36070
sezonun başlamasına 3-4 gün kala oyuncularından bazları para için bazılar "ama çok üstüme geliyorlar" tribi için bazıları ise hocasıyla aynı paralelde olamadığı için gitmek istiyor..
baştan söyleyeyim bu bir yönetim savunma entrysi değildir. keser hep bir tarafa vurulmaz, adelet böyle sağlanmaz.
kerem aktürkoğlu ile başlayalım.
mayıs ayında şampiyonluk kutlarken "ben gidiyorum haberiniz olsun" tribi atan, şarkısını böyle seçen zat-ı muhterem döndü dolaştı, kaldı, kalıyor, kalacak derken son maçtan sonra yine gitme kararı almış yazılanlar doğru ise.
zidane "yedek kalmayı hazmedemiyorsanız büyük futbolcu olamazsınız" demişti. olay yedek kaldığınızda duruma nasıl tepki verdiğinizle alakalı. kerem bu duruma hiç doğru tepki vermedi.
barış alper'in önünde her maç 11 yazılırken, bu takımın yıldızı görülürken sorun yoktu. zirveye çıkmak marifet değil orada kalmak marifettir. bu takımın taraftarı lig tarihinin en çok gol atmış futbolcusunu ıslıkladı.
kaptanına "doğru top oyna" dedi.
haliyle şu anda ona yapılanları haksızlık olarak görüyorsa istediği şey adalet değil ayrıcalıktır...
abdulkerim'e gelince.
ne kadar çok kazanabileceği, bizde az kazandığı 30 yaşında, ağırlaşmış bir stoper için 3-4 milyon maaş kulağa çılgınca geldiği için gitmek istemesi normal gibi görünebilir.
ancak bence böyle bir şey olmaz.
zaha'ya ise hiç değinmiyorum.
kamptaki performansı öv. nasıl top oynadığımızı anladılar, güçlendiler de sonra maç 3-0 iken 11 kişiyi geçip gol atamadığı için sinirlen.
burada ana suçlu, oyuncular ve teknik kadrodur. galatasaray teknik kadrosu ne yazık ki iş şakalaşmaya ve espri yapamaya gelince iyi çalışıyor ancak oyuncular ile ciddi konularda iletişim sıfır.
oyunculara gelecek olursak onlarda sezonun başlamasına şurada birkaç gün kala ben gideceğim diyecek kadar aidiyetten yoksun olması "analizlerin" boşa çıktığını gösteriyor.
mayıs ayında ben gideceğim diyen adam kalacağım dediğinde bile göndermeyen yönetim de suçlu. birisi gideceğim diyorsa planlamanı ona göre yapıp "hadi kardeşim bak keyfine" demek lazım.
maaş olarak düşük kalıyorum zengin olmam lazım, para lazım diyen bir stoperle, mayıs ayında konuşup "biz seni satmak istemiyoruz sen ne istiyorsun?" diye sormak gerek. isteği gitmekse onunda kalmasına müsaade etmemeli kulüp.
teknik kadro bu konuşmaları yapıp, oyuncuların isteklerine göre yeni sezon kadrosunu yapılandırmalı. sol ayaklı stoper bakıp, yerli kanat oyuncularına odaklanmalı....
galatasaray futbol takımı artık giden dur dememeyi, gidenin yerini hemen dolduracak teknik yeterliliği ve daha da önemlisi her gitmek isteyeni uygun maliyetle elden çıkarmayı bırakmalı.
wendel gelmek istiyorum dediği halde nasıl zenit'in satmadığını, oyuncu gitmek istiyorum deyince akan suların durmadığını görebiliyoruz. aynısı fofana için geçerli. monako hala istediği rakama yakın bir rakam gelmeden salmıyor. manu desen öyle.
oyuncular şu an gitmek istiyorsa belirlenen bonservis bedelinin altına satılmamalı, gerekirse kalmalılar ve yedek olarak rotasyona dahil edilmemeliler.
galatasaray öyle her canınız istediğinde gidip gelebileceğiniz, para kazanmak için gitmem lazım diyebileceğiniz bir yer değil.
yönetimden beklentim bunu hatırlamaları. teknik kadro ise görevini daha doğru şekilde yerine getirmeli ve gidecekleri mayıs ayında belirleyip "kampta bir göreyim ya" demeyi bırakmalı.
sanırım artık yeter! dediğimiz noktadayız.
baştan söyleyeyim bu bir yönetim savunma entrysi değildir. keser hep bir tarafa vurulmaz, adelet böyle sağlanmaz.
kerem aktürkoğlu ile başlayalım.
mayıs ayında şampiyonluk kutlarken "ben gidiyorum haberiniz olsun" tribi atan, şarkısını böyle seçen zat-ı muhterem döndü dolaştı, kaldı, kalıyor, kalacak derken son maçtan sonra yine gitme kararı almış yazılanlar doğru ise.
zidane "yedek kalmayı hazmedemiyorsanız büyük futbolcu olamazsınız" demişti. olay yedek kaldığınızda duruma nasıl tepki verdiğinizle alakalı. kerem bu duruma hiç doğru tepki vermedi.
barış alper'in önünde her maç 11 yazılırken, bu takımın yıldızı görülürken sorun yoktu. zirveye çıkmak marifet değil orada kalmak marifettir. bu takımın taraftarı lig tarihinin en çok gol atmış futbolcusunu ıslıkladı.
kaptanına "doğru top oyna" dedi.
haliyle şu anda ona yapılanları haksızlık olarak görüyorsa istediği şey adalet değil ayrıcalıktır...
abdulkerim'e gelince.
ne kadar çok kazanabileceği, bizde az kazandığı 30 yaşında, ağırlaşmış bir stoper için 3-4 milyon maaş kulağa çılgınca geldiği için gitmek istemesi normal gibi görünebilir.
ancak bence böyle bir şey olmaz.
zaha'ya ise hiç değinmiyorum.
kamptaki performansı öv. nasıl top oynadığımızı anladılar, güçlendiler de sonra maç 3-0 iken 11 kişiyi geçip gol atamadığı için sinirlen.
burada ana suçlu, oyuncular ve teknik kadrodur. galatasaray teknik kadrosu ne yazık ki iş şakalaşmaya ve espri yapamaya gelince iyi çalışıyor ancak oyuncular ile ciddi konularda iletişim sıfır.
oyunculara gelecek olursak onlarda sezonun başlamasına şurada birkaç gün kala ben gideceğim diyecek kadar aidiyetten yoksun olması "analizlerin" boşa çıktığını gösteriyor.
mayıs ayında ben gideceğim diyen adam kalacağım dediğinde bile göndermeyen yönetim de suçlu. birisi gideceğim diyorsa planlamanı ona göre yapıp "hadi kardeşim bak keyfine" demek lazım.
maaş olarak düşük kalıyorum zengin olmam lazım, para lazım diyen bir stoperle, mayıs ayında konuşup "biz seni satmak istemiyoruz sen ne istiyorsun?" diye sormak gerek. isteği gitmekse onunda kalmasına müsaade etmemeli kulüp.
teknik kadro bu konuşmaları yapıp, oyuncuların isteklerine göre yeni sezon kadrosunu yapılandırmalı. sol ayaklı stoper bakıp, yerli kanat oyuncularına odaklanmalı....
galatasaray futbol takımı artık giden dur dememeyi, gidenin yerini hemen dolduracak teknik yeterliliği ve daha da önemlisi her gitmek isteyeni uygun maliyetle elden çıkarmayı bırakmalı.
wendel gelmek istiyorum dediği halde nasıl zenit'in satmadığını, oyuncu gitmek istiyorum deyince akan suların durmadığını görebiliyoruz. aynısı fofana için geçerli. monako hala istediği rakama yakın bir rakam gelmeden salmıyor. manu desen öyle.
oyuncular şu an gitmek istiyorsa belirlenen bonservis bedelinin altına satılmamalı, gerekirse kalmalılar ve yedek olarak rotasyona dahil edilmemeliler.
galatasaray öyle her canınız istediğinde gidip gelebileceğiniz, para kazanmak için gitmem lazım diyebileceğiniz bir yer değil.
yönetimden beklentim bunu hatırlamaları. teknik kadro ise görevini daha doğru şekilde yerine getirmeli ve gidecekleri mayıs ayında belirleyip "kampta bir göreyim ya" demeyi bırakmalı.
sanırım artık yeter! dediğimiz noktadayız.