96
ilk altın madalyayı celine dion'un kazandığı organizasyon.
açılış töreni bizim gariban eski açık'ta ryu ile ken'in hareket ettiği street fighter koreografisini anımsatmıştır. o koreografinin çok daha komplike olanları, arena'nın kale arkası tribününde kısa film çekiliyor gibi yapılabiliyor.
o gün yağan yağmurda betonları bastıkça ufalanan, polis kordonu ve karaborsa yeleklilerin yarısını kapattığı, üstünde ne bir çatı ne bir şey olan, bir kapı boşluklarının ortadan böldüğü minnacık eski açık sahnesinde ryu'nun aduketini ken'e götürmek uçuk bir olaydı.
adamlar öyle bir açılış töreni yapmış ki, televizyondan izlerken bile her detayına hakim olmak zor. kesin olmayan bilgilere göre 300 bin küsur insan yerinde takip etmiş, ancak kaç tanesi olayın %10'undan fazlasına hakim olabilmiştir; merak konusu.
sabah sabah ne saydırıyor bu huysuz ihtiyar diye düşünen okuyucular, gezme değil de yayıncılık hevesiyle oraya giden birkaç türk gazeteci/yayıncının basın tribününden yaptığı paylaşımlara bakabilir.
ha bizim ucunda gezme var diye spor sevdalısı oluveren half influencer, half instagirl/instaboy arada denk gelirse de iş yapan tayfa daha izlemeden bayılmıştır sırf paris'te diye.
o yüzden muhtemelen, bizim büyük madalya ümitlerinden biri gümleyip de gündem ona kayana dek, özellikle yeni nesil medya bunların hakimiyetinde olduğu için açılış oyunlarının muhteşemliğini dinleyeceğiz gibi duruyor...
açılış töreni bizim gariban eski açık'ta ryu ile ken'in hareket ettiği street fighter koreografisini anımsatmıştır. o koreografinin çok daha komplike olanları, arena'nın kale arkası tribününde kısa film çekiliyor gibi yapılabiliyor.
o gün yağan yağmurda betonları bastıkça ufalanan, polis kordonu ve karaborsa yeleklilerin yarısını kapattığı, üstünde ne bir çatı ne bir şey olan, bir kapı boşluklarının ortadan böldüğü minnacık eski açık sahnesinde ryu'nun aduketini ken'e götürmek uçuk bir olaydı.
adamlar öyle bir açılış töreni yapmış ki, televizyondan izlerken bile her detayına hakim olmak zor. kesin olmayan bilgilere göre 300 bin küsur insan yerinde takip etmiş, ancak kaç tanesi olayın %10'undan fazlasına hakim olabilmiştir; merak konusu.
sabah sabah ne saydırıyor bu huysuz ihtiyar diye düşünen okuyucular, gezme değil de yayıncılık hevesiyle oraya giden birkaç türk gazeteci/yayıncının basın tribününden yaptığı paylaşımlara bakabilir.
ha bizim ucunda gezme var diye spor sevdalısı oluveren half influencer, half instagirl/instaboy arada denk gelirse de iş yapan tayfa daha izlemeden bayılmıştır sırf paris'te diye.
o yüzden muhtemelen, bizim büyük madalya ümitlerinden biri gümleyip de gündem ona kayana dek, özellikle yeni nesil medya bunların hakimiyetinde olduğu için açılış oyunlarının muhteşemliğini dinleyeceğiz gibi duruyor...