• 239
    iki gündür üstüne düşündüğüm olay.

    94 doğumluyum, futbol hafızam 2000lerin başından başlıyor. unuttuğum, hatırladıklarım, hepsi ile yıllardır futbol izliyorum, oynuyorum, konuşuyorum; yaşamaya çalışıyorum. ben fenerbahçe kadar megaloman, mağrur bir kulüp tanımadım. kendisini savunanlarının psikolojik halleri, taraftarlık ile açıklanamayacak düzeyde patolojik olduğunu bugün bir kez daha görüyoruz; ama hepsi senelerdir örülmüş sistematik bir planın parçası. bariz ve artık yemiyoruz.

    bu ülkede her şey 2010 sonrası tepetaklak gitmeye başladı. bunun adına ister ahir zaman -:)-, ister hükümet politikaları ne derseniz deyin şu bir gerçek 2010'dan sonra bu da olmaz artık dediğimiz ne varsa birer birer oluyor ve artık günlük temel ihtiyaçlarımız için yaşayabiliyoruz sadece. bu apayrı bir konu, lakin bu perspektifte değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum.
    3 temmuz şike süreci filmin başladığı nokta aslında. mevcut dosyadaki deliller ile uefa nezdinde ceza almış ve cas'tan red yemiş kulüp, bunu o gün yine ligden çekiliriz nidaları ile şeytan rıdvan ve saz takımı ile siyasi ayağı da devreye sokarak fenerbahçeli olduğu bilinen cumhurbaşkanı tarafından ''kulüpler ile şahıslar burada ayrı tutulmalıdır'' gibi hilkat garibesi, kimsenin anlam veremediği bir söylemle sürece yön verilerek; önce 3 temmuz kumpas davası şekline sokuluyor, akabinde yağız hırsız ev sahibini bastırırcasına 3 temmuz özgürlük mücadelesi şekline evriliyor. işte tam olarak burada mağduru oyna dönemi başlıyor malum kitle için. şike yaptığı tapelerle tespit edilen ve uefa tarafından ceza alınan, itirazı reddedilen, bir kuruş bile tazminat alamayan kulüp öyle bir mağdur edebiyatı yapıyor ki 15 temmuz süreci ile birlikte daha yüksek sesle dile getirerek malum terör örgütü kumpasıydı, geleceğimiz çalındı, tazminatımızı alacağız diye ısrarla bilinçli şekilde yaygara kopartılıyor. bugünden sonra o dönemin başkanvekili, şimdinin holigan başkanı biraz tehditvari, biraz kendi kitlesini konsolide edici ve gaz alıcı söylemlerle bugüne kadar süreci gerdi durdu; zira bu malum kişi her zaman için işine geldiği gibi davranmış ve işine geldiği insanlarla çalışmıştır. o gün mevcut delillerle şike kapsamında alt lige düşürülmesi gereken takım, bu mağrur yola saptığı için nefret diline başvurmuş, burnu da pislikten çıkmamıştır. nefret dillerinden eksik olmayan bu zümrenin amacı üzülerek söylüyorum ki ülke futbolunu geliştirmek değil, rekabet adı altından galatasaray ve trabzonspordan öç almaktır. evet, alacakları bir öç ile açıklayabiliyorum davranışlarını, söylemlerini. bu süreçten sonra kadıköyde stadyumu yakan, polis arabasını yakan, güvenlik görevlilerini döven, hakeme tüküren, ezeli rakibine ana avrat türkiyenin her yerinde sövdüren, hükümet ve uefa nezdinde sürekli şikayette bulunan; ezeli rakibini düşünmeden ve sataşmadan bir gün bile geçiremeyen kulüptür kendileri. hakeza trabzonspor da bu nefretten payını ziyadesiyle almıştır, ancak şu bilinmelidir ki trabzonspor a yapılanlar da galatasaray nefretinden ileri gelmektedir. ülkede son 14 yılda türk futbolu adına geçen tüm olaylarda ya primer faildir ya da ortalığı yangın yerine çevirendir. bu nefret dili, şampiyon olamadıkça öyle bir aşağılık hal almıştır ki bu sene hem saha içerisinde hem de saha dışında her gün iliklerimize kadar hissediyor ve görüyoruz. artık yeter.

    sıkıldım arkadaşlar. bu mağrur kitlenin, hokkabaz bir başkan ve avaneleri tarafından her gün nefretle yüklenmesinden bıktım. bir fenerbahçeli ile konuşmaya başladığımda lafın hemen 3 temmuz ve malum örgüt-galatasaray yakıştırmasına gelmesinden bıktım; hepsi andımızı okur gibi öğretilen aynı cümleleri okur üstelik. hakemlerin alanen tehdit edildiği, tff ve kurumlarının kendi çıkarları için hallaç pamuğuna çevrildiği, siyasete aba altından sopa gösterilmeye çalışıldığı bir ortamdan sıkıldım ve mevcut yönetimin daha fazla sessiz kalmayarak buna tepki göstermesini bekliyorum.
    haftalardır söylemleri ve yaptıkları ile gündemi menfaatleri için bilinçli şekilde gergin tutan kendileri, haftasonu trabzonda 10 kişi kalmadığı, faul olan pozisyon başlangıcı ile 3 puanı almış; üstüne maç öncesi başkanvekili bozuntusu ile başlayarak, maç öncesinde, içerisinde ve maç sonunda trabzonun sinir uçlarıyla oynayarak insanları sahaya dökmüş ve yine mağdur rolüne bürünmeye çalışmış; ancak nefretleri futbolcularına öyle sirayet etmiş ki yerde etkisiz halde bulunan adama kramponla tekme atacak kadar aciz duruma düştüklerini gördüklerinde mağrurca ligden çekiliriz şeklinde bir söylemle yara almadan kurtulmanın peşine düşmüştür. olay bundan ibarettir.
    o kadar sıkıldım ki konuşmak, görmek bile istemiyorum. bu seneki şampiyonluğu sıf bu nefret abidesinin gitmesi için, biraz olsun türk futbolu temizlenir, bu nefret söyleminden biraz olsun kurtuluruz da nefes alırız artık diye istiyorum.
    bu megaloman, mağrur kitle ligden çekildikleri takdirde ülke puanının silineceği, ligin değerinin dibe vuracağını ve kulüplerin birer birer batacağını ifade ediyorlar utanmadan şantaj yaparak. bugün şu ligde fenerbahçe diye bir takım olmasa insanlar birbirlerinden nefret etmeyecek, gergin gergin maç izlemeyecek, meydan muharebesi maçlara tanık olmayacak, kalp krizi geçirmeyecek, sinirleri bozulmayacak; keyifle futbol müsabakaları oynanıp rekabet edilebilecek, haftanın en güzel golü tartışılacak ve eskisi gibi hafta içi şu takım avrupadan bununla oynuyor diye merakla bekleyebilecek. bugün fenerbahçe takımı bu ligde olmasa transfer piyasasında aynı oyunculara talip olunup fiyat yükseltilmeyecek ve kulüpler daha fazla zarar etmeyecek. bugün fenerbahçe takımı bu ligde olmasa en kötü belçika, yunanistan ligi gibi oluruz.
    biz korkmuyoruz. teraziye çıkalım diyoruz gelmiyorlar, artık susun oyununuza bakın, sahada rekabet edelim diyoruz susmuyorlar, durmuyorlar. gencecik insanlar birbiriyle kavga edip kan döküldüğünde sizin yaptığınız iki kuruşluk açıklama ile o kan ellerinizden silinecek mi sanıyorsunuz? siz kimsiniz ve ne istiyorsunuz abi? neyin peşindesiniz?
    her neyin peşindeyseniz sizin gibi megaloman, mağrur bir zümrenin bu ligden çekilmeye bir tarafının yemeyeceğini senelerdir samimiyetsiz dilinizle yaptığınız söylemlerden öyle bir biliyoruz ki, bize bu filmi senelerdir temcit pilavı gibi izletiyorsunuz. suç sadece sizde değil ama, size müdahale etmeyerek/edemeyerek bu nefret dilini topluma yaymanıza mani olmayanların da eseri bu yaşanılanlar. sizden korkmadığım gibi, sizin atamayacağınız, yapamayacağınız o şantajlarınızdan da korkmuyorum. birkaç gündür düşündüğüm ve karar vardığım tek şey: 13 yıl önce gönderilmediğiniz yere umarım adam gibi sözünüzü tutup kendiniz gidersiniz de türk futbolu, bu insanlar bir sene olsun nefes alır.
    umarım bir kez olsun sözünüzün eri olursunuz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın