9564
galatasaray spor kulübü başkanı.
başlarda çok hatası oldu ama o zamanlar kulüp yönetimiyle ilgili hiçbir şey bilmediğini de unutmamamak lazım. efsane dediğimiz başkan faruk süren yıllarca ali tanrıyar’ların, alp yalman’ların yanında kulübün içindeydi, neyin nasıl yapılacağıyla ilgili fikirleri vardı ama bu durum dursun özbek’in başkanlığına dek hiç olmamıştı ve bu tecrübe yoksunluğu başlarda yaptığı birçok fahiş hataya sebebiyet verdi. işleri öğrenmeye başladığında futbol takımını sahada rezil eden futbolculardan 1 ayda nasıl kurtulup 2 sene üst üste şampiyon olan belhanda, fernando, gomis, feghouli’li takımı nasıl kurduğunu unutmamak lazım. ayrıca bu söylediğimi 1 değil 2 kere yaptı bu adam.
unutmamak gerekir ki, bir tarafına teneke bağlayıp gönderilen burak elmas, florya, kemerburgaz ve riva projeleri için dursun özbek’in kapısında yattı. x’de birçok galatasaray sevdalısı, galatasaray’la maddi olarak işi olmayan kulüp üyeleri, her gönderilerinde dursun özbek’i başkan olmadığı dönemde de yad ediyorlardı. bu demektir ki bu adam kulüp adına çok da bet beter şeyler yapmamış, bir şeyleri de doğru yapmış. yani bizim taraftar olarak gördüğümüzle kapalı kapılar ardında yaşananların çok farklı olduğunu düşünüyorum.
kaldı ki otele fatura ya da kulübe verilen paraların geri alınması dursun özbek’le ilgili bir konu değil. galatasaray camiası, hiçbir kimsenin 1 lirasının kulüpte kalmasını istemeyen bir camia. bu özelliği dünyada hiçbir kulübe benzemez zira insanoğlu beşer şaşar olduğu için verdiği para karşılığında kulüpte söz sahibi olma gafletine düşmesini istemez.
ayrıca verilen paraya faiz uygulanmasını da şu açıdan incelemekte fayda var. velef ki dursun özbek 1000tl verdi ve zamanı geldiğinde 1100tl aldı. belli aynı gün ve şartlarda herhangi bir bankaya gidilseydi yine 1000tl alınacak ama aynı geri ödeme süresi geldiğinde 2000tl ödenecekti.
dolayısıyla konuşulan ya da rivayet edilen diyelim şeylerle ilgili bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamanın daha sağlıklı olduğu kanaatindeyim. zira gerçekte olan, rivayet edilenden çok farklı olabilir. galatasaray genel kurulu aptallardan değil bilakis ülkenin en değerli, en aklı selim insanlarından oluşuyor. eğer kulübün aleyhine bir durum varsa, gerekeni yapmayı bilir.
başlarda çok hatası oldu ama o zamanlar kulüp yönetimiyle ilgili hiçbir şey bilmediğini de unutmamamak lazım. efsane dediğimiz başkan faruk süren yıllarca ali tanrıyar’ların, alp yalman’ların yanında kulübün içindeydi, neyin nasıl yapılacağıyla ilgili fikirleri vardı ama bu durum dursun özbek’in başkanlığına dek hiç olmamıştı ve bu tecrübe yoksunluğu başlarda yaptığı birçok fahiş hataya sebebiyet verdi. işleri öğrenmeye başladığında futbol takımını sahada rezil eden futbolculardan 1 ayda nasıl kurtulup 2 sene üst üste şampiyon olan belhanda, fernando, gomis, feghouli’li takımı nasıl kurduğunu unutmamak lazım. ayrıca bu söylediğimi 1 değil 2 kere yaptı bu adam.
unutmamak gerekir ki, bir tarafına teneke bağlayıp gönderilen burak elmas, florya, kemerburgaz ve riva projeleri için dursun özbek’in kapısında yattı. x’de birçok galatasaray sevdalısı, galatasaray’la maddi olarak işi olmayan kulüp üyeleri, her gönderilerinde dursun özbek’i başkan olmadığı dönemde de yad ediyorlardı. bu demektir ki bu adam kulüp adına çok da bet beter şeyler yapmamış, bir şeyleri de doğru yapmış. yani bizim taraftar olarak gördüğümüzle kapalı kapılar ardında yaşananların çok farklı olduğunu düşünüyorum.
kaldı ki otele fatura ya da kulübe verilen paraların geri alınması dursun özbek’le ilgili bir konu değil. galatasaray camiası, hiçbir kimsenin 1 lirasının kulüpte kalmasını istemeyen bir camia. bu özelliği dünyada hiçbir kulübe benzemez zira insanoğlu beşer şaşar olduğu için verdiği para karşılığında kulüpte söz sahibi olma gafletine düşmesini istemez.
ayrıca verilen paraya faiz uygulanmasını da şu açıdan incelemekte fayda var. velef ki dursun özbek 1000tl verdi ve zamanı geldiğinde 1100tl aldı. belli aynı gün ve şartlarda herhangi bir bankaya gidilseydi yine 1000tl alınacak ama aynı geri ödeme süresi geldiğinde 2000tl ödenecekti.
dolayısıyla konuşulan ya da rivayet edilen diyelim şeylerle ilgili bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamanın daha sağlıklı olduğu kanaatindeyim. zira gerçekte olan, rivayet edilenden çok farklı olabilir. galatasaray genel kurulu aptallardan değil bilakis ülkenin en değerli, en aklı selim insanlarından oluşuyor. eğer kulübün aleyhine bir durum varsa, gerekeni yapmayı bilir.