminin arkasına saklanıyorlar. eleştiri ve terbiyesizliğin, yapıcı veya yıkıcı olmanın farkını yok sayar bir şekilde hem de.
eleştiri elbette yapılır, ama o eleştiriyi yaparken kullanılan dil, üslup ve içerik o söyleneni bir yere koyar; ya hakikaten eleştiri olur, ya da terbiyesizlik sosuna bulanmış karalama...
çok benzerlerini uzunca süreler fatih terim ile de yaşadık, o günleri yaşayanlar hatırlayacaktır. özellikle son döneminden bir çok örnek sözlüğümüzde bile hali hazırda yerinde duruyor, isteyen biraz geri gidip başlığında yazılanları okuyabilir.
sosyal medya'nın , influencerların, yeni nesil doyumsuzluğunun, yaşantısında istediği gibi gitmeyen bir şeylerin acısını çıkartmak için başka şeylere saldıranların freni patlamış kamyon gibi kol gezdiği günümüzde maalesef hem ülke insanımızın hem de galatasarayın değerlerinin yavaş yavaş yok olduğunu görmek çok üzüyor insanı.
sabır , sebat, dinginlik, alçak gönüllülük gibi galatasaray ile özdeşleşmiş değerlerimizin el birliği ile yok edildiğini gözlemlemek acı verici.
sabrettiğiniz için biatçı oluyorsunuz...
sebat ettiğiniz için eleştirel bakamadığınız söyleniyor...
dinginliğinizi koruduğunuz için polyannacı oluyorsunuz...
alçak gönüllü davrandığınızda tuzu kuru oluyorsunuz...
4-0, 5-0, 6-0 lardan sonra bu kulüp ve futbol takımı nerelere gitti, neler yaptı, neler kazandı çok şükür hatırlıyorum. şimdikilerin asrın felaketi dediği maçlardan ve sonuçlardan çok daha kötülerini yaşamış biri olarak o durumlarda daha yüksek sesle galatasaraylıyım dedim göğsümü gere gere...
kerem aktürkoğlunu bu tarz bir karalama kampanyasına yedirmiştir galatasaray taraftarı, aksini iddia edenle konuşmam bile... şimdi çok benzerleri mauro icardi, barış alper yılmaz, fernando muslera ve okan buruk için yapılmakta.
yeri geldiğinde robinson zapatayı, mbo mpenzayı, juan pablo pinoyu, jan olde reikerinki bile destekleyen bu taraftarın; kendisine değer katmış, sayısız kupalar kazandırmış, başarıdan başarıya koşturmuş isimlere eleştiri maskesi altında terbiyesiz, ahlaksız ve her şeyden önce vefasızca saldırmasına gönlüm el vermiyor benim. form düşer, çıkar... önemli olan sene sonu karnesinde ne olacağıdır. amaç üzüm yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil.
okan buruk geçtiğimiz iki sene boyunca kazandıkları, kırdığı rekorlar ve bize yaşattıklarıyla bir değerdir galatasaray için. elimizdeki değerin farkına varması gerekiyor herkesin, ve yaşananları daha iyi analiz etmesi gerekiyor özellikle sosyal medya taraftarlarının.*
ben de iyi oyun görmek istiyorum, ben de avrupa'da başarı istiyorum, ben de gerçek beşinci yıldızı takmak istiyorum... bunların hiç birini okan buruk'a rağmen değil onunla birlikte yapabileceğimize inanıyorum/biliyorum. bana bunu hayal ettirdi çünkü başardıklarıyla. ilk tökezlemelerinde frankenstein ı kovalayan köylüler gibi tırpan ve meşaleleri çekip onu değersizleştirmek, onu amiyane tabirle boklamak, ona saldırmak ve yıpratmak değil; ona destek olup, yapıcı bir tutum sergileyip, arkasında durup ona güvenmek bunun yolu.
kenetlenin başka galatasaray yok