13779
elindeki kadronun kalitesi açısından bir fikir vermesi açısından yazacağım;
iki maçta da yenemediği kopenhag'ın banko sağ beki olarak oynayan elias jelert'i transfer ettirip, seviye olarak yetersiz bulan teknik direktör.
gidip manchester city'ye elenmiyoruz, elendiğimiz takımlar kopenhag, sparta prag, young boys. iki maçta bayern münih'e kafa tuttu (sonucunda ikisinde de yenildi üstelik) diye havaya girildi de, bayern münih-galatasaray kadro kalitesi farkı galatasaray-kopenhag/sparta prag/young boys'ta da var. hatta bizim banko sağ bekimiz, bayern münih'in yedeği şu anda. jelert örneğinin aynısı. kadro kalitesi farkı bu durumda.
ama biz, bizden zayıf 3 takımı da eleyemedik, 6 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldık.
okan buruk gitsin, bu takım, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor maçları hariç hepsini teknik direktörsüz kazanır. o kadar netim. takıma doğru düzgün antreman yaptıracak biri olsun yeter, okan onu bile yaptıramıyor.
takıma gelen her oyuncu fizik olarak geriye gidiyor (boey ve barış alper gibi özel antrenör tutup çalışmıyorlarsa). 8 ayda bırakın forma girmeyi, kilo aldırıp gönderdiğimiz ndombele, nice'te fit vücuduyla her hafta fransa liginin en iyi 11'ine seçilmekle meşgul.
okan buruk tam olarak şudur:
takım üzerinde bilgi, birikim, taktik, teknik olarak hiçbir hakimiyet kuramadığı, oyuncularda da saygı uyandıramadığı için devamlı oyuncuların işine gelecek şekilde 2-3 gün izinler, hafif antremanlar, oyuncuların devamlı yurt dışına seyahat etmesine izin vermeler ile bir nevi oyuncuların suyuna gidiyor. bunun karşılığında da takım içinde isyan çıkmıyor, oyuncular da idareten sahada oynuyor. dolayısıyla zor maçlarda da bir şey yapamıyorlar.
yönetim, teknik ekip ve oyuncular içerisinde galatasaray'ın yabancı takımları yenmesi gibi bir hedef yok. tam bir fenerbahçe olduk. okan buruk'un da galatasaray umurunda falan değil. yahu bir insan 7'sinde neyse 70'inde de o. sağlık için yapmıyor bu işi! * galatasaraylı olsaydı büyük büyük laflar edeceğine, kendine ve takıma çeki düzen vermeye bakardı.
yine ligde hatayspor'u, bodrumspor'u yenerek şampiyonluğa oynayıp, avrupa rezaletlerinin üstüne sünger çekmeyi deneyecek.
okan buruk bu kafayla hiçbir zaman avrupa'da başarılı olamaz. ancak anamızın liginde kendi kadro kalitesinden 5 seviye altındaki takımları yenebilir. avrupa'da da okan buruk daha kötüsünü yapana kadar en kötüsü bu.
allah büyük işte, igor tudor'a sırf kendi camiasından değil diye (okan, galatasaray'ın başındaki hiçbir yerli hocaya laf edememiştir) verip veriştirmişti. tudor'un yaptığı avrupa'daki rezalet maçlar kendisine de nasip oldu. avrupa maçlarının basın toplantılarında aynı şekilde tudor gibi aklımızla alay etti.
igor tudor neyse, kendisi de benim için odur.
bu arada, tudor hiç değilse takıma iyi antreman yaptırıyordu.
iki maçta da yenemediği kopenhag'ın banko sağ beki olarak oynayan elias jelert'i transfer ettirip, seviye olarak yetersiz bulan teknik direktör.
gidip manchester city'ye elenmiyoruz, elendiğimiz takımlar kopenhag, sparta prag, young boys. iki maçta bayern münih'e kafa tuttu (sonucunda ikisinde de yenildi üstelik) diye havaya girildi de, bayern münih-galatasaray kadro kalitesi farkı galatasaray-kopenhag/sparta prag/young boys'ta da var. hatta bizim banko sağ bekimiz, bayern münih'in yedeği şu anda. jelert örneğinin aynısı. kadro kalitesi farkı bu durumda.
ama biz, bizden zayıf 3 takımı da eleyemedik, 6 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldık.
okan buruk gitsin, bu takım, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor maçları hariç hepsini teknik direktörsüz kazanır. o kadar netim. takıma doğru düzgün antreman yaptıracak biri olsun yeter, okan onu bile yaptıramıyor.
takıma gelen her oyuncu fizik olarak geriye gidiyor (boey ve barış alper gibi özel antrenör tutup çalışmıyorlarsa). 8 ayda bırakın forma girmeyi, kilo aldırıp gönderdiğimiz ndombele, nice'te fit vücuduyla her hafta fransa liginin en iyi 11'ine seçilmekle meşgul.
okan buruk tam olarak şudur:
takım üzerinde bilgi, birikim, taktik, teknik olarak hiçbir hakimiyet kuramadığı, oyuncularda da saygı uyandıramadığı için devamlı oyuncuların işine gelecek şekilde 2-3 gün izinler, hafif antremanlar, oyuncuların devamlı yurt dışına seyahat etmesine izin vermeler ile bir nevi oyuncuların suyuna gidiyor. bunun karşılığında da takım içinde isyan çıkmıyor, oyuncular da idareten sahada oynuyor. dolayısıyla zor maçlarda da bir şey yapamıyorlar.
yönetim, teknik ekip ve oyuncular içerisinde galatasaray'ın yabancı takımları yenmesi gibi bir hedef yok. tam bir fenerbahçe olduk. okan buruk'un da galatasaray umurunda falan değil. yahu bir insan 7'sinde neyse 70'inde de o. sağlık için yapmıyor bu işi! * galatasaraylı olsaydı büyük büyük laflar edeceğine, kendine ve takıma çeki düzen vermeye bakardı.
yine ligde hatayspor'u, bodrumspor'u yenerek şampiyonluğa oynayıp, avrupa rezaletlerinin üstüne sünger çekmeyi deneyecek.
okan buruk bu kafayla hiçbir zaman avrupa'da başarılı olamaz. ancak anamızın liginde kendi kadro kalitesinden 5 seviye altındaki takımları yenebilir. avrupa'da da okan buruk daha kötüsünü yapana kadar en kötüsü bu.
allah büyük işte, igor tudor'a sırf kendi camiasından değil diye (okan, galatasaray'ın başındaki hiçbir yerli hocaya laf edememiştir) verip veriştirmişti. tudor'un yaptığı avrupa'daki rezalet maçlar kendisine de nasip oldu. avrupa maçlarının basın toplantılarında aynı şekilde tudor gibi aklımızla alay etti.
igor tudor neyse, kendisi de benim için odur.
bu arada, tudor hiç değilse takıma iyi antreman yaptırıyordu.
