63
artık birden çok "yürüyen" oyuncuyu kaldıramadığımız ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum. 5 gol attık son iki maçta, bakın; az değil bu aslında. ancak 5 gol de yedik, asıl sıkıntı bu. çünkü takımda direnç yok. yorgunluğa bağlı, rehavete bağlı, oyuncu seçimlerine / dizilişe / oyun yapısına bağlı vs. bunların hepsini çözebileceğimiz seçenek; farklı karakterde oyuncuları takıma monte etmek. diziliş gerekirse aynı kalsın, oyun karakteri farklı olması lazım adamların. ya da hem diziliş hem oyun karakteri farklı adamlar oynasın.
bizim oyunumuzun temeli hücum prese dayanıyor, onu yapamadığımız anda bitiyoruz. mauro icardi oyun karakteri nedeniyle pres yapabilecek biri değil. sıkışık fikstürde bu yaşta artık 90 dakika çıkaramayacak olan dries mertens de zaten ilk 11'de. barış alper yılmaz eski gücünde kuvvetinde değil, adam dur durak demeden aylardır maça çıkıyor ve oyun karakteri gereği çok yorulmuştur. yunus akgün bu 4'lü içinde en formda olanı ama onun da oyun karakterinde aslında defans yok. ingiltere yaramış kendisine ama dediğim gibi bu özellik bakımdan seviyesi ortalama. tüm bunlara ek olarak orta sahalardan biri de bana göre tam bir sekiz numara olmayan; en fazla 8,5 diyebileceğimiz gabriel sara. yani, oynatmak istenilen oyuna uymayacak bir 5'li.
kendisini izlemedim hiç önceki takımlarında ama roland sallai artık bir ilk 11 denenebilir. anlatıldığı oyun karakteri doğruysa aradığımız hücumdaki kan kendisidir. barış da dinlenmiş olur. mertens'i ölümüne kullanmak yerine o bölgeye sara çekilip orta alana daha dirençli biri konulabilir * böylece daha dinlenmiş ve prese yatkın bir sağ kanat, yine 90 dakika çıkarabilecek pres de yapabilen bir 10 numara ile ön bölgedeki ısırganlığımızı arttırırız. yunus ve sara orta sahadan skor yüküne katkıda bulunan oyuncular zaten oynamış olur. önde presimiz sonuç verdiğinde de icardi daha çok topla buluşup skor katkısını arttırabilir. icardi'nin alameti farikası zaten bir şekilde adamı ceza alanında topla buluşmak ve gol atmak. geriye gelip oyun kurmasa da olur. hem bu mantıkla orta alanı da dirençlendirip lucas torreira'yı da az buçuk dinlendirebiliriz.
top önde kalırsa zaten geriye çok koşmayacağımızdan bekler de otomatik dinlenmiş olacaktır. aksi takdirde bekler git-gel ölüyor resmen.
bizim oyunumuzun temeli hücum prese dayanıyor, onu yapamadığımız anda bitiyoruz. mauro icardi oyun karakteri nedeniyle pres yapabilecek biri değil. sıkışık fikstürde bu yaşta artık 90 dakika çıkaramayacak olan dries mertens de zaten ilk 11'de. barış alper yılmaz eski gücünde kuvvetinde değil, adam dur durak demeden aylardır maça çıkıyor ve oyun karakteri gereği çok yorulmuştur. yunus akgün bu 4'lü içinde en formda olanı ama onun da oyun karakterinde aslında defans yok. ingiltere yaramış kendisine ama dediğim gibi bu özellik bakımdan seviyesi ortalama. tüm bunlara ek olarak orta sahalardan biri de bana göre tam bir sekiz numara olmayan; en fazla 8,5 diyebileceğimiz gabriel sara. yani, oynatmak istenilen oyuna uymayacak bir 5'li.
kendisini izlemedim hiç önceki takımlarında ama roland sallai artık bir ilk 11 denenebilir. anlatıldığı oyun karakteri doğruysa aradığımız hücumdaki kan kendisidir. barış da dinlenmiş olur. mertens'i ölümüne kullanmak yerine o bölgeye sara çekilip orta alana daha dirençli biri konulabilir * böylece daha dinlenmiş ve prese yatkın bir sağ kanat, yine 90 dakika çıkarabilecek pres de yapabilen bir 10 numara ile ön bölgedeki ısırganlığımızı arttırırız. yunus ve sara orta sahadan skor yüküne katkıda bulunan oyuncular zaten oynamış olur. önde presimiz sonuç verdiğinde de icardi daha çok topla buluşup skor katkısını arttırabilir. icardi'nin alameti farikası zaten bir şekilde adamı ceza alanında topla buluşmak ve gol atmak. geriye gelip oyun kurmasa da olur. hem bu mantıkla orta alanı da dirençlendirip lucas torreira'yı da az buçuk dinlendirebiliriz.
top önde kalırsa zaten geriye çok koşmayacağımızdan bekler de otomatik dinlenmiş olacaktır. aksi takdirde bekler git-gel ölüyor resmen.