14195
(bkz: #4037442)
bizim takımın teknik direktörü olduğunda onu en çok savunan kişilerden biri olmuşumdur muhtemelen. zaten en beğenilen entrymden de bu durum anlaşılabilir. iki senedir, kopenhag, hatta prag maçlarından sonra bile hakkında en ufak bir eleştirim olmadı. bu sezon başında hazırlık maçlarıyla başlayan ve beni tedirgin eden bir durum oldu. acaba takımın ihtiyaç duyduğu değişim olmayacak mı? aynı şekilde mi devam edeceğiz yoksa?
süper kupa maçından sonra o skoru bile kabullendim, yine eleştirmedim, kendi içimde bağırmadım, çağırmadım. ama young boys maçları benim için bir kırılma anı yaşattı. bizden çok daha kötü bir takıma karşı oynadığımız oyunlar, rövanşta değiştirilmeyen oyun düzeni beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. bu maçla birlikte okan hoca’nın taraftara üstten bakar gibi açıklamaları, tuhaf bahaneler dile getirmesi, gelişimi çalışarak değil sürekli oyuncu değiştirerek aramaya çalışması bana her şeyiyle sonu çok ama çok kötü biten fatih terim döneminin başlangıcını anımsattı. ligin ilk haftasındaki hatayspor maçında bile aynı şeylerin devam etmesi ciddi soru işaretleri oluştu. ben galatasaray taraftarıyım. hem de 40 yıldır. inat uğruna takıma zarar verecek kişi babam da eleştiririm. yoksa okan hoca’yı sevmediğimden değil.
gelelim maç öncesine. çıkan kadro, haftalardır oynayan takım ve düzende çıktı. okan hoca maç öncesinde yunus ve mertens’in artan formu var deyince de biz her takıma aynı oyunu oynayarak birgün duvara fena toslayacağız diye düşündüm ve o maçın bu maç olabileceğini ciddi şekilde düşündüm. maç öncesi aileceknakşam yemeğine oturduk, düşünmekten yemek bile yiyemedim.
maç başladığında 9. dakikada szymanski’nin ilk poziyonu ile beklerin merkeze gelmesi ile arkada bıraktığımız boşlukta sürekli maximin ile oynamaları beni çok endişelendirdi. çünkü aynı şekilde devam ediyorduk. fakat kısa bir süre sonra biz golü bulunca dünya tersine döndü. bunu da yapan okan buruk idi. bunu da yunus akgün üzerinden yaptı. zamanında fatih terim’in emre çolak ile yaptığını okan hoca yunus’u sol çizgiden çok sol içe kaydırarak orta sahadaki zayıflığımızı ciddi şekilde kapattı. mertens’i yumuşak orta sahanın bir parçası olmaktan çıkararak ikinci forvet gibi serbest alana çekti ve bu şekilde ciddi üstünlük kurduk.
işte benim beklediğim şeyler tam olarak bunlardı. oynattığı oyuna saplanıp kalmadığını görmek bile bir umut ışığı olacaktı, oldu da.
bugün yunus ile yaptığını başka bir maçta sallai ile de yapabilir, hatta bu kişi yusuf demir bile olabilir ama yunus olağanüstü bir performans göstererek bütün dengeleri değiştirdi.
kendisine bundan dolayı çok teşekkür ederim. maç öncesi girdide yazdığım gibi dünyanın en g.t olmuş galatasaray taraftarlarından birisi olarak huzurla uyudum. umarım başarıları devam eder.
bizim takımın teknik direktörü olduğunda onu en çok savunan kişilerden biri olmuşumdur muhtemelen. zaten en beğenilen entrymden de bu durum anlaşılabilir. iki senedir, kopenhag, hatta prag maçlarından sonra bile hakkında en ufak bir eleştirim olmadı. bu sezon başında hazırlık maçlarıyla başlayan ve beni tedirgin eden bir durum oldu. acaba takımın ihtiyaç duyduğu değişim olmayacak mı? aynı şekilde mi devam edeceğiz yoksa?
süper kupa maçından sonra o skoru bile kabullendim, yine eleştirmedim, kendi içimde bağırmadım, çağırmadım. ama young boys maçları benim için bir kırılma anı yaşattı. bizden çok daha kötü bir takıma karşı oynadığımız oyunlar, rövanşta değiştirilmeyen oyun düzeni beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. bu maçla birlikte okan hoca’nın taraftara üstten bakar gibi açıklamaları, tuhaf bahaneler dile getirmesi, gelişimi çalışarak değil sürekli oyuncu değiştirerek aramaya çalışması bana her şeyiyle sonu çok ama çok kötü biten fatih terim döneminin başlangıcını anımsattı. ligin ilk haftasındaki hatayspor maçında bile aynı şeylerin devam etmesi ciddi soru işaretleri oluştu. ben galatasaray taraftarıyım. hem de 40 yıldır. inat uğruna takıma zarar verecek kişi babam da eleştiririm. yoksa okan hoca’yı sevmediğimden değil.
gelelim maç öncesine. çıkan kadro, haftalardır oynayan takım ve düzende çıktı. okan hoca maç öncesinde yunus ve mertens’in artan formu var deyince de biz her takıma aynı oyunu oynayarak birgün duvara fena toslayacağız diye düşündüm ve o maçın bu maç olabileceğini ciddi şekilde düşündüm. maç öncesi aileceknakşam yemeğine oturduk, düşünmekten yemek bile yiyemedim.
maç başladığında 9. dakikada szymanski’nin ilk poziyonu ile beklerin merkeze gelmesi ile arkada bıraktığımız boşlukta sürekli maximin ile oynamaları beni çok endişelendirdi. çünkü aynı şekilde devam ediyorduk. fakat kısa bir süre sonra biz golü bulunca dünya tersine döndü. bunu da yapan okan buruk idi. bunu da yunus akgün üzerinden yaptı. zamanında fatih terim’in emre çolak ile yaptığını okan hoca yunus’u sol çizgiden çok sol içe kaydırarak orta sahadaki zayıflığımızı ciddi şekilde kapattı. mertens’i yumuşak orta sahanın bir parçası olmaktan çıkararak ikinci forvet gibi serbest alana çekti ve bu şekilde ciddi üstünlük kurduk.
işte benim beklediğim şeyler tam olarak bunlardı. oynattığı oyuna saplanıp kalmadığını görmek bile bir umut ışığı olacaktı, oldu da.
bugün yunus ile yaptığını başka bir maçta sallai ile de yapabilir, hatta bu kişi yusuf demir bile olabilir ama yunus olağanüstü bir performans göstererek bütün dengeleri değiştirdi.
kendisine bundan dolayı çok teşekkür ederim. maç öncesi girdide yazdığım gibi dünyanın en g.t olmuş galatasaray taraftarlarından birisi olarak huzurla uyudum. umarım başarıları devam eder.