• 19
    bu başlığı sadece ülkemiz için değerlendirirsek, 90larda hayat şartlarının sosyal ihtiyaçları da sevebilir durumda kılması olabilir. televizyondaki kanal sayısının ve televizyon içeriğinin az olmasından dolayı ortaya çıkarılan dizi gibi, eğlence programı gibi ürünler de halk tarafından genel geçer olarak sevilirmiş. şehirlerimizde halkı kendine çeken güzel fuarlar olur ve bu fuarlara insanlar akın akın gelerek katılırlarmış. spor branşları, ticaretin kendini daha ön plana attığı bir durumda olmadığı için, ali koç gibi ayrıştırıcı figürler olmadığı ya da daha az olduğu için ülkenin sporseverleri de ortaya çıkan ürünleri daha ilgili şekilde seyredermiş.
    ama elbette en önemli faktör, ekonomik darboğazın ülke insanını bugünlerdeki gibi sıkıştırmaması bu başlıktaki sorunun cevabıdır diye düşünmekteyim. kimse kusura bakmasın ama insan canının, akşam evine götüreceği ekmeğin derdindeyken, çoluğunun çocuğunun okul masrafını nasıl karşılayacağım endişesi hakimken onu bu buhrandan ya da gerçeklerden, temelli olarak" ne mauro ıcardi uzaklaştırır ne de basketbol, tenis vb gibi spor dalları. bu sebeple de 90lı yıllarda ülke muazzam bir refah seviyesinde olmasa bile, en azından belli bir seviye iken. en azından ülkede kendini geçindirip, sosyal manada bir şeyler de yapabilen bir orta direk sınıfı var iken ilgisi basketbola meraklı olan insanlar da ülke basketboluna efes pilsen ile, uluslar arası basketbola da chicago bulls ve michael jordan sayesinde merak salmıştır kanaatindeyim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın