11062
kurum kültürü diye birşey var. profesyonel hayatda çok görürsünüz. bazı şirketlerde(türkiyede her nekadar bu çok olmasada) emekliliğine yakın adamlar o şirketde çalıştırılmaya devam ederler. bir bakarsın adam sabahtan akşama kadar lak lak yapıyor ama anlamassın lan bu adam neden burada çalışıyor diye. hani patron kalkıp onu kovması çokda problem olmaz alt tarafı 15-20 tane kıdem ihbar verir adamı yollar dersiniz ama adamın o şirketde bundan daha fazla rolü vardır. aslında adam oranın çimentosudur. linkedindan o şirketde çalışmak isteyen aklı başında bir çalışan ilk önce bakar bu şirketin en eski çalışanı nekadar zamandır orada diye. sonra bakar ortalama çalışan süresi nekadar diye falan. çünkü learning curve denilen şey biraz maliyetlidir. işveren için çok sürkülasyon olması çalışanlar arasında, belki gün içinde ucuza adam çalıştırdığını gösterir ama gün sonunda işverene pahalıya patlar. ben çok biliyorum çalıştığım yerlerde 5-6 yıllık adamların çıktıklarında geride kalanların göbeklerinin çatladığını. giden adama yüzde 5 zam yapsa herşey aynı şekilde çalışaçağından sırf bu üç kuruşu vermemek için projeleri baltalayan işverenler yöneticiler çok gördüm. zaten avrupa ile türkiye arasındaki en büyük farkda bu. avrupada şirketler kurumsal kimlikleri daha oturmuş olurken türkiyede patron baba ölünce oğullar paraları ankara pavyonlarında yiyip 2 seneye şirketin kapısına kepenk vuruyorlar.
galatasaray liseden beri aslında avrupa kültürünü almış bu kurum kültürünü ister istemez malzemecisinden futolcusuna kadar aşılamış bir klüp. zaten bizi onlardan farklı yapan en büyük etken bu. 119 yıl önce osmanlının son dönemlerinde bir adam kalkıp maksadımız türk olmayanları yenmek derken rakip camia ise bizim büyüklüğümüz ne kupa büyüklüğüdür ne başka büyüklükdür bizim büyüklüğümüz başka büyüklükdür diyip işi benim babamın arabası varya otobanda 250 basıyor oğlum seviyesindedir.
yani galatasaraydaki bu kültür zamanında baba gündüzlerden fatih terimlere kadar bir silsile halinde hep devam etmiştir. bu kültürün bugün ki temsilcisi ise okan burukdur. emin olun galatasarayda ne fatihler ne okanlar ne baba gündüzler ne coşkun özarılar ne hakanlar ne metinler biter. yarın bakarsınız başka biri gelir o yine alır bayrağı öbür tarafa taşır. galatasarayı diğerlerinden ayıran en büyük fark bu. oyüzden karşı taraf bunu kopyalamaya çalıştığında saki duruyor üstünde. en son odaklan mottosunda ki gibi.
yani sözün özü okan buruk galatasarayın ta kendisidir. gökhan türkmenin şarkısında ki sen istanbulsun gibi sen galatasaraysin. ama görevi henüz yeni başlıyor. çünkü bu bir bayrak yarışı. nasıl ondan öncekiler şampiyon klüplerde yarı final oynattılar, nasıl ondan öncekiler uefa kupasını aldılar şimdi sıra onda ligde yapması gerekenlerden sadece 1 tane kaldı. 5 sene üst üste şampiyon olmak hoş çokda önemli değil ama asıl yapması gereken şey galatasaraya 1 avrupa kupası getirmek ondan sonra bayrağı başka bir arkadaşa devredip görevini tamamlayacaktır. yürüyedur hocam.
galatasaray liseden beri aslında avrupa kültürünü almış bu kurum kültürünü ister istemez malzemecisinden futolcusuna kadar aşılamış bir klüp. zaten bizi onlardan farklı yapan en büyük etken bu. 119 yıl önce osmanlının son dönemlerinde bir adam kalkıp maksadımız türk olmayanları yenmek derken rakip camia ise bizim büyüklüğümüz ne kupa büyüklüğüdür ne başka büyüklükdür bizim büyüklüğümüz başka büyüklükdür diyip işi benim babamın arabası varya otobanda 250 basıyor oğlum seviyesindedir.
yani galatasaraydaki bu kültür zamanında baba gündüzlerden fatih terimlere kadar bir silsile halinde hep devam etmiştir. bu kültürün bugün ki temsilcisi ise okan burukdur. emin olun galatasarayda ne fatihler ne okanlar ne baba gündüzler ne coşkun özarılar ne hakanlar ne metinler biter. yarın bakarsınız başka biri gelir o yine alır bayrağı öbür tarafa taşır. galatasarayı diğerlerinden ayıran en büyük fark bu. oyüzden karşı taraf bunu kopyalamaya çalıştığında saki duruyor üstünde. en son odaklan mottosunda ki gibi.
yani sözün özü okan buruk galatasarayın ta kendisidir. gökhan türkmenin şarkısında ki sen istanbulsun gibi sen galatasaraysin. ama görevi henüz yeni başlıyor. çünkü bu bir bayrak yarışı. nasıl ondan öncekiler şampiyon klüplerde yarı final oynattılar, nasıl ondan öncekiler uefa kupasını aldılar şimdi sıra onda ligde yapması gerekenlerden sadece 1 tane kaldı. 5 sene üst üste şampiyon olmak hoş çokda önemli değil ama asıl yapması gereken şey galatasaraya 1 avrupa kupası getirmek ondan sonra bayrağı başka bir arkadaşa devredip görevini tamamlayacaktır. yürüyedur hocam.